GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanatçıların Suriye sınırındaki güvenlik güçlerine yaptığı moral ziyaretine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:05.04.2018

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başarıyla sonuçlanan Zeytin Dalı Harekâtı'na katılan Mehmetçik'e destek vermek ve askerle buluşmak için Hatay'a gelen çok sayıda sanatçı ve sporcuyla Oğulpınar Hudut Karakolu'nda geçen hafta içinde buluşması toplumun çeşitli kesimlerinde çok olumlu yankılar uyandırdı. Buna karşın, sözünü ettiğimiz güzel etkinlik, ana muhalefet partisi başta olmak üzere, bazı çevrelerde anlaşılmaz bir tepkiye neden oldu. Ana muhalefetin toplumun hassasiyet gösterdiği bu meseleye karşı takındığı tavır, doğrusu benim de anlamakta güçlük çektiğim ve izah etmekte zorlandığım bir tablo oluşturmaktadır.

Bu konuşmamda meseleye tarihî bir arka plan perspektifiyle bakmak ve benzer durumların geçmişte de bu uygulamaya benzeyen örneklere sahip olduğunu ifade etmek istiyorum. Güvenlik birimlerinin lojistik ihtiyaçları kadar ölüm pahasına yaptıkları bu tür mücadelelerde psikolojik desteklere de ihtiyaçları vardır. En azından böylesine hayati konularda yapıp ettiklerinin toplumca onandığını hatta daha ileri giderek, takdir edildiğini görmek isterler. Bu beklentiye en duyarlı cevabı da her coğrafyada ve her dönemde hassas duyarlılıklarıyla toplumun öncü güçleri olan sanatçılar verir.

Bizim tarihimize dönüp baktığımızda, daha Osmanlı'nın kuruluş yıllarında mehterin dünyanın en eski askerî bandosu olarak dizaynı da karşı tarafa psikolojik üstünlük sağlamak ve askerin moralini güçlü tutmak için düzenlenmiş bir faaliyettir. Sonraki dönemlerde de savaşlar sırasında orduda derviş meşrep sanatçılar bulundurulmuş ve bunlar savaşan askerleri cesaretlendirip teşvik etmişlerdir. Örneğin, Akıncı Beyi Evrenosoğulları'nın mahiyetinde böyle onlarca şairin yer aldığını biliyoruz. Bu şairler, daha sonra da fethedilen yerlerin hikâyelerini hem çağdaşlarına hem de daha sonraki asırlara intikal ettirmek için "gazaname" "fetihname" adı verilen eserler kaleme almışlardır. Bunlardan birini de ben yayınladım. Elimde gördüğünüz bu eser bugün Ukrayna sınırları içinde bulunan Çehrin'in fethi dolayısıyla kaleme alınmış bir çalışmadır. Ama ben size daha yakın dönemden bir örnekten söz edeceğim. Çanakkale Savaşı'nın en hararetli döneminde bir grup şair, yazar, ressam ve gazeteci savaş alanına davet edilerek oradaki havayı teneffüs etmişler ve daha sonra da bu intibalarını çeşitli yayın organlarında neşretmişlerdir. 1915'in 11 Temmuzunda Sirkeci Garı'nda cepheye gitmek üzere buluşan, bu sol kollarında çifte yeşil defne dalından işaretli, haki keten elbiseli heyetin arasında kimler vardı: Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, Çallı İbrahim, Ömer Seyfettin, Celal Sahir, Hamdullah Suphi, Ali Canip Yöntem, Orhan Seyfi, Enis Behiç Koryürek. Hatta, bunların arasında Tevfik Fikret de bir rivayete göre vardı. O dönem hasta olmasına rağmen daveti kabul eden Tevfik Fikret, cepheden döndükten yirmi altı gün sonra vefat etmiştir. Çanakkale'de savaşan askerlerin moralini yüksek tutmak için bizzat padişahın kendisi de devreye girmiş ve şu şiiri kaleme almıştır:

"Savlet etmişti Çanakkale'ye bahr ü berden

Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden

Lâkin imdâd-ı ilâhî yetişip ordumuza

Oldu her bir neferi kal'a-i pûlâd-beden

Asker evlâdlarımın pîşgeh-i azminde

Aczini eyledi idrâk nihâyet düşman

Kadr ü haysiyyeti pâmâl olarak etti firâr

Kalb-i İslâma nüfûz eylemeye gelmiş-iken

Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ

Mülk-i İslâmı Hudâ eyleye dâim me'men"

Sultan Reşad bu gazelde ülkemizin ezeli düşmanlarının Çanakkale'ye saldırdıklarını fakat askerimizin olağanüstü mücadelesi karşısında amaçlarına ulaşamayıp kaçıp gitmek zorunda kaldıklarını anlatır. Hatta sonraları bu şiire devrin önde gelen şairlerinden büyük bir kısmı nazireler yazmışlardır. Belki de Çanakkale bu destansı mücadelesi yanında, sanat dünyasının sözünü ettiğim bu ilgisiyle de günümüze kadar aynı canlılık ve sıcaklıkla yeni nesillere intikal etmiştir.

Bu organizasyonu gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımıza, değerli sanatçılara teşekkür ediyor, bu tür faaliyetlerin zaman zaman tekrarlanmasını ve yeni listeye edebiyatçıların, ressamların, senaristlerin, yönetmenlerin de katılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu yolla yürütülen şanlı mücadelenin gelecek nesillere en etkili şekilde aktarımı için şiirler, hikâyeler, romanlar yazılmalı, belgesel ve filmler çekilmelidir.

Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)