GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:24.04.2018

CHP GRUBU ADINA AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 553 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

16 Nisan referandumunun üzerinden bir yıl geçti. Anayasa değişikliğinden sonra altı ay içinde uyum için yasalarının değiştirilmesi gerektiği hâlde bu konuda maalesef hiçbir çalışma yapılmamıştır. İktidar, geçen zaman içinde MHP'yle güzellemeler yapmaktan başka bir şey yapmadı. Devletin yönetimi bir kaos içerisine girmiş bulunuyor. Devletin mevzuatı bile çorba hâline gelmiş durumda. Bir yetki kanunuyla diğer değişiklikleri yapmayı düşündüğünüzü ifade ediyorsunuz ancak bu konu bile son derece sıkıntılar yaratacak nitelikte. Zira kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine ilişkisi Anayasa'nın 91'inci maddesinin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere, belli bir amaca ve konuya ilişkin ve belli bir süreye tabi olarak ancak bu yetki verilebilir. Yüzlerce mevzuatta kanun hükmünde kararnameyle değişiklik yapılması, kanun hükmünde kararnamenin çıkarılma özelliklerine aykırıdır.

Baskın seçim kararıyla kendiniz bile hazırlıksız yakalandınız. Alelacele getirdiğiniz bu torba yasayla kendinizi ele verdiniz. Öyle ki Yüksek Seçim Kurulu bile bu torba yasanın geçmesini bekliyor, seçim takvimini bile hâlâ daha açıklayamıyor.

Değerli arkadaşlar, zaman darlığı içerisinde önümüze gelen bu düzenlemede acelecilikten kaynaklanan sorunlar var. Bunlardan biri, seçmenlerin Cumhurbaşkanı adayı göstermesiyle ilgili düzenlemedir. Eğer seçmenin 100 bin imzayla aday göstermesini istiyorsak seçmenin işini mutlaka kolaylaştırmamız gerekir. Her seçmeni kayıtlı olduğu ilçe seçim kuruluna yönlendirmek işi zora sokmaktan başka bir şey değildir. Seçmen niçin işini gücünü bırakıp böyle bir zahmete katlansın? Tatilde olan, işi nedeniyle başka yerlerde olan seçmen kendi tercihini niçin öneremesin? Bunu niçin kolaylaştırmıyoruz?

Değerli arkadaşlarım, Anayasa Komisyonunda da özellikle ifade ettik; e-devlet uygulaması üzerinden aday önermenin önünün mutlaka açılması gerekirdi. Günümüzde elektronik ve internet teknolojilerinin geldiği durumda bu konuda çeşitli yazılımların kullanılmasıyla -son derece kolay bir uygulamayla- seçmenin işi kolaylaştırılabilirdi. Ancak zaman darlığı bahane edilerek Anayasa Komisyonunda bu taleplerimiz bile maalesef reddedilmiştir. Madem seçim yapacaktınız, niçin bu konularda bir yıldan beri herhangi bir hazırlık yapmadınız?

Değerli arkadaşlarım, kanun teklifinde, seçmenin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi için belli bir süre belirlenmemesi eksiklikten öte bir boşluktur. Bu süreyi Yüksek Seçim Kuruluna bırakmak çeşitli tartışmalara yol açabilir. Makul bir sürenin mutlaka bu yasada yer alması gerekirdi.

Seçmenler tarafından aday gösterilebilmek için tespit edilen tutar da değerli arkadaşlarım, son derece yüksek bir miktar; yaklaşık 135 bin lira gibi bir bedelin yatırılması gerekiyor. Bunun da çok yüksek olduğunu, daha makul bir seviyeye mutlaka indirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kanunla seçim süresinin doksan günden altmış güne indirilmesi suretiyle son derece kısıtlı zamanda seçiminin yapılması birçok sıkıntıyı da beraberinde getirecektir. Bu kadar acele edilmesinin ne anlamı var? Özellikle ön seçim yapmak isteyen partilerin, ön seçim kampanyası yapmak isteyen aday adaylarının önü kesilerek demokrasinin de tam olarak gerçekleşmesi engellenmiştir. Bu açıdan, getirilen düzenlemeler antidemokratik bir yapıdadır.

Altmış günlük sürenin başlangıcını, görüştüğümüz kanunun Resmî Gazete'de yayınlanmasıyla çakıştıramıyorsunuz. Bu düzenlemeyi 24 Haziran seçimlerine uygulayamadığınız için yürürlüğünü ileri bir tarihe atıyorsunuz. Anayasa Mahkemesine gelen şekliyle altmış günlük sürenin uygulanma süresini de Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihi olarak değiştiriyorsunuz. Üstelik seçim sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başlamasının bu maddeyle hiçbir ilgisi ve alakası yoktur. Biz de diyoruz ki o zaman: Acele olarak getirdiğiniz bu düzenlemeye neden bunu soktunuz? Belli ki eliniz ayağınız birbirine dolaşmış durumda.

Savaş sebebiyle milletvekili seçimlerinin ertelenmesine karar verilmesi hâlinde, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 6'ncı maddesindeki "Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin beş yılda bir yapılacağı" kuralının ne olacağı boşlukta kalmaktadır. Burada, bu şekilde ertelenen Meclis seçimlerinden sonra "kaç yıl için" ya da "ilk Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar" ifadesinin mutlaka yer alması gerekirdi. Bu şekilde, kanun yapma tekniğine uymayan bir düzenlemeyle de maalesef karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlarım, özellikle Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin bugün bir kararı yayınlandı ve özellikle önümüzdeki seçimlerin Avrupa kriterlerine uygun olmayacağı gerekçesiyle seçimlerin ertelenmesi çağrısında bulunuldu. Bunu yaparken de özellikle seçim kanununun seçim kararından sadece bir ay önce değiştirilmiş olmasının, OHAL uygulamasına devam edilmesinin, seçimlerin güvenliği ve saydamlığı konusundaki şüpheler ve tartışmalı mühürsüz oy pusulası kararının seçimlerin demokratik bir ortamda düzenlenemeyeceğini göstermesi sebebiyle böyle bir karar alınmış. Kararda, yeni seçim kanunu ile seçimlerin düzenleneceği tarih arasındaki kısa sürenin siyasi partilere adapte olma ve hazırlanma süresi bırakmadığı da özellikle not edilmiş durumda. Venedik Komisyonu Kararlarının ve ilkelerinin bu seçimde uygulanmadığı konusu da ayrıca eleştirilmiş durumda. Seçim barajının yüzde 10'da kalması ve bunun siyasi çoğulculuk anlayışıyla bağdaşmadığı da özellikle kaydedilmiş.

Değerli arkadaşlarım, her ne kadar seçimler olağan süreciyle işlememiş olsa da seçim kanunlarındaki çeşitli değişikliklerle seçimler manipüle edilmeye çalışılsa da görüyoruz ki baskın seçim muhalefeti boşta ve açıkta bırakma amacıyla yapılmış olsa da aslında bu yasa teklifinden de anlaşılacağı üzere değerli arkadaşlarım, iktidar dahi bu baskın seçime hazırlıklı olmadığını, düzenlemelerin alelacele Meclisin önüne getirildiğini özellikle görüyoruz. Ama biz, 24 Haziranda her şeye rağmen ülkede demokrasinin gerçekleşmesi ve parlamenter sistemin, demokratik parlamenter sistemin tekrar ülkeye gelmesi için vatandaşların hazır olduğunu ve bu konuda bilinçli olduğunu düşünüyoruz. İnanıyorum ve bu ülke, bu topraklar demokrasiyle tekrar buluşacaktır diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Üstündağ.