GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:24.04.2018

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

553 sıra sayılı Teklif'in 7'nci maddesi, 6271 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinden sonra gelmek üzere ihdas edilen yeni bir madde. Bu madde, Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi için 100 bin kişinin imza vermesine ilişkin bir düzenleme. Bunun nasıl verileceğini esasen düzenliyor.

Bu maddenin (2)'nci fıkrasında, aday gösterilecek kişinin nasıl müracaat edeceği hususuna açıklık getiriliyor. (2)'nci fıkranın (b) bendi ise önemli aslında. Bizim karşı çıktığımız bentlerden biri bu. Bu, cumhurbaşkanı adayına, en yüksek derecedeki devlet memurunun brüt maaşının 10 katı kadar bir ücret ya da bedeli vezneye yatırmasını öngörüyor. Şimdi, burada hem madde muğlak hem miktar olarak çok yüksek çünkü "en yüksek derecedeki devlet memurunun aldığı brüt maaş veya brüt aylık gelir" diyor. Şimdi, en yüksek derecedeki devlet memurunun maaşı var, harcırahlar var, özel ödenekler var, rakam somut değil, net değil. Kaldı ki "bunun 10 katı brüt maaş üzerinden" diyor, değişkendir bu.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Maaş somuttur ya. Ödenekler dâhil değil ona. Brüt maaş sabittir. Memuriyetiniz olmadığı için bilemiyorsunuz tabii.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) - Artı, bunu şu anda aldığı maaşlar itibarıyla, 1 Ocak 2018 itibarıyla hesapladığımızda bakın nasıl bir rakam karşımıza çıkıyor? Ocak 2018 itibarıyla hesapladığımızda 110.640 lira gibi bir rakam çıkıyor. Birçok adayın başvurduğunu düşündüğümüzde müthiş bir rakam ve hakikaten maliyet açısından mı alınıyor bu ücret, bunu bilemiyoruz tabii, temel fikir ne?

Yine, bu maddede karşı çıktığımız, özellikle hukuka aykırı bulduğumuz bir fıkra da (5)'inci fıkra. (5)'inci fıkrada da -daha önce geneli üzerinde yaptığım konuşmada da ifade etmiştim- 100 bin seçmenin imzası imkânı tanınıyor ama fiilen imkânsız hâle getiriliyor yani pratikte uygulanmaz bir madde hâline dönüşüyor. Neden? Çünkü -daha önceki konuşmamda da ifade ettiğim gibi- seçmeni, kayıtlı olduğu ilçe seçim kuruluna müracaat mecburiyetinde bırakıyor, bu, açık bir şekilde 100 bin imzanın toplanamaması gibi bir durumla karşı karşıya bırakıyor. Hatta şu seçimde, pratik olarak örnek versek bile, altmış güne sıkıştırılmış bu seçim sürecinde, bir düşünün, Yüksek Seçim Kurulunun vereceği bir süre içerisinde -ki süreler de, başvuru süresinin ne kadar olacağı da açık değil- mesela Yüksek Seçim Kurulu beş günlük bir süre tanısa beş gün içinde bir aday nasıl 100 bin imzayı toplayacak? Yani fiilen bu madde kadük kalıyor, uygulanmasın diye bu şekilde zorlaştırılmış.

Ha, bunun mantığını aslında anlıyoruz: Grubu bulunmayan siyasi partilerin aday göstermesinin önünü tıkamaktır. Açıkça söylemek gerekirse Saadet Partisinin aday göstermesini engellemeye yönelik açık bir düzenleme. Yarın aynı şey sizler için de geçerli olabilir. Oysa biz yasama Meclisi olarak kanun düzenlerken belli bir partiye, belli bir döneme ilişkin düzenlemememiz gerekiyor. Soyut olarak düzenlenen ve herkes için geçerli olması gereken ama en iyi olması gereken bir düzenleme olmalı. Bu anlamıyla, bu 8/A maddesiyle yani 7'nci maddeyle eklenen 8/A maddesi, pratikte anlam bulmayacak bir maddedir. Sadece bir düzenleme olarak kanunda yer alacak, pratik hiçbir yararı, hiçbir sonucu olmayacak. Bu da 100 bin imzayla aday göstermeyi imkânsız hâle getiren bir düzenlemedir diyoruz. Özellikle ikametgâh şartının en azından kaldırılması gerekiyor. Yurttaşlar, Türkiye'nin neresinde bulunursa bulunsun imza vermeli ve imza vermenin imkânları tanınmalı, elektronik imza gibi, noter kanalıyla imza vermek gibi yani imza vermenin imkânları ve koşulları genişletilmedir diye düşünüyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Adıyaman.