| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 02.05.2018 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; seçime giderken apar topar getirilen bu yasanın iki unsuru var: Bir, Anadolu'da yeni açılacak üniversiteler. Bunları destekliyoruz ve bunlar için öğretim üyesinden binasına kadar ne gerekirse verilsin diyoruz ve eğitimden tasarruf israftır diyoruz. Asıl önemli olan, ikinci unsur ise üç büyük üniversitenin bölünmesidir. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi adına gelen konuşmacının tek sığındığı şey "Üniversiteler fazla büyüktü, küçülteceğiz, ikiye böleceğiz, rekabet olacak." dedi. Bunun hiçbir mantığı yok sayın milletvekilleri. Allah aşkına, çocuk mu kandırıyorsunuz? Karşınızda üniversiteler var, öğretim üyeleri var. Bakın, eğer bu mantık doğruysa buradan iktidar partisine soruyorum: İktidara geldiğinizde 37 bakanlık vardı. Kaça indirdiniz? 25'e. Şimdi hedefiniz ne? Dört gün önce Binali Yıldırım ne dedi? "15'e indireceğiz." dedi. Hani bölünce, ayırınca rekabet oluyordu? Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığını birleştirdiniz, şimdi o bakanlıkları daha da artıracaksınız. Demek ki hiçbir mantığı yok bunun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hiç uymadı ki.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Yine bir başka... Eğer bu mantığınız doğruysa sayın milletvekilleri, üniversitelerin içini boşalttığınızın, bu kurumları yerle bir ettiğinizin bir göstergesi de Sağlık Bilimleri Üniversitesi. Buradan iktidar milletvekillerine soruyorum, Hükûmet dâhil: Kaç tane fakültesi var Sağlık Bilimleri Üniversitesinin, kaç tane hastanesi var? Soruyorum, soruyorum... 68. Sağlık Bilimleri Üniversitesinin 68 tıp fakültesi hastanesi var. Ayda 2 tane bağladınız. Kuruluş tarihi ne zaman? 2015. Peki, logosunda ne yazıyor? 1903. Ne yapmışsınız? "GATA'yı -katakulli- ona bağlayalım, Anadolu'daki üniversitelerden ikisini buna katalım." Ortaya ucube bir şey çıkarmışsınız. Şimdi, bu 68 üniversitenin hangisinde, neresinde, kim nereye bağlı belli değil. Başvuranlar nereye başvuracağını bilemiyorlar. Hiç değilse sosyal medyaya bakın, oradan göreceksiniz.
Şimdi, güzelim İstanbul Üniversitesini, güzelim Gazi Üniversitesini, İnönü Üniversitesini parçalayarak güya "Rekabet yaratacağız." diyorsunuz. Sayın milletvekilleri, bu, bu üniversitelerin büyük ölçüde marka değerini düşürmek, hatta "Biz bu üniversitelerden organ alıp organ nakli yaptık. Bunu başka bir yerde yaşatacağız." demeye benziyor.
Bakın, İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri size ulaşamayınca ilan verdiler çünkü siz -iktidar- yasa yapmanın ruhunu bozdunuz. Bir yasayı yaparken muhatabına sorulurdu. Sayın Bakan, Sayın YÖK; size ulaşamadılar, dediler ki: "O zaman biz derdimizi ilanla anlatalım. Biz bölünmek istemiyoruz. Bu üniversiteye kıymayın, bu üniversite dünyadaki ilk 500 üniversiteden biri." Şimdi, bunu ayırdınız.
Aziz Sancar'dan söz edildi. Pek çok öğretim üyesi bu okullardan mezun. Kayda girince ne yazacak? İstanbul Üniversitesiydi, şimdi "Cerrahpaşa" yazacak. Her şey yeniden başlayacak. Bütün kayıtlar dünya literatüründeki sıralamaya yeniden girmeye çalışacaklar. Yazık değil mi? Yazık değil mi bu okullara?
Gazi Üniversitesi 1926'da kurulmuş. Şu anda Gazi Üniversitesi hukukta ve idari bilimlerde Türkiye 1'incisi, tıpta Türkiye 4'üncüsü. Şimdi, siz buradan bir bölüm alacaksınız, başka bir üniversite yaratacaksınız. Oradaki Gazililer de yeni üniversitede dertlerini anlatıncaya kadar, daha doğrusu bu yeni üniversitenin dünyaya, Türkiye'ye tanıtımı için en az bir kuşak gerekecek sayın milletvekilleri. Katlediyorsunuz, kıymayın. Her şeyi böldünüz. Zaten bu öğrenciler, şu anda Gazi Üniversitesine giren, İstanbul Üniversitesine giren öğrenciler lisedeyken liseye giriş şekli değişti, üniversitedeyken şimdi üniversitesinin adı değişiyor. Bunun hiçbir mantığı yok, hiçbir şekilde anlatamazsınız bunu. AKP üyelerini dikkatle dinledim, bu üç üniversiteyle ilgili söyleyebildikleri tek şey bu oldu "Çok büyüktüler, küçülttük." Sonra, Erzurum Üniversitesi...
SALİH CORA (Trabzon) - KTÜ'den beş üniversite çıktı, büyüdü.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Kamil Bey yeri geldikçe söyledi, 210 bin öğrencisi var, orayı niye bölmüyorsunuz? Bölün demiyorum ama sadece rakam değil, sadece sayı değil demek ki. Aklımıza kötü şeyler geliyor. Bu üniversitelerin ruhunu mu boşaltmak istiyorsunuz? Bu üniversiteleri ikiye bölerek aslında bir TOKİ mi yaratmak istiyorsunuz? Arazilerine göz diktiniz de diyemiyor musunuz? Yakın geçmişte zaten veteriner fakültesinin o güzelim araştırma birimlerini aldınız, oradan TOKİ'ye verdiniz.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Hepsini küçültecekler, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesini en büyük yapacaklar, bütün hesap o.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Gerçekten, bu kadar insanın yararlandığı, on yıllar boyunca bilime, araştırmaya hizmet etmiş bir yeri TOKİ'ye vermek hangi mantığa yakışır? Nabi Hocam -bilmiyorum, geçmiş dönemlerde Bakanlık yaptı- nasıl değerlendiriyor? Sayın Bakan eğitimi anlata anlata bitiremiyor ama bu bir gerçek. Verdiğiniz rakamlar... Eğitime katkı büyüdü evet ama nerelerde büyüdü? Bina yapımı, kadro alımı. İşte, bu da eğitime katkı görünecek güya. Yeni rektörler, yeni binalar, yeni kadrolar; bu mu eğitime katkı? Yapmayın bunu, yapmayın bunu.
Bu üç üniversitenin üyelerinin pek çoğu buradaydı, bilmiyorum Sayın Bakan onlarla muhatap oldu mu? İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde öğretim üyeliği yapan bir kişi istese, normal bir vakıf kurumuna, vakıf üniversitesine gitse maddi olarak en az iki üç kat daha fazla para kazanır. Ama istemiyorlar çünkü bir kurumsal aidiyet var. Kurumsal aidiyet ruhunuzu yitirdiniz mi? Bunun hiçbir anlamı yok mu sizin için? Eğer İstanbul Üniversitesi bugün dünya çapında bir değer kazandıysa gerçekten orada pek çok bilimin araştırma bölümlerinin de ortak hareket etmesiyle, birlikte kurdukları o laboratuvarlarla birlikte bir ruh edindi. Şimdi bunu ayıracaksınız. Kimin nereye ayrılacağı belli değil. Diyorlar ki: "İletişim fakültesi geri dönüyormuş ama veteriner kalıyormuş." Hangi mantıkla belli değil. Pek çok fakülte... Diyelim ki orman fakültesi, tamamen tıp bilimlerinin olduğu bir yerde. Deniyor ki: "Oraya da ayrıca açarız." Zaten, bu yasa Komisyona gelirken o kadar çok değişti ki biz bu değişikliklerin son şekline ancak dün ulaşabildik.
Sayın milletvekilleri, bir konu daha var yine bununla ilgili. Yine bu yasanın içinde bir başka haksızlık, imam-hatipler üzerinden yapılan, gerçekten toplum vicdanını kanatan bir başka bir durum, ilahiyat fakültesine gidenler iki yıllık ön lisanstan sonra lisansı tamamlayabilecekler. Güzel mi? Güzel. İlahiyata olsun. Peki, tarım teknisyenlerinin suçu ne? 7 bin tarım teknisyeni de aynı durumda, onlar için de bir önerge verildi ama bağır bağır Hükûmet sağır, sadece kendi duymak istediğini duyuyor. Burada bu yasanın bütününe baktığınızda, bu bölünen üniversitelerin yanı sıra ilahiyat fakülteleriyle ilgili getirdiğiniz bu ayrıcalık da ne kadar vicdandan uzak, ne kadar halkın gerçeklerinden uzak olduğunuzu gösteriyor çünkü biraz dinleseniz "Bu da var." diyecekler. İçinizden vicdanı olanlar belki çıkacak "Ya, bu 7 bin tarım teknisyeni, bunları da katalım bu işin içine." diyecekler. Ama yok, kendi kafanızda neyi planladıysanız sadece onu yapıyorsunuz sayın milletvekilleri.
Şimdi, burada, özellikle İnönü Üniversitesine de ayrıca değinmek istiyorum. İnönü Üniversitesi, Fatih Hilmioğlu'nun orada karaciğer nakli yaptığı dönemde dünya ölçeğinde başarı sağlamış, zaten Tıp fakültesinin adı da Turgut Özal Tıp Fakültesi. Ama şimdi siz İnönü'yü bölmek ve oradan iki ayrı üniversite çıkarmak istiyorsunuz. Niye? Oradaki farklı fakültelerden öğrenciler de geçen hafta buradaydılar. sordum, oy birliğiyle "Bölünmeye hayır." dediler. İçlerinde "Adalet ve Kalkınma Partisine oy verdim." diyenler de vardı. Bunu yayınlayabilir miyim diye sordum. "Hayır, başımıza bir şey gelir." dediler. Yani bölünmekten korkuyorlar ama bunu ifade ederlerse başlarına kötü bir şey geleceği endişesiyle de açıklayamıyorlar. İşte eğitimde geldiğiniz nokta bu. İşte bütün bunların üzerine şimdi giderayak tüy dikiyorsunuz. Türkiye'nin markası olan bu üç üniversiteye kıymayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Sayın Başkan, son bir dakika...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Şimdi burada Sayın Bakanın eğitimle ilgili olarak verdiği rakamların hepsi tamam da o paraların çoğu değişikliklere gitti. Sizlere uzun uzun hangi sınav nasıl değişti anlatmayacağım; sadece 24 Haziranda sınava girecek bir lise öğrencisinin 2017 öğretim yılı başından itibaren yaşadıklarını özetleyeceğim. Sınava dokuz ay kala sınavın adı değişti, sınava sekiz ay kala sınavda tarih sorularının da sorulacağı söylendi -önce yoktu- sınava yedi ay kala sınav sorularının arttığı söylendi, sınava dört ay kala puanlama sisteminin değiştiği söylendi, sınava iki ay kala sınav tarihi değişti. 24 Haziranda da siz değişeceksiniz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)