GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın AK PARTİ grup önerisini işleme almasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:05.04.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili halkımız; iki gündür bu Meclisi çalıştırmayan, Adalet ve Kalkınma Partisidir; öncelikle bunu bilginize sunmak isterim. Neden? Çünkü uluslararası sözleşmelerle ilgili sözleşmenin genelinde yirmi dakika, maddelerinde onar dakika konuşma süresi vardır ama bu süreleri kısıtlamak istemektedirler yani televizyon yayınları, gazeteler, başka tekeller, yaptıkları o çoğunlukçu tahakküm ve dil, öfke dili, öfke siyaseti bütün bunlar yetmiyor, şimdi Mecliste konuşma sürelerini de azaltmak, kısmak istiyorlar. Asıl niyet aslında, bir süre sonra buranın kapısını kapatmak, hep beraber gitmektir çünkü demokratik siyasetin işlediği bir Meclis hâli kalmamıştır artık.

Biz vekilleri tutuklu olan bir partiyiz, 10 vekilimiz tutuklu ve grup başkan vekillerimiz sadece sözleri nedeniyle -en son- burada "padişah bozuntusu" diyen, bu söz nedeniyle grup başkan vekilliği düşürülen arkadaşlarımız var. Buna rağmen, bu Mecliste buna rağmen biz olgun bir siyaset yürütmeye çalışıyoruz, gayet olgunlukla davranıyoruz, demokratik siyaseti yürütmek istiyoruz; bunun için bu Meclisteyiz diyoruz.

Dün 3 kez bunun için söz aldım, 3 kez. Havada kavga kokusu hissediyorum, bunu yapmayın dedim sadece sözleri azaltmak için. Ama ne oldu? Dün, evet burada herkes söz alarak, gerçekten demokratik bir işleyişle birtakım ifadeler, görüşler sunuldu, herkes görüşlerini sundu. Ama ne oldu? Sonuç, öyle istediğiniz gibi olmadı ya, işte o istediğiniz gibi olmamak, aslında çoğunluk şımarıklığı değil, çoğunluk hırsı; doyulmuyor artık, doyulmuyor. Yani, öyle bir hırs ki, "Bizim dediğimiz olmazsa bu kapıdan çıkarız o zaman öbür kapıdan gireriz, İsmail Bey'i, Sayın Başkanı oraya oturturuz, o gelir ve önergeyi 1 kez daha getiririz." İşte bugün yapılan budur. Ha, bu da yetmez, bu da yetmez. Ne diyeceksiniz? Hani buraya kayyum atandı ya, ama onun yanında "Sözlerinize de kayyum atamamız gerekiyor..." "Önergenizi de veremezsiniz, 'tecrit' diyemezsiniz, 'savaş' diyemezsiniz." Ne diyeceğiz? "Barış" da diyemiyoruz, "barış" diyenleri de cezaevine atıyorsunuz, savaş diyenleri de cezaevine atıyorsunuz, "tecrit" de demeyeceğiz.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - En iyisi susalım!

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Hakikaten sözlere de kayyum atamak isteyen bir anlayışınız var; biz bunu protesto ediyoruz. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Bu sözleri kısıtlamak demek, sonra tamamını bitirmek demektir. Kusura bakmayın.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Hanımefendi bir hukukçu, kayyuma çok kafasını takmış. Kayyum değiliz ve artı, artı...

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sizin yönetim biçiminiz.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Hayır, kayyum!

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Kayyum!

BAŞKAN - ...artı, Afrin, savaş değildir, terörist bir hadisenin ordumuz ve milletimiz tarafından sindirilmesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Bırak ya!

BAŞKAN - Böyle hareketlere devam edeceğiz. Türkiye'mizi böldürtmeyeceğiz, bayrağımızı indirtmeyeceğiz, biiznillah devam edeceğiz. Öyle şey yok.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, az önce oturum...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, tutumunuzu 63'e göre Genel Kurulun oyuna sunmanızı arz ediyoruz.

BAŞKAN - Affedersiniz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - 63'e göre Genel Kurulun oyuna sunmanızı arz ediyoruz efendim.

BAŞKAN - Öyle yapacağım, öyle yapacağım.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, az önce bu oturum başladığı zaman, Meclis açıldığı zaman...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, bana söz vermediniz Sayın Başkan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, gündeme devam edelim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, bana söz vermediniz.

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz efendim. Müsaade ediniz.

Hanımefendi, dinliyorum efendim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Meclis açıldığı zaman bir şey söyledim size kadınlarla ilgili konuşurken, dedim ki: Belki "Yeni anayasada laiklik olmasın." sözü de aynı zamanda kadınları rahatsız etmiş olabilir, bunları hatırlamış olabilirler, dinî bir kuralla yönetilmek isteniyor bu ülke diye acaba o yüzden mi bu yapılıyor diye düşünebilirler. Siz de dediniz ki: "Düşüncedir bu, yeni bir anayasa yapılıyor, ben bu düşüncemi söyleyemeyecek miyim?" Evet, ben de size dedim ki: Sizin düşüncenizi söyleme hürriyetinizi sonuna kadar savunurum. Nerede sizinki?

BAŞKAN - Ben de savunurum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Nerede sizinki?

Hukukçusunuz, oraya oturmuşsunuz "Siz 'savaş' demeyeceksiniz." diyorsunuz. Ne hakla, ne hakla?

BAŞKAN - Hanımefendi nitelemeniz yanlış, yanlış. Şimdi, bu yanlışlık görüşü bana ait, siz "Yanlış değil." diyorsunuz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - "Laiklik olmasın." demeniz de bana göre yanlış Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ne olmasın?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - "Laiklik olmasın anayasada" demeniz de bana göre yanlış ama ben size diyorum ki sizin düşüncenizdir, savunabilirsiniz. Siz neden ben "savaş" dediğimde "Sizin düşüncenizdir." diyemiyorsunuz? İşte çoğunluk tahakkümü, hırsı budur!