| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 03.05.2018 |
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle de bütün basın emekçilerinin gününü kutluyorum ve özellikle de şu anda hapiste tutuklu olan, tutsak olan basın emekçilerinin de gününü kutluyorum. Bir an önce serbest bırakılmalarını da temenni ediyoruz.
Yine buradan, tutsak olan Sayın Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Grup Başkan Vekillerimiz İdris Baluken, Çağlar Demirel ve diğer milletvekillerimizi, belediye eş başkanlarımızı ve haksız yere işten ihraç edilen ve şu anda cezaevinde olan bütün insanlarımızın da, yurttaşlarımızın da günü kutlu olsun diyoruz ve inşallah özgür, adil günlerde buluşma dileklerimizi, temennilerimizi de sunuyoruz.
Arkadaşlar, üniversitelerle ilgili, bölünmeleriyle ilgili yasa tasarısı hazırlanmış ama biz bunun yanlış olduğunu söylüyor ve ispat ediyoruz. Nasıl ispat ediyoruz? Örneğin El Ezher Üniversitesi dünyanın en eski üniversitelerinden biridir, 975 yılında kurulmuştur, 1 milyonun üzerinde öğrencisi vardır, 7 binin üzerinde öğretim üyesi vardır, o gün bugündür... Yani öğrenci sayısının fazlalığı negatif değil, pozitif etki yaratmıştır, bünyesinde 45 tane fakülte vardır. Düşünün ki bu 45 fakülte ayrılsın ve her biri ayrı bir isim alsın, Ezher Üniversitesi diye bir şey kalır mı? İşte, Mısır'ı, dünyayı, Afrika'yı aydınlatan Ezher'in bir işlevi kalır mı? Tabii ki de bugüne kadar bu isim kalmazdı, bu kaliteli, nitelikli eğitim de oluşmazdı, bugünlere gelmezdi. Yine, Kaliforniya'nın üniversitesinde 2 milyon 100 bin öğrenci var. Hindistan'da 4 milyon sayısını bulan, öğrenciyi barındıran üniversite var. İran İslam Üniversitesinde de 1,5 milyon öğrenci var. Niye ben dünyanın farklı üniversitelerinden, farklı kıtalarından örnek veriyorum? Bunlar dünyaca bilinen, tanınan, kendini kanıtlamış üniversitelerdir.
Bence ilk yapılması gereken şey, üniversitelerin bölünmesi değil, KHK'lerle işten atılan akademisyenlerin tekrar işe alınması gerektiğidir. Yine, aynı şekilde, sosyal medya paylaşımlarından dolayı okullarından uzaklaştırılan öğrencilerin tekrar üniversiteye alınması gerekiyor. Bunlar üniversitenin kalitesini artırır, yayınlanan bilimsel makalenin sayısı üniversitenin niteliğini artırır, bölünme artırmaz.
Yine, bizim, tedbir olarak beyin göçünü durdurmamız lazım. Dün ve bu son bir iki yıldır, ödülü aldıktan bu yana Aziz Sancar'la sürekli, haklı olarak iftihar ediyoruz, gurur duyuyoruz, örnek veriyoruz. Aziz Sancar niye Türkiye'de kalmadı, niye Türkiyeli bir bilim adamı bu ödülü almadı? Biz bunun üzerinde kafa yormalıyız, bu beyin göçünün önüne geçmeliyiz. Ama, OHAL ve KHK'lerden sonra binlerce akademisyenimiz, işte binlerce memurumuz, teknisyenimiz, mühendisimiz Avrupa'ya, Amerika'ya, dünyanın farklı ülkelerine göç etmiştir, kaçmıştır.
Yine bir örnek vereyim, benim köylüm olduğu için söyleyeyim, yakından, bire bir biliyorum: Midyat'ın Hapsinas köyünden olan Fuat Oduncu var, dünyanın en iyi kanser uzmanları arasında gösteriliyor ama Almanya'da şu anda tıp profesörü. Niye Türkiye'de değil? Bizim bunları geri getirmek için çabalamamız gerekiyor.
Bunun yanında, ben şunu da söyleyeyim: Bakın, Midyat'ta, Nusaybin'de, Kızıltepe'de sadece yüksekokullar var, üniversiteler yok. Oysaki dünyanın ilk üniversitesi Nisibis Akademisidir, Nusaybin Akademisidir. Bin sekiz yüz yıl önce orada tıp, felsefe, mantık, astronomi bilgisi veriliyordu, bugün orada üniversite yok ya! Yani demek ki biz, bin sekiz yüz yıl gerideyiz. Biz orada bir üniversite açalım. Midyat'ta taş işleme var, Süryanice var. İnsanlar Süryaniceyi Amerika'ya gidip öğrenmek zorunda kalıyor. Oysaki ana vatanı Mardin'dir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Bitireyim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Aslan.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Oysaki Süryanilerin -örneğin- ana vatanı Mardin'dir, Turabdin'dir. Evet, Mardin Artuklu Üniversitesinde Süryanice Bölümünün açılması pozitiftir, tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz ama bunun artırılması gerekiyor.
Türkiye'nin içinde -örneğin- 10 tane Arapça lehçe konuşuluyor. Mardin'de, Midyat'ta, Muş'ta, Hatay'da, Siirt'te, Urfa'da o konuşulan Arapça lehçelere yönelik bölümler açılmalıdır. Ama düşünün 1800'lü yıllarda Alman bilim adamları Mardin'de konuşulan Mıhellemi lehçesiyle ilgili kitap yazmış, makale yayımlamış ama Türkiye'den, Mardin'den bu lehçeyle ilgili, Arapçanın Mıhellemi lehçesiyle ilgili herhangi bir makale yazılmamıştır.
Yine taş işlemede, mimaride Mardin dünyaca ünlüdür, Midyat dünyaca ünlüdür ama taş işlemeyle ilgili herhangi bir bölümümüz maalesef yoktur.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aslan.