| Konu: | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 24.04.2018 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 553 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve siz saygıdeğer milletvekillerini saygılarımla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, teklifle ilgili düşüncelerimize geçmeden önce, bugün vefatının 35'inci yılını yaşadığımız ve 20'nci yüzyılın en büyük mütefekkirlerinden birisi olduğuna inandığımız, fikirleriyle hâlâ aydınlanmaya devam ettiğimiz rahmetli Erol Güngör Bey'i bir kere daha bu kürsüden saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyoruz. Bu konular da dâhil olmak üzere şu anda karşı karşıya bulunduğumuz tüm meselelerimizin çözümü bakımından eğer rahmetli Erol Güngör'ü daha çok okusaydık, daha iyi anlasaydık herhâlde bugün bu noktalarda bu sıkıntılarla karşı karşıya olmazdık diye de ifade etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, 553 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde 7'nci, 8'inci, 9'uncu ve 10'uncu maddeler var. Bunlardan 9'uncu ve 10'uncu maddeler yürütme ve yürürlük maddeleri yani esasa yönelik olarak 2'nci maddesi.
Kanun teklifinin 7'nci maddesinde Anayasa değişikliğimizin doğal bir sonucu olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik doğrudan doğruya 100 bin vatandaşın aday gösterilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmekte, son derece teknik bir madde. 16 Nisanda milletimiz, referandumda "evet" yönünde tercihini ortaya koydu ve o Anayasa değişikliğinin bir gereği olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından 100 bin seçmene de aday gösterebilme imkânı getirildi. 55 milyon seçmen olduğunu nazara aldığımızda, bunun sadece yüzde 0,18'inin yani 100 bin seçmenin bir Cumhurbaşkanı adayı gösterebilmesini, özellikle de seçimleri kazanabilmesi bakımından yüzde 50+1 oy alınması gerektiğini de nazara aldığımızda demokrasimiz bakımından son derece önemli, son derece anlamlı bir düzenlemenin burada yer aldığını görüyoruz. Bu özün, bu esasın dışında buna dair çeşitli zorlukların bulunduğu gibi Komisyon aşamasından bu yana sürdürülen eleştirilerin hiçbir dayanak noktası yoktur ve maddede buna ilişkin teknik esaslar ve usuller ayrıntılarıyla ifade edilmektedir.
Gelelim 8'inci maddeye. 8'inci maddede de ilk olarak (1)'inci fıkrasında yurt dışı seçmen kütüğünde kayıtlı olan seçmenlerimizin yani gurbetçilerimizin, sadece bulundukları ülkede değil, hangi ülkede bulunuyorlarsa orada oy kullanmalarını temin edecek bir düzenleme söz konusu yani gurbetçilerimizin seçme haklarını kolaylaştıran bir düzenleme.
İkinci fıkrasına, üçüncü fıkrasına, devamındaki fıkralara baktığımızda, gene Anayasa değişikliğinin kaçınılmaz bir gereği olarak seçimlerin dört yılda değil, beş yılda yapılmasına yönelik olarak ve seçilme hakkının 25 yaşından 18 yaşına indirilmesine yönelik Anayasa değişikliğiyle uyumlu bir değişikliğin söz konusu olduğunu görüyoruz. Yani ikinci bölümle ilgili bakıldığında, temel itibarıyla bu iki maddede tamamen Anayasa değişikliğine uyumdan ibaret bir durum söz konusu.
Esasen, özellikle 7'nci maddeye yönelik olarak daha detaylı açıklamalar da yapmayı düşünüyordum fakat özellikle son saatlerde yaşanan tartışmaları burada dikkatlice izlediğimde, özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin hâlâ bazıları tarafından maksatlı olarak anlaşılmadığını ya da anlaşılmak istenmediğini, bugünlerde yaşanan gelişmeleri de dikkatlerinize sunmak suretiyle, süremin tamamını da kullanmadan gecenin bu saatlerinde ama etraflıca ve yeniden ifade etmek istiyorum. Esasen, Genel Kurulumuzda buna dair Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok defa aydınlatıcı konuşmalarımız oldu.
Sayın milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine yani bugünkü kanun teklifinin de temelini oluşturan o Anayasa değişikliğinin merkezinde yer alan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine nereden geldik diye baktığımızda, bugünlerdeki gelişmelerle bağlantılı, özellikle 2007 yılında ortaya çıkan durumların hatırlanmasında fayda görüyoruz. Evet, 2007 yılında, bugün ne yazık ki Sayın Gül'ün aday olmasını isteyenler veya aday olması için ağızları açık bakanların, o gün aday olmasın diye demokrasimiz bakımından, hukuk sistemimiz bakımından âdeta bir hukuk faciası durumundaki 367 krizi çıkarılırken neler söylediklerini, neler yaptıklarını, bunların ülkemizi, milletimizi, devletimizi ne noktalara sürüklediğini hep birlikte hatırlamakta fayda var.
Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla, sadece 2007 yılında yaşanan o gelişmeler itibarıyla değil, bizden önce de tüm konuşmacılarımız özellikle vurgu yaptılar, 15 Temmuzda tarihimizde yaşadığımız en büyük ihanetlerin bir tanesinin sonucunda yani sadece bir darbe girişimi değil, aynı zamanda bir işgal girişimi olarak tarihimizdeki en büyük ihanetlerden birinin neticesinde siyaset hayatımızda da devlet hayatımızda da özellikle hükûmet sistemi bağlamında son derece önemli gelişmelerin olduğu hepimizin malumu.
Bu çerçevede, 15 Temmuzdan hemen sonra 7 Ağustosta Yenikapı ruhuyla Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesi yönünde milletimiz ilk iradesini en güçlü bir şekilde ortaya koydu ve o günden sonra Sayın Genel Başkanımız'ın 11 Ekim 2016 tarihli grup konuşmasında öngörüsü ve ferasetiyle Türkiye'nin, özellikle de biraz önce ifade ettiğim gibi, 2007 yılında hükûmet sistemimizin daha da karmaşık hâle gelmesiyle birlikte yaşanmakta olan anayasal tartışmalarla daha fazla devam edemeyeceğini ifade etmesi üzerine bir Anayasa değişikliği süreci başladı ve bu Anayasa değişikliği süreci, hepimizin bildiği gibi, 18 maddelik bir Anayasa değişiklik teklifinin Gazi Meclisimizde kabul edilmesi ve ardından da 16 Nisan referandumuyla birlikte milletimiz tarafından da hiçbir tartışmaya meydan bırakmayacak netlikte benimsenmesi neticesinde Türk devleti bakımından yüz yılımızın en önemli yönetim reformlarından birisi olarak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kabul edilmiş oldu. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine işte o 24 Haziran 2018 tarihinde tam anlamıyla geçtikten sonra ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini tüm kurum ve kurallarıyla birlikte yerleştirdikten sonra, bugün yaşadığımız sorunların hiçbirisini o günden sonra yaşamayacağımız hepimizin malumudur ve doğaldır ki bu durum bazı mahfilleri de rahatsız etmektedir.
Bakın, bugün, sadece bugün, bir tanesi içeride, bir tanesi de dışarıda iki önemli gelişmeyi sizlere yeniden hatırlatmak istiyorum.
Bir tanesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde, uluslararası hukuk başta olmak üzere hukuka aykırı ve o yönüyle gayrimeşru da olmanın ötesinde, o yönde irade kabiliyeti bulunmadığından esasen yok hükmünde bulunan bir beyanda bulunuldu: "Seçimler ertelensin." Egemen bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti devletine, ne söz konusu kurumun ne de dünyada hiçbir kişinin ve kuruluşun bu yönde bir ifadede bulunma gibi bir hakkı, hukuku yoktur sayın milletvekilleri. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir diğer gelişme, işte, sabahtan beri takip ediyoruz ülkemizdeki siyaset çerçevesinde. Bakın, Anayasa değişikliğimizin kaçınılmaz bir sonucu olarak, esasen 1950'den beri mevzuatımızda yer alan ittifakları legal, meşru ve görünür hâle getirdik ama buna rağmen ne yazık ki, özellikle son günlerde takip ediyoruz ki hileyle, hülleyle, gülleyle ittifaklar devam ederken...
CELALETTİN GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Abidik gubidik!
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...abidik gubidik çalışmalar, faaliyetler etrafında, Türk devletini, Türk milletini çevrelemeye yönelik hesaplar devam ederken, öbür tarafta da biraz önceki saatler boyunca tartışılan sözlerde ifade edildiği çerçevede, "kirli ittifak" diye isnat edilmesine rağmen, dikkatinizi çekerim en temiz ittifak değil, tek temiz ittifak olan Cumhur İttifakı, emin adımlarla 24 Haziran 2018'deki seçimlere... (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Göreceğiz 24 Haziranda, göreceğiz!
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...milletimizin iradesine müracaat etmek üzere gitmektedir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Güle güle! Güle güle!
KADİM DURMAZ (Tokat) - Ona halk karar verecek!
MEHMET PARSAK (Devamla) - Milliyetçi Hareket Partimizin Genel Merkezini bina boyu kaplayan bir sözle ben buradaki konuşmalarımızı tamamlamak istiyorum: Cumhur İttifakı, milletin aklıdır ve millet o aklıyla 24 Haziranda sandığa gidecek, Cumhur İttifakı'na en güçlü desteği verecek ve bu saatlerde de ve muhtemelen bundan sonraki altmış gün boyunca da kesafetini giderek artıracak tartışmaların tamamını son bir noktayla nihayete erdirecektir.
Hepinizi tekrar ben saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Parsak.