GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek'in, (2/2021) esas numaralı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/148) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:24.04.2018

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biz bu teklifle siyasi propaganda eşitlik kurulu oluşturulmasını öneriyoruz. Bunu kabul etmeyeceğinizi biliyoruz ancak tarihe bir not düşmüş ve 24 Hazirandan sonra kurulacak yeni dönemde âdeta bir kurucu Meclis gibi oluşup bir kurucu Meclis gibi harekete geçip Türkiye'nin yeniden inşa edileceği o döneme ilişkin bir gerçeğin altını çizmiş olacağız.

Neden? Sayın milletvekilleri, en son 1 Kasım 2015 seçimlerinde, radyo ve televizyonların tümünü geçtim, sadece TRT'de siyasi propaganda hakkını kullanma şekli şöyle olmuştur: Adalet ve Kalkınma Partisi elli dokuz saat, Cumhuriyet Halk Partisi beş saat, MHP bir saat on dakika, HDP on sekiz dakika. İşte, bu Meclisin oluştuğu o 1 Kasım seçimleri öncesi propaganda listesi budur TRT'deki, ötekileri geçtik. Peki, ondan sonra, örneğin 16 Nisanda niye yok? Çünkü bu yasayı değiştirdiniz, denetimi tümüyle ortadan kaldırdınız açığa çıkmasın diye.

16 Nisan referandumu öncesinde çıkardığınız yasayla Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun denetim yetkisini ortadan kaldırdınız, Yüksek Seçim Kurulunun işlevini tamamen ortadan kaldırdınız ve artık denetimsiz bir seçime giriyoruz. Yani ilk kez hiçbir denetimin yapılmadığı, biraz önce söylediğim gibi, 1 Kasım 2015'te olduğu gibi kimin ne kadar konuştuğunun dahi ortaya çıkmayacağı bir seçime gidiyoruz. Evet, her hâl ve şartta seçime varız ama koşulların ne olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Burada Yüksek Seçim Kurulu bunu kabul etti, bütün denetim mekanizmalarının olmayacağı bir seçime gidiyoruz ama bir tek ricam var Yüksek Seçim Kurulundan, kamu adına, toplum adına bir tek dileğim var: Cumhurbaşkanı adayları başvurduğunda bütün cumhurbaşkanı adaylarının üniversite diplomalarını yayınlamasını rica ediyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sadece bunu yapsın, artık öteki denetim mekanizmalarından vazgeçtik.

Sayın milletvekilleri, iktidar, sadece propaganda alanında değil, toplumun her alanında teraziyi kaldırdı, artık terazi diye bir şey yok siyasette, propagandada, hiçbir alanda. Propaganda da bu. Örneğin 24 Haziranda seçime gideceğiz ve o gün üniversite sınavları vardı. Tek adam dedi ki: "Erteleyin gitsin." 2 milyon 300 bin öğrencinin kaderiyle oynadınız. Bakın, 2 milyon 300 bin öğrenci, seçimlere -24 Hazirana- dokuz ay kala sınavın adının değiştiğini öğrendi, YKS; sekiz ay kala sınavda tarih sorusunun da sorulacağını öğrendi çünkü "Sorulmayacak." denmişti; yedi ay kala sınav sorularının artırıldığını öğrendi, 80'den 105'e çıktı; dört ay kala hesaplamanın değiştiğini öğrendi; iki ay kala sınavın tarihinin değiştiğini öğrendi. Buradan gençlere sesleniyorum, dersini verin bu Hükûmete. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Siz 24 Haziranda sınava girecektiniz, oy kabinine gireceksiniz; orada bir ders verin.

2 milyon 300 bin gencin kaderiyle oynamaya ne hakkınız var? Her alandan, toplumun hiçbir duyarlılığına karşılık vermiyorsunuz. Her alanda...

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Nasıl bir çaresizlik ya?

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Buna biriniz "Doğru." deyin, biriniz "Doğru." deyin, "Biz öğrencilerle oynadık, oynamak iyidir." deyin.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ya bir hafta daha fazla çalışacaklar.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Siz bırakın, ülkenin kaderiyle oynadınız ya, ülkenin kaderiyle oynadınız sadece çocuklarla değil.

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Buradan 2 milyon 300 bin öğrenciye sesleniyorum. Sizin bütün her alanda kaderinizle oynadılar. Bakın, İstanbul'da bugün Beyazıt Meydanı'nda uzun zamandır ilk defa öğrenciler ve öğretim üyeleri sesini yükseltti, hukukun dışına çıkmadan. Onları kutluyorum.

Bakın, Fatih Sultan Mehmet'in kurduğu İstanbul Üniversitesini parçalıyorsunuz. Bölmediğiniz sadece üniversiteler kalmıştı şimdi ona da başladınız. (CHP sıralarından alkışlar) Gazi Üniversitesini parçalıyorsunuz. Genel Başkanınız, "Adını anmak istemiyorum." dediği bu Cumhuriyetin İkinci Cumhurbaşkanının adına sahip üniversiteyi parçalıyorsunuz. Bu mu sizin birleşik toplumunuz, bu mu sizin üreten, bu mu sizin huzur içindeki Türkiye?

Bakın, bundan iki yıl önce neden "evet" dediğinizin maddelerini sıralıyorum. "Hızlı ve etkili icraat." Yapamıyorsunuz ki seçime gidiyorsunuz. "Güçlü yasama, güçlü icraat." Yapamıyorsunuz ki "Her şey berbat oldu, seçime gitmek zorundayız." dediniz.

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Yapmak için geliyoruz, yapmak için.

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Bakın, dördüncü madde: "Güvenli ve huzurlu Türkiye." Kaldı mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Balbay.

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Bakın sayın milletvekilleri, bu topluma söylediğiniz yalanların duyulmaması için işte bu radyo-televizyon propaganda olanaklarının, artık dengesizliğinden vazgeçtim, dengesiz olduğunun açıklanmasına da karşı çıkan bir uygulama içindesiniz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Anayasa madde 101, şartlar belli, bunu mevzuat gösteriyor zaten.

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Bakın, üçüncü madde ne diyor: "Güçlü yasama, güçlü icraat." Oldu mu? Hayır, seçime kaçıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) "Güvenli ve huzurlu Türkiye." Oldu mu? Seçime kaçıyorsunuz. Devam edelim: "Güçlü Meclis güçlü temsil." Var mı? Seçime kaçıyorsunuz. En son: "Birlik ve uzlaşma." Neresinde birlik ve uzlaşma var şu anda Türkiye'nin? Daha 16 Nisanın ikinci yılı dolmadan her alanda Türkiye'nin terazisini şaşırttınız.

Bizim dileğimiz, hiç değilse bu Etik Kurulunun propagandanın eşit yapılması ilkesini benimseyin. Bir nebze olsun vicdana gelin diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)