GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ, PDY terör örgütleri için yapılan "proje terör örgütü" nitelendirmesinin doğru olduğuna, bu terör örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkelerin de deşifre edilmesi gerektiğine ve 1 Nisan İkinci İnönü Zaferi'nin 97'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:29.03.2018

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün akşam yayınlanan Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde PKK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ, PDY terör örgütleri için ilk kez "proje terör örgütü" nitelendirmesi yapılmıştır. Bu ifadeyle temsilcisi olduklarını iddia ettikleri kesimlerle ilgisi olmayan, zarardan başka bir şey getirmeyen, perde arkasındaki odakların çıkarlarına hizmet eden, varlık nedenlerini projeye borçlu olan terör örgütleri kastedilmektedir. Bu ifadeyle bu örgütlerin, etnik kimlik ve dinle kandırdıkları insanları proje doğrultusunda bazı güçlerin çıkarlarına hizmet için kullandıklarına vurgu yapılmaktadır. Bu terim yerinde ve doğru bir ifadedir.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak yıllardır bu örgütleri anlatırken "taşeron" kelimesini kullandık, "taşeron terör örgütleri" diyorduk. Demek istediğimiz, Türkiye üzerine oynanan büyük oyunda bu örgütlerin işveren ülkelerden aldıkları emirle terör eylemleri yaptığıydı. Türkiye üzerindeki emperyalist emeller bu örgütler eliyle hayata geçirilmek isteniyor. Bunun kanıtları da açıktır. Suriye'de terör örgütü PKK/PYD'ye binlerce tırla gönderilen Amerikan yardımları ortadadır. Şu an eli kanlı FETÖ liderini koruyan ve kollayan ülke de bilinmektedir. Gerçekler bu denli önümüzdeyken "proje örgüt" terimi doğru bir kullanımdır ve bizim "taşeron örgüt" kullanımımızla da örtüşmektedir.

"Proje örgüt" terimi terörle mücadelede önemli bir konsepti de ortaya koymaktadır. Terör örgütleriyle mücadele elbette sahada son terörist yok edilinceye kadar devam etmelidir, edecektir de ancak bu terör örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkeler de artık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akçay.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu terör örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkeler de artık bu mücadelede açıkça deşifre edilmelidir. Türkiye bu konudaki tavrını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Sayın Başkan, bu hafta, bugünler de aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'mızın en önemli aşamalarından olan İkinci İnönü Zaferi'nin de yıl dönümünü idrak ettiğimiz günlerdir. 23 Mart 1921'de başlayan muharebe 1 Nisan 1921'de kesin bir zaferle neticelenmiştir. İki ay öncesinde Birinci İnönü Savaşı'ndan zaferle çıkan Türk ordusu İnönü'de düşmana karşı ikinci zaferini elde etmiştir. Bu zafer, mukaddes topraklarımızın düşman istilasından kâmilen kurtarılacağı kesin zafere olan inancı güçlendirmiştir. Bu zafer, Türk milletinin istiklal ve beka mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğinin, Türk milletinin bağımsız yaşama iradesinin ne denli kuvvetli olduğunun yedi düvele ilanıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız lütfen Sayın Akçay.

Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa'ya 1 Nisan 1921'de gönderdiği telgrafta şöyle seslenmiştir: "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki talihsiz topraklarımızla birlikte bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu. Adınızı tarihin şeref abidelerine yazan ve bütün millette size karşı sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran büyük gaza ve zaferinizi tebrik ederken üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüsüyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hâkim olduğunu söylemek isterim."

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.