GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:19.04.2018

EREN ERDEM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24 Haziranda bir seçime gidiyoruz. Seçim kararını Hükûmet aldı. Bu Hükûmetin elinde kanun çıkaracak sayıda milletvekili var, KHK'lerle Türkiye'yi yönetecek güç var, aynı zamanda çok sayıda olanak var, devlet imkânları var, medya gücü var, hatta Doğan grubunu alışını hep beraber seyrettik. Bu seçim kararı "Ben Türkiye'yi yönetemiyorum. Kasım 2019'a kadar bu ülkeyi çıkarma şansım yoktur. Kasım 2019'a bu ülkeyi çıkarma ihtimalim söz konusu bile değildir. Bu olanaklarla ben bu işi yapamıyorum. Dolayısıyla Allah rızası için beni bu işten kurtarın." çığlığıdır. Biz bu çığlığa kulak veriyoruz ve destek veriyoruz.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Tamam, fırsat doğdu size, adayınızı açıklayın, adayınızı.

EREN ERDEM (Devamla) - Hasan Basri, bağırdığın zaman milletvekili olacağını zannediyorsun ama seni de yazmayacaklar, bak söyleyeyim, seni de yazmayacaklar.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Adayınızı açıklayın, adayınızı.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Sen kendine bak, kendine.

EREN ERDEM (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu Hükûmet "Ben yönetemiyorum, beni bu işten kurtarın." dedi. Söz veriyoruz, sizi kurtaracağız, hepinizi kurtaracağız. Nasıl kurtaracağız? Niye bu ülkeyi yönetemiyorsunuz biliyor musunuz? Bakın söyleyeyim: AR-GE yatırımlarını sıfırlı rakamlarla sınırladınız, ülkenin Sanayi 4.0'a geçmesini engellediniz, onun yerine yandaşların kesesini doldurdunuz ve bu ülke üretemeyen, kara parayla ancak kendisini var edebilen bir ülkeye dönüştü. İşte, biz 25 Haziran itibarıyla bu ülkenin AR-GE yatırımlarını yüzde 3'ün üzerine çıkaracağız.

Sayın Berat Albayrak -burada değil, gıyabında konuşmayayım, gıybeti sevmem ama- bir konuşmasında dedi ki: "Türkiye'nin enerji sorununu çözmek için depolama kapasitemizi artıracağız." Depolama kapasitesi... Bak! Diyor ki: Biz alternatif enerji üretmeyeceğiz, dışarıdan enerji satın almaya devam edeceğiz, hangar ve depolarımızı büyüteceğiz. Yarın Rusya bir ambargo koyarsa tezek yakmayalım demek için depolama kapasitemizi büyüteceğiz. Şimdi Sayın Grup Başkan Vekili Mehmet Muş diyecek ki: Türkiye rüzgâr enerjisine yatırım yaptı. Türkiye kapasitesinin yüzde 2'sini karşılamayacak düzeyde bir yatırım yaptı. Söz veriyoruz, 25 Hazirandan sonra bu ülke enerjisini güneşten, rüzgârdan ve jeotermalden sağlayacak; Türkiye rahatlayacak, rahatlayacak.

Değerli arkadaşlar, şimdi, siz seçim zamanı popülizm yapacaksınız, şunu yapacaksınız, diyeceksiniz ki: Bize oy vermeyen herkes haindir. Bize oy vermeyenler Türkiye düşmanıdır. Bizi seçmeyenler Türkiye'nin sevdalısı değildir.

Sizden asgari bir nezaket bekliyoruz. 16 Nisanda ibadethanelere siyaset soktunuz, bu süreçte yapmayın, vicdanlı davranın, bu süreçte ibadethaneye siyaset sokmayın; bakın, mübarek ramazan ayına giriyoruz, bu süreçte bunu yapmayın. Adil bir şekilde çıkalım, meydanlarda fikirlerimizi anlatalım, temennimiz bu yönde. Böyle davranacağınıza inanıyor muyuz? İnanmıyoruz ama en azından buradan bunu telkin edelim.

Şimdi, demin, Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan çok kıymetli Arzu Hanım dedi ki: "Polise ek gösterge vermemiz lazım." Şimdi, ben şunu söylemek istiyorum: Hükûmetin ortağısınız, elinize mi vurduk, gelin, 3600 ek göstergeyi çıkarın, Meclisi kapatmadan polise de bir katkımız olmuş olsun. Yani Hükûmetin ortağısınız, birlikte seçim kararı alıyorsunuz.

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Milliyetçi Hareket Partisinin bakanı mı var?

EREN ERDEM (Devamla) - Polislerin ek göstergesi, evet, haklı bir taleptir, getirin beraber, hep beraber birlikte bir armağan olarak Meclisi kapatmadan çıkaralım.

KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Biz getirince karşı çıkarsınız.

EREN ERDEM (Devamla) - Çıkarabilir misiniz? Çıkaramazsınız. Neden? Bütçe açığınız var. Neden? Ülkeyi yönetemiyorsunuz. Akşama kadar muhalifleri Amerika'nın uşağı olmakla itham edersiniz. Miraç gecesi insanlar ellerini semaya Cenab-ı Allah'ın rahmeti üzerlerine yağsın diye kaldırmasına rağmen, Amerikan "Tomahawk"larının yağmasına destek veriyorsunuz. Amerikan atına binerek Osmanlı kılıcı sallama iddianız çökmüştür. Yönetemiyorsunuz, elinize yüzünüze bulaştırdınız ve dediniz ki: Bütün yetki elimizde olmasına rağmen, biz bu işi beceremiyoruz. Ey Türk halkı, ey Türkiye halkı, bizi bu işten kurtarın.

KASIM BOSTAN (Balıkesir) - 25 Haziranda göreceksiniz.

EREN ERDEM (Devamla) - Türkiye halkı sizi bu işten kurtaracak arkadaşlar 24 Haziranda, rahat olun.

Enerji devrimi, tarım devrimi, teknoloji devrimi, bu kavramlar sadece entelijansiyamızın lügatine sıkışmış durumda, siyasetinizin içinde yok ama biz diyoruz ki: "Bu ülke kendi öz kaynaklarıyla kendini idame ettirebilecek güce sahiptir. Bu ülke hem enerji açısından hem tarımsal reformlar açısından hem birçok farklı perspektifi ele almamız hâlinde kendi öz kaynaklarıyla bir refah toplumu yaşatma potansiyeline sahiptir." Bunu yapamadınız, şimdi de yönetemez hâle geldiniz. Arkadaşlar, biz buna talibiz, yapacağız. Vatandaşımızın önüne de böyle bu gerçeklerle, bu hakikatlerle çıkacağız. Bu bağlamda saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)