GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkındaki Önerge münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:89
Tarih:20.04.2018

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

552 sıra sayılı erken seçim önergesi burada. Dün Anayasa Komisyonunda görüştük; bütün milletvekillerimizin, Anayasa Komisyonu üyelerimizin "evet" oyu da burada, muhalefet şerhi de yazmadık ama tarihe not düştük, Anayasa Komisyonu tutanaklarında tarihe not düştük ama "evet" oyunu verdik çünkü 24 Haziran 2018, özgürlükler cumhuriyeti olacak, umut yılı olacak 2018, demokrasi yılı olacak, buna inandığımız için.

FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) - Hayal bu, hayal!

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Evet, hayaller de güzeldir.

İki gün sonra, 23 Nisan Pazartesi günü 23 Nisanın 98'inci yılını kutlayacağız. Doksan sekiz yıl önce vatan işgal altındayken dahi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları önce Meclisi açtılar ve biz, bağımsızlık, özgürlük, kurtuluş mücadelemizi Meclisle birlikte yürüttük, tüm kararlar Mecliste alındı. Ama siz ne yaptınız? Meclisi, Parlamentoyu devre dışı bıraktınız OHAL düzeninde. Vatan işgal altındayken bile bu Meclis devre dışı kalmadı ama maalesef, yirmi aydır demokrasi ve hukuk askıda, Parlamento devre dışı ve siz, kararnamelerle, OHAL KHK'leriyle her şeyi yaptınız yetkiniz olmadığı hâlde, terörle mücadele dışında da her şeyi yaptınız ve millî iradeye, Parlamentoya aslında çok da büyük bir saygısızlık yapıldı.

24 Haziran erken seçim tarihi nerede açıklandı? Sarayda. Saray rejimi her geçen gün tahkim edilmek, siyasi güç merkezi Meclis değil, saray yapılmak isteniyor. Sarayda seçimlerin 24 Haziranda yapılacağı ilan edildi. O zaman biz burada neyi görüşüyoruz? Bu Parlamentoya, bu Türkiye Büyük Millet Meclisine hiç saygı yok mu? Bari bırakın da Meclis Genel Kurulunda kabul edildikten sonra bazı açıklamalar yapılsaydı. İşte, bu, saray rejiminin vesayetini ve baskısını açıkça gösteriyor. İşte, 24 Haziranda bu saray rejimine, bu tek adam rejimine millet "Dur." diyecek, millet size demokrasi dersini verecek.

Bakın, 16 Nisan 2017'de kötü niyetli bir Anayasa değişikliğiyle kuvvetler ayrılığını yıktınız ve dediniz ki: "Altı ay içerisinde uyum yasalarını Meclisten geçireceğiz." Evet, altı ay içerisinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine göre ve Anayasa değişikliklerine göre uyum yasalarının Meclisten geçmesi gerekiyordu. Nerede uyum yasaları? Madem erken seçim planlıyordunuz, uyum yasaları nerede? Siz, şu anda biliyor musunuz hukuki sorunları?

Bakın, Anayasa'dan bir cümleyi kaldırdık Anayasa değişikliğiyle. "Siyasi partiyle ilişkisi kesilir." cümlesi vardı Cumhurbaşkanının, değil mi? Anayasa'dan bunu kaldırdınız, Anayasa'da bir düzenleme de yapmadınız bu konuda ama şu anda Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nda hüküm var. "Cumhurbaşkanının varsa partisiyle ilişiği kesilir." diyor, hâlâ var, çıkarmadınız. Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın durumu tamamen Seçim Kanunu'na ve hukuka aykırı çünkü Anayasa'da bir düzenleme yok. Niye yapmadınız? Yarın 24 Haziranda seçilecek olan Cumhurbaşkanı Millî Güvenlik Kurulunu topladığında Cumhurbaşkanı yardımcıları o toplantıya katılabilecek mi? Millî Güvenlik Kurulu Kanunu'nda uyum yasalarını hallettiniz mi? Sıkıyönetimi kaldırdık, Sıkıyönetim Kanunu duruyor. Bu kadar basiretsiz, öngörüsüz bir siyasetle karşı karşıyayız. Bunu kabul edin. İşte, yönetemiyorsunuz, yönetemediğinizin göstergesi bunlar. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Panik seçim, panik.

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Bırakın, biz yapalım, size yardımcı olalım, bunları halledelim.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Siz partinizi yönetin önce, siz partinizi yönetin.

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Uyum yasalarını söyleseydiniz biz hallederdik. Bakın, "Altı ay." dediniz altı ay, altı ay.

Gelelim yalanlara, çelişkilere: Sayın Başbakan burada, 20 Temmuz sivil darbesiyle OHAL ilan ettiniz Parlamentonun o onurlu, dik duruşuna yakışmayan bir şekilde, darbeye karşı ve ne dedi Sayın Başbakan? "Bir ay içerisinde, kırk beş gün içerisinde halledeceğiz bunu. Soruşturmaya ilişkin etkin tedbirler alacağız ve OHAL kalkacak." dedi. Yirmi ay geçti, yirmi ay. "OHAL'de Anayasa değişikliğini bu memlekette biz yaptırmayız." dedi Sayın Başbakan ama yapıldı, ama yapıldı.

Sayın Başbakan doğru söylüyordu, iyi niyetliydi ama onun üzerinde bir irade var; tek adam. Tek adam müsaade etmedi, tek adam OHAL düzeninde Anayasa değişikliği yapılsın, referandum yapılsın istedi çünkü sarayda bir korku hâkim. Egemenlik şahsileşmiş "Acaba iktidar gider mi?" İşte birileri şahsi ikbal için siyaset yapıyor, birileri de Türkiye için, demokrasi için siyaset yapıyor. Bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesi, bizim mücadelemiz hak hukuk, adalet mücadelesi.

Sayın Bekir Bozdağ da burada, Hükûmet Sözcüsü, en yetkili isim, bir ay önce ne dedi? Madem Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girmesi çok önemli, bir ay önce Hükûmet sözcünüz çıktı "Erken seçim olmayacak." dedi. "Erken seçim yok, bunu nereden çıkarıyorsunuz. Seçimler zamanında yapılacak, herkes planını buna göre yapsın." dedi. Siyaset, topluma, millete yalan söylemek değildir. Siyaset, hile yapmak değildir. Siyaset, diğer partilere tuzak kurmak değildir. Siyaset, iktidarda kalabilmek uğruna her yolu meşru görmek değildir. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, bu kötülükleri Türkiye'ye yapmayın. Biz hazırız, hiç sorun değil ama ben size bir şey söyleyeyim, sizin vicdanlarınıza soruyorum, adalet duygunuza soruyorum... İşte, demokraside iktidarda çok uzun süre kalmanın mahzurları da var. Hani diyor ya bir düşünür "İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır." Maalesef, saray rejimi bazı değerleri kaybetmiş, onun için bu seçimi yaşıyoruz.

Evet, yalanlar, çelişkiler böyle devam ediyor. Uyum yasaları da çıkmadı. Daha bugün bile, yüz bin imzayla cumhurbaşkanı adayının nasıl tespit edileceğini biz biliyoruz ama millet bilmiyor, daha gelmedi, görüşeceğiz. Bunlar çıkarılıp erken seçim yapılamaz mıydı? Ben sizin vicdanlarınıza, adalet duygunuza soruyorum: Bu Parlamentoda, bu Genel Kurulda, bu Gazi Mecliste OHAL'i üç ay uzatıp aynı gün erken seçim kararı almak siyasi etikle bağdaşır mı?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - CHP döneminde de aynı şey oldu.

MUHARREM ERKEK (Devamla) - CHP'nin o döneminde Türkiye'nin tamamında OHAL yoktu, belli illerinde OHAL vardı. Türkiye ilk kez böyle bir düzende bir genel seçime ve Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor ve Türkiye bunu hak etmiyor.

OHAL nedir biliyor musunuz sayın milletvekilleri? İşte, masum öğrenciler cezaevinde, askerî öğrenciler cezaevinde, erler cezaevinde, terörle, FETÖ'yle ilgisi, iltisakı olmayan binlerce insan mesleklerinden ihraç edildi, yargılanmadan, bir soruşturma olmadan aileleriyle birlikte sivil olarak ölüme terk edildi.

OHAL ne demektir, biliyor musunuz? Hani bir Ayşe öğretmen vardı, Beyaz Show'a bağlandı, duygularını paylaştı "Çocuklar ölmesin." dedi -demek ki "Çocuklar ölsün." demesi gerekiyormuş- bugün, bu akşamüstü altı aylık bebeğiyle birlikte cezaevine girecek. Terör propagandası yapmaktan bir yıl üç ay hapis cezası aldı ve bugün, altı aylık bebeğiyle cezaevine girecek, on bir ay yatacak. İşte, OHAL budur sayın milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar) OHAL'dir bunu yaratan, bu adaletsizlikleri yaratan. Voltaire'in çok güzel bir sözü var: "Fikirlerinize katılmıyorum ama onları ifade edebilmeniz için canımı veririm." diyor. Nerede kaldı düşünce özgürlüğü? Nerede kaldı ifade özgürlüğü? Bir kadın, bir öğretmen, bir anne "Çocuklar ölmesin." dediği için cezaevine giriyorsa bu memlekette işte onun için adaleti, hakkı, hukuku yok ettiniz.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sarayda, sarayda, fikir özgürlüğü sarayda!

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Anayasa Mahkemesinin önünde dosya. Bu adaletsizliği, bu vicdansızlığa ancak Anayasa Mahkemesi, vereceği bir tedbiren infazı durdurma kararıyla durdurabilir, başka bir yol yok ama onu yapacak cesareti olduğunu düşünmüyoruz. Lütfen takip edin, nasıl dramlara, nasıl haksızlıklara, hukuksuzluklara imza attığınızı lütfen görün. Böyle adaletsiz bir düzende Türkiye'yi tarihî bir seçime götürüyorsunuz.

Evet, 24 Haziran 2018'de inanın, demokrasi kazanacak, inanın. Siz, 16 Nisan 2017 referandumuyla, o Anayasa değişiklikleriyle hukuk devletini yıktınız; yasamayı, yürütmeyi, yargıyı tek elde topladınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakikada toparlar mısınız lütfen.

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Şu anda, sarayda maalesef "Devlet benim." diyen bir Cumhurbaşkanı var ve aynı zamanda da bir siyasi partinin Genel Başkanı. Anayasa'ya göre, hukuka göre mecbur olmadığı hâlde Sayın Cumhurbaşkanı aynı zamanda siyasi partisinde Genel Başkan olmayı tercih etti; keşke etmeseydi çünkü Cumhurbaşkanlığı yüce bir makam. Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletini temsil ediyorsa 81 milyonu kucaklayan bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. İşte biz gerçekten tarafsız ve 81 milyonu, Türkiye'yi kucaklayan cumhurbaşkanını 24 Haziranda seçeceğiz, bundan emin olun. (CHP sıralarından alkışlar) Bundan emin olun çünkü millet artık adaletsizlikleri, yaşananları görüyor. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanı, Genel Başkanınız tarafsız değil, 81 milyonu kucaklamıyor, onun için 24 Haziran 2018 özgürlükler cumhuriyeti olacak diyorum.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erkek.