GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:02.05.2018

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 556 sıra sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde kapsamında yapılan düzenlemeyle, özel öğrenci barınma hizmetleri veren yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının haczine ilişkin değişiklikler öngörülmektedir. Geldiğimiz son noktada, bireylerin temel haklarını birer birer piyasa ilişkilerine açan neoliberal anlayış, barınmayı hak olmaktan çıkarıp fiyatı farklılaşan bir meta hâline dönüştürmüştür. Bakınız, kişilerin en temel hakları olan eğitim, barınma, beslenme, ulaşım gibi hakları birbirinden ayrılmaz bir bütünlük arz etmektedir. Bir kişinin eğitimini tam ve eksiksiz bir biçimde sürdürebilmesi için ruhsal ve bedensel açıdan kendini sağlıklı ve güvende hissettiği fiziksel yapılarda barınıyor olması elzemdir. Türkiye'de üniversite öğrencilerinin barınma sorununu çözmeye yönelik yapılar olarak devlet yurtları, üniversite yurtları ve özel yurtlar öne çıkmaktadır. Gerek devlet yurtlarının kontenjan yetersizliği ve gerekse üniversite ve özel yurt fiyatlarının yüksekliği arasında sıkışan üniversite öğrencileri başka bir çözüm yolu olarak kiralık evleri tercih edebilmekte ancak kiralık evler de mevcut sorunu çözmenin oldukça uzağındadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devlet yurtlarında barınmak için 2016-2017 öğretim yılında Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna başvuran 414.664 öğrenciden 337.570 öğrenci yurtlara yerleştirilmiştir. Kredi ve Yurtlar Kurumunun 2016 yılı faaliyet raporu verilerine göre ise 686 devlet yurdundaki toplam yatak kapasitesi 556.611'dir. Ancak Yükseköğretim Kurulunun aynı zaman dilimi için ortaya koyduğu veriler, Türkiye'de toplam 7 milyon 198 bin 987 yükseköğretim öğrencisi olduğunu göstermektedir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, ülkemizde sadece 4 milyonu lisans öğrencisi olmak üzere 7 milyondan fazla yükseköğrenim öğrencisi için 556.611 kişilik yurt kapasitesi bulunmakta ve ne yazık ki her 13 öğrenciye sadece 1 yatak düşmektedir.

Değerli milletvekilleri, sınırlı kapasiteye rağmen devlet yurtlarına yerleşebilen öğrenciler zaman zaman 6 ve 8 kişiyi bulan odalar, rutubetli ve temizliğine özen gösterilmeyen yaşam alanları, yetersiz etüt salonları, yeterince hijyenik olmayan lavabo ve tuvalet sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Farklı ücrete tabi devlet yurtlarında ise hem ücret hem de hizmet farklılaşmaktadır ancak burada bahsedilen hizmet, bireylerin en doğal hakkı olan barınmayı bir hak olmaktan çıkarıp, olanaklarına göre fiyatı farklılaşan bir metaya çevirmektedir. Dikkatinizi çekerim, bu, aynı zamanda "Paran kadar iyi yaşa." mantığıdır. Bu olgu, yükseköğretimin içindeki eşitsizlikleri yeniden ve yeniden üretmektedir.

Değerli milletvekilleri, üniversite öğrencileri devlet yurtlarının yetersizliği sebebiyle ikinci bir tercih olarak özel yurtlara yönelmektedir. Özel yurtlar ise piyasalaşmanın -deyim yerindeyse- kalbinde bulunmaktadır. Sayıları her geçen gün çoğalmakla birlikte fiyatları da bir o kadar yükselen özel yurtlar, öğrencinin müşteri olarak görüldüğü ve bunun oldukça rahat dile getirildiği yerlerdir. Özel yurtların yıllık ücretleri 3.500 TL'den başlayarak 20.000 TL'ye kadar yükselebilmektedir.

Değerli milletvekilleri, bazı basın ve yayın organlarına yansıyan haberlere göre, kimi özel yurtlarda kayıt olurken yurt yönetimi tarafından vaat edilenler sözleşme yapıldıktan sonra unutulmakta, öğrenciler sağlıksız yurt koşullarına mecbur bırakılmaktadır. Yurttan ayrılmak isteyen öğrenci, imzaladığı senetler sebebiyle henüz kalmadığı ayların da ücretini ödemeye zorlanmakta, icraya verilmekle tehdit edilmekte ve maalesef, öğrenciyi intihara götürecek kadar vahim sonuçlara sebebiyet verebilmektedir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde üniversite öğrencilerinin giderek büyüyen barınma sorunu kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. Türkiye'de giderek artan üniversite sayısına karşılık, umudumuz, yarınımız olan gençlerin barınma sorununu görmezden gelen bir anlayışın artık kabul edilemez olduğunu belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)