GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 98'inci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:23.04.2018

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI ADINA MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanım, Muhterem Başbakanım, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98'inci kuruluş yıl dönümünü kutluyorum. Çocuklarımızın dünya çocuklarıyla birlikte kutladığı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız kutlu olsun.

Bugün çocuklarımızın bayramı. Cumhuriyet kurulurken bedelini evlatlarını yetim bırakarak ödeyen kahraman şehitlerimizin çocuklarının bayramı. Ordusu galip gelsin diye aç kalmayı göze alan, son lokmasını cepheye gönderen aziz milletimin çocuklarının bayramı. Yurdun dört bir yanında yere düşen bayrağı öperek yükseklere kaldıran kendi küçük, yürekleri memleket kadar büyük güzel çocuklarımın bayramı. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda ve 15 Temmuzda hayatının baharında şehit düşen kahraman çocuklarımın bayramı. Bu vesileyle Türkiye'nin ve dünyanın bütün çocuklarına barış içinde, umut dolu yarınlar diliyorum.

Bugünü bayram olarak çocuklarımıza armağan eden Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve Millî Mücadele'mizi yöneten bütün milletvekillerini saygıyla, rahmetle yâd ediyorum. Doksan sekiz yıl boyunca bu çatı altında millî iradeye vekâlet eden bütün milletvekillerimize de şükranlarımı sunuyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi bundan doksan sekiz yıl önce de millî iradenin üstünlüğünü savundu. "Kuvayımilliye'yi amil, iradeyimilliyeyi hâkim kılmak esastır." diyerek yola çıktı. Halkın gücünün üstünde bir gücü o gün de tanımadı, bugün de tanımadı, yarın da tanımayacaktır. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Tam bağımsızlığı "Manda ve himaye kabul edilemez." diyerek doksan sekiz yıl önce savundu, bugün de savunuyor, yarın da savunacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu ülkenin, bu milletin gururudur. Bu Meclis, istiklal ve istikbal mücadelemizin en önemli savunucusudur. 23 Nisan 1920'de, doksan sekiz yıl önce bugün dualarla açılan Gazi Meclis, Millî Mücadele'yi zaferle sonuçlandırdı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Bu süreçte cumhuriyetimiz demokrasiyle de taçlandı.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli milletvekilleri; on altı yıldır bu ülkeyi idare eden siyasi kadro olarak milletimizin bize çizdiği rotadan zerre kadar ayrılmadık. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Hükûmet olarak milletimizin hayalini birer birer gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Demokrasinin olmazsa olmazlarından biri olan muhalefet partilerimize de eleştiri ve uyarılarıyla bu sürece verdikleri katkı için teşekkür ediyorum. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak, güçlü Türkiye'yi inşa etmek için canla başla çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye'nin bugün dünden daha güçlü olduğunu, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefine her geçen gün daha çok yaklaştığını da ifade etmek isterim. Biz çalıştıkça, gayret ettikçe milletimizin desteği ve hayır duası arttı; hamdolsun emekler, gayretler zayi olmadı. Türkiye, son iki yüz yıllık Türk devlet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Yüz yıl önce olduğu gibi bugün de mazlum milletlerin umudu olarak emin adımlarla doğru yolda yürümektedir.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli vekiller; bugün bu Meclis çatısı altında hep birlikte Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyoruz. Demokrasimiz birçok engeli aşarak hep birlikte bugünkü seviyesine geldi. 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında milletin iradesi hedef alınarak gerçekleştirilen darbeler Türkiye'ye büyük bedeller ödetti. Milletimiz koalisyon, kriz ve kaos sarmalından uzun seneler boyunca kurtulamadı. 1980 darbesini müteakiben ülkemize zorla giydirilen 1982 Anayasası ülkemizde vesayet kurumlarını güçlendirdi. Bu Anayasa, milletimizin bünyesine uymayan ve millî iradeyi hiçe sayan bir anayasa olarak yıllarca tartışıldı. Milletimiz her fırsatta, insan hak ve özgürlüklerini güçlendiren, hukukun üstünlüğünü sağlayan, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa talebini dile getirdi. 1987'den itibaren yapılan Anayasa değişiklikleriyle bu talepler karşılanmaya çalışıldı fakat tamamen sivil bir anayasa yapılması mümkün olamadı.

2002 sonrası milletin çizdiği rotada ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri siyasi krizlerin yaralarını sarmış, ekonomik olarak güçlenmiş ve yeni Anayasa talebini karşılayacak noktaya gelmişken benzeri daha önce görülmeyen bir darbe teşebbüsü oldu. "Hâkimiyet milletindir." ilkesini kabul etmeyen, meşru siyasi yönetimi ortadan kaldırmak isteyen FETÖ'cü hainler 15 Temmuzda Gazi Meclisimize saldırdılar. Milletin iradesinin temsil edildiği Gazi Meclise bomba atacak kadar gözü dönmüş FETÖ ihanet çetesi karşısında milletimiz hakkına, hukukuna, evlatlarının geleceğine sahip çıktı. Cumhurbaşkanımızın, Hükûmetimizin, Meclisimizin, siyasi kurumlarımızın ve halkımızın demokrasiye sahip çıkması 15 Temmuzu bir millî irade ve demokrasi destanına dönüştürdü. Meclisi açık tutarak darbeye direnen Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet iradesini savunan milletvekillerimiz demokrasi kahramanı olarak tarihteki yerlerini aldı.

O gece millî irade ve demokrasi destanını yazan bu aziz milletin her bir mensubunu bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Bu hain girişim vesayet odaklarının müdahalesine bir daha fırsat vermeyecek bir anayasal düzenlemenin gecikmeden yapılması gerçeğini ortaya çıkardı. Bu gerçeği, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve geniş halk kitleleri dile getirdi.

Hükûmet olarak halkımızın bu değişim taleplerini dikkate alarak bir Anayasa değişiklik paketi hazırladık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin desteğini alan Anayasa değişikliğini milletimizin onayına sunduk, 16 Nisan 2017 tarihinde aziz milletimiz büyük bir demokratik olgunlukla tarihî bir karar aldı, milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine "evet" dedi. 16 Nisan halk oylaması Türkiye'yi ayak bağlarından, ağırlıklarından, zincirlerinden de kurtararak "Yeniden Büyük Türkiye"nin yolunu açtı.

İnanıyoruz ki cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından biri, milletimizin zaten sahip olduğu egemenliğin bir parçası olan hükûmet kurma yetkisini 16 Nisanda kendi uhdesine almış olmasıdır. Bu, ülkemizin demokrasi tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Demokratik istikrar yolunda son on beş yılda elde ettiğimiz kazanımlar 16 Nisan halk oylamasıyla perçinlenmiştir. Türkiye, 24 Hazirandan sonra Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin hayata geçmesiyle birlikte hızlı karar alma ve bu kararları etkin bir biçimde uygulayabilme kabiliyetini kazanacaktır. Bizim hedefimiz, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan, demokratik, büyük ve güçlü Türkiye'dir. Türkiye, önümüzdeki süreçte, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, siz değerli milletvekillerimizin katkılarıyla çok daha güçlenecektir.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli milletvekilleri; bizim siyasetimizin esası barıştır, huzurdur, kardeşliktir. Bizim siyasetimiz, büyük Türkiye siyasetidir. Şimdi, demokrasinin bayram günü olan seçime gidiyoruz. Bu süreçte bizler gönüller kazanmak için seferber olacağız. Dilimiz Yunus'un dili, gönlümüz Mevlâna'nın gönlü, kucağımız aslan ile ceylanı aynı kucakta buluşturan Hacı Bektaş'ın kucağı olacaktır. Bundan sonra da el birliğiyle, hep birlikte evlatlarımız için "Yeniden Büyük Türkiye"yi inşa edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mızı kutluyorum. Ebediyete akıp giden her doksan sekiz senede aziz milletimizin çok daha büyük başarılara imza atacağına ve bu bayramı daha büyük şan ve şerefle, huzur ve refah içinde kutlayacağına olan inancımız tamdır. Çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum, bu ülkenin aydınlık geleceği adına onlara inanıyor ve güveniyoruz. Dünyanın bütün çocukları için barış, huzur ve mutluluklar diliyoruz. İlk Meclisin aziz hatırasını minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Aziz milletimizin her daim başı dik, alnı ak, gönlü pak olsun. Allah Türkiye'nin yolunu, bahtını açık eylesin.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)