| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 17.04.2018 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; mevcut yasa tasarısının 29'uncu maddesi üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sizlere çiftçinin ve köylünün, tarımın ne olduğuyla ilgili bazı örnekler vermek istiyorum. Çiftçiye mazot desteği diye bir destek açıkladınız. Bakın, az önce Balıkesir Ziraat Odası Başkanıyla görüştüm, "Biz daha önce dönüm başına 13 TL mazot artı 4 TL gübre desteği alıyorduk." diyor. O, sanki bütün Türkiye'ye davul zurnayla ilan ettiğiniz destek ne oldu biliyor musunuz? 13 TL mazot desteği 2 lira arttı, 15 lira oldu; gübre desteği aynen duruyor, 4 lira; toplam 19 lira. Yahu, bu milletin köylüsünü, siz, bu kadar da bunları görmez, kör mü zannediyorsunuz? Ayıptır, yazıktır, günahtır bu insanlara. Mazot desteğinden ne anladınız, biz ne anladık? 3 lira, 2 lira için ortalığı ayağa kaldırdınız, köylü de sevindi sanki harbiden destek geldi diye.
Bakın Değerli Bakan, şu anda sulama birlikleri, Gönen Tahirova'da 1 dönüm çeltiğin sulanması için 1 metreküpe 23 kuruş ödüyor ve 1 dönüm çeltiğin maliyeti 400 TL. Sayın Balıkesir Milletvekili arkadaşım, bir çeltik üreticisi Gönen'de 1 dönüm çeltiği yetiştirmek için 400 TL su parası ödüyor. Daha gübreyi, mazotu, ilaçlamayı, çapalamayı, işçiliği saymıyorum. Millî tarım diyorsunuz. Millî tarım olur mu böyle ya? Millî tarım bitti. Onun için İtalya'dan gemi gemi çeltik ithal ediyorsunuz, onun için buğdaylar yüklü gemilerle Bandırma Limanı'na geliyor. Köylü üretimi bitiriyor, millî tarım dediğiniz yok oluyor; bu ızdırabı duymuyor musunuz? Bakın, Deli Dumrul gibi her yerden para istiyorsunuz, Deli Dumrul gibi. (CHP sıralarından alkışlar)
Kozdere Güvem köyü Balıkesir; değerli milletvekili arkadaşlarım, 2014 yılından bu yana Çiftçi Malları Koruma Derneği hiçbir hizmet vermediği hâlde, bakın, hiçbir hizmet vermediği hâlde 452 bin TL para tahakkuk ediyor köylülere. Köylü hayvanına damında bakıyor. Tarlasını zaten ekemiyor, orman niteliğinde ve arabalarına haciz koyuyor Çiftçi Malları Koruma, devlet; adamların emekli maaşları hacizli. Siz haksız yere bu insanların malını mülkünü haczediyorsunuz, ya, bu tablodan bu insanların ızdırabını devlet olarak, Tarım Bakanlığı olarak görmüyor musunuz? Böyle bir uygulama dünyanın neresinde var? Buradan Balıkesirli hemşehrilerime soruyorum, bakın, söz verdim, burada huzurda ifade ediyorum: Bu konuyla ilgili çözüm için derhâl adım atılması gerekiyor. Balıkesir'de zaten hayvancılık bitti. Türkiye'yi doyuran il, bugün Türkiye'de sürünen il hâline geliyor. Köylülerimiz hacizli, traktörleri hacizli, tarlaları hacizli. Bu sesi duymuyor musunuz?
Bakın, Sayın Bakan, ormanlarla da ilgili birkaç şey söylemek istiyorum: Ya, orman alanlarımızı siz yasalarla, kendi çıkardığınız yasalarla maden talanına açıyorsunuz. Kaz Dağları -Balıkesir'de- dünyanın -İsviçre Alpleri kadar- en önemli oksijen deposu. Bütün parlamenterlerin buradan emekli olunca gideceği yer bizim Altınoluk, Edremit, Kaz Dağları, Akçay; oralara geliyorsunuz. Hatta rahmetli Erbakan Hoca da bizim hemşehrimizdi, yazın orada yaşıyordu. Şimdi, Kaz Dağları gibi bu kadar korunması gereken bir doğal alana durmadan maden ruhsatı veriliyor. Ya, Sayın Orman Bakanı, Kaz Dağlarına maden ruhsatını siz niye veriyorsunuz? Biz diyoruz ki Kaz Dağlarının üstü altından daha değerlidir; üstünde zeytin var, üstünde ağaç var, üstünde orman var, oksijen var, hayvan var, ekoloji var, doğa var, turizm var, her şey var. Ya, madeni gidin başka yerde çıkarın.
Orman alanı mı yaratıyorsunuz; Ankara'dan Adana'ya kadar her taraf boş, gidin ağaçlandırın arkadaş, ne duruyorsunuz. Nerede, bir tek ağaç var mı burada? Esprisi vardı, Konya'ya giderken "Bizi ağacın olduğu yerde indir." diye. Hani ormanlık alan, ne orman çalışması yaptınız siz? Bugüne kadar ormanlık alanlardan terk edilen yerlere bakın. Sayın Bakan, bir rakam vermek istiyorum. Arkadaşlar Elli yılda yitirdiğimiz 27 milyon dekar orman alanının yüzde 56'sını yasalarla kaybettik, biliyor musunuz. Yani bunlar yanmadı, bu ormanlar.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Hâlâ kıyım devam ediyor Sayın Havutça.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Yanmadı, yanmadı; 2/B diye katlettik. Orman alanlarının yüzde 50'sini buradan çıkan yasalarla...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayayım lütfen.
BAŞKAN - Toparlayın lütfen.
Buyurun.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Burada, bir kez daha ifade ediyorum, 2016 yılı sonu itibarıyla ormanlarda verilen izinlerin toplam miktarı alansal olarak 600 bin hektar. Bunun 103.502'sini maden aramalarına vermişsiniz.
Son söz olarak şunu söyleyeceğim: Anlaşılıyor ki Türkiye'de nerede rant azalıyorsa orada orman artıyor, nerede rant iştah kabartıyorsa orada orman azalıyor maalesef. Maden rantına teslim ettiniz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)