GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/5, 2602, 2612 ve 2644) No.lu Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunmasında, Üretiminde ve Pazarlamasında Karşılaşılan Sorunlar ve Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Maksadıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:77
Tarih:27.03.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN SAMANİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde var olan tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi, korunması, pazarlanması, ekolojik dengenin korunması, bu yolda faaliyet gösteren kadın girişimcilerin desteklenmesi amacıyla kurulması düşünülen Meclis araştırması komisyonu hakkında grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Elbette her coğrafyanın kendisine göre avantajı ve dezavantajı var. Bizim coğrafyamızın da özellikle yapısı itibarıyla dört tarafının denizlerle çevrili olması, yapısının engebeli olması, dağlarının olması coğrafi açıdan önemli bir avantajı bize sunuyor. Hiç şüphesiz ki bitki çeşitliliğinin zenginliğine bu durum yansıyor.

Avrupa genelinde toplamda 11.500 civarında damarlı bitki mevcutken bunlardan 10 bin tanesi sadece ülkemize ait ve bu damarlı bitkilerin içerisinde de 3.035 tanesi ülkemize özgü dediğimiz endemik bitkilerden oluşmakta. Tabii, bunun nedeni şu değerli arkadaşlar, dünyada birçok ülke, coğrafyasının düz olması ve benzeri faktörlerden dolayı bir tek fitocoğrafik bölge özelliğine sahipken ülkemiz toplamda 3 çeşit fitocoğrafik bölgenin özelliğini gösteriyor. Bu kadar zengin bir fitocoğrafik bölgenin özelliğini gösteren ülkemizde de birçok bitki türleri sadece ülkemize özgü endemik olarak ortaya çıkabiliyor. Mesela, ülkemizdeki toplam endemik bitkilere baktığımız zaman, bunların yüzde 30 civarının güney Anadolu'da olduğunu görürüz. Bunların içerisinde, benim ilim olan Antalya'da da toplam tespit edilen 801 taksonun 245 tanesi de sadece Antalya ve dağlarına özgü endemik bitkilerdir.

Değerli milletvekilleri, tıbbi ve aromatik bitkiler ile bunlardan elde edilen birçok ürün insan hayatının her alanına girmiş bulunmaktadır. Bu bitkiler, insanlar için besin ve enerji sağlama gibi yaşamsal değer taşımakla beraber, başta ilaç sanayisi olmak üzere, kimya, gıda, kozmetik ve zirai mücadele sektöründe ham madde olarak kullanılmakta ve ekonomik açıdan büyük değer taşımaktadır.

Bilinen 250 bin bitkinin yüzde 15'inden fazlası tıbbi amaçlarla kullanılabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde halkın yaklaşık yüzde 80'i sağlıkları için geleneksel olarak ve ağırlıklı biçimde şifalı bitkiler kullanmaya devam etmektedir. Günümüzde, gelişmiş ülkelerce de önemi anlaşılmış olan tıbbi ve aromatik bitkilerin şifa amaçlı kullanım oranları her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde 628.806 dekar alanda tıbbi ve aromatik bitkiler ekimi yapılmakta olup 253.269 ton toplam ürün alınmaktadır TÜİK verilerine göre.

Değerli arkadaşlar, Türkiye, bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu farklı iklim, topoğrafya özellikleri nedeniyle zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Türkiye florasında 174 familyaya ait 1.251 cins ve 12 binden fazla tür ve tür altı taksonu dediğimiz alt tür ve varyete bulunmaktadır ve ayrıca birçok bitkinin de gen merkezi konumundadır. Ülkemiz, farklı iklim ve ekolojik koşullara sahip olması, floranın çok sayıda bitki türü ve çeşitliliği içermesi bakımından doğadan toplanan ve kültürü yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler açısından büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. Ülkemizde gerek iç tüketimi gerekse dış satımı yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerin 20 kadarının tarımı yapılmakta, diğerlerinin yöresel kullanım, ticaret ve dış satım amacıyla kök, yaprak ve çiçekleri doğal olarak floradan toplanmaktadır. Doğadan toplanarak iç ve dış ticareti yapılan 347 tür bulunmakta ve bunların yüzde 30'unun dış ticareti yapılabilmektedir.

Tıbbi ve aromatik bitkilerin sürdürülebilir üretim ve pazar potansiyelini yeterince değerlendirmek için bu ürünlerin istenen miktar ve kalitede olması gerekmektedir. Son yıllarda mevcut durumu korumak ve bu artan pazarda yer almak için piyasanın istediği ürünlerin istenilen miktar ve kalitede sunulması gerekmektedir. Dünya pazarları ve ilaç sanayisi, etken madde miktarı ve kalitesi yüksek ve bu yönleriyle standart ürün talep etmektedir. Günümüzde yeterli miktarda standart ve kaliteli ürün temini doğal bitkilerin toplanmasıyla mümkün olmamakta, bu bitkilerin düzenli olarak kültür, seleksiyon ve ıslah çalışmalarıyla istenilen niteliklere ulaştırılması gerekmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkilerin bazı türlerinin doğadan toplanması ekonomiktir ancak doğadan toplanan bitkilerde kaliteli ve standart ürün elde etmek her zaman mümkün değildir. Doğadan toplanan bitkilerde kalitenin her zaman istenen düzeyde olmaması, toplama sonrası işleme, depolama ve nakliye koşullarının yeterince karşılanamaması gibi nedenlerden dolayı bu bitkilerin tarımının yaygınlaştırılması da lüzum ifade etmektedir. Gerek iç tüketimde kullanılan gerekse dış satım yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerde üretimi artırmak ve istenen kalitede ürünü elde edebilmek için doğadan toplamaların sürdürülebilirlik ilkesine dayalı floraya zarar vermeden yapılması, bitki toplayıcılarının eğitilmesi, talebi fazla olan bitkilerin kültüre alınması, doğal bitkilerin doğaya zarar vermeden zamanında toplanması lüzum ifade etmektedir. Doğadan toplamalarda tağşiş yani farklı karışımların, karıştırmaların probleminin önüne geçilmesi için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu konularda yeterli önlemi alması tıbbi ve aromatik bitkilerin geleceği açısından son derece önemlidir. Ayrıca, bitkilerin devamlı olarak doğadan bilinçsizce sökülmesi doğal vejetasyonun bozulmasına, nadir ve endemik bitki türlerinin yok olmasına ve ülkemizde çok önemli bir sorun olan erozyonun da artmasına neden olabilmektedir. Doğa tahribatının önlenmesi, toplamaların kontrollü ve bilinçli bir şekilde yapılması bu bitkilerin kültüre alınmasıyla mümkündür. Çeşitli iklim ve toprak özelliklerine sahip ülkemizde birçok tıbbi bitkinin doğal olarak bulunması ve bu bitkilerin kültüre alınmaları da kolaylaşacaktır yani zaten gen kaynağı ülkemizde, kültüre alınması da son derece kolay olacaktır bundan dolayı, adaptasyon zorluğu çekmeyecektir bir diğer ifadeyle.

Değerli milletvekilleri, dünya piyasalarının istediği kalite ve miktarda güvenilir tıbbi ve aromatik bitki üretiminin artırılması için Tarım Bakanlığımızca yeni bir destekleme politikası uygulanmaya başlamıştır. Bu desteklemede 2018 yılı için iyi tarım uygulamaları kapsamında dekara 50 ila 100 TL, işletme büyüklüğü miktarına göre 5 dekar ve altındaki tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği yapan küçük aile işletmelerine dekara 100 TL, mazot ve gübre desteği ayrıca 14 TL, organik tarım yöntemiyle üretim yapan çiftçilerimize ise -dekara ürün kategorilerine bağlı olmak üzere- 10 ile 100 TL arasında değişen destekleme ödemesi uygun görülmüştür. Yine, kırsal kalkınma destekleri, indirimli kredi destekleri, ki Ziraat Bankası veya tarım kredi kooperatiflerinden 2 milyon TL'ye kadar işletme kredisi kullananlara yüzde 50 indirim, 2 ile 3 milyon TL arasında işletme kredisi kullananlara yüzde 25 indirimli kredi imkânı sağlanmaktadır. Tabii, şüphesiz ki bizim doğada yoğun olarak üretilen, adaptasyon sorunu çekmeyen özellikle ilk etaptaki bitkiler için yani kekik, biberiye, adaçayı, sığla yağı, sumak, keçiboynuzu, defne, fesleğen, likapa, ıhlamur, safran ve jojoba üretimleri için bu destekler öngörülmektedir.

Ayrıca bir diğer destek, hazine arazilerinin tahsisi 24 Kasım 2017 tarihinde yayımlanan Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 379 sıra no.lu Tebliği'yle, hazine arazilerinin rayiç bedelinin binde 1'i olarak belirlenecek kira bedeliyle tıbbi ve aromatik bitkiler üreten çiftçilere kiraya verilmesi söz konusu hâle gelmiştir.

Tarım Bakanlığımız bünyesinde kırk yılı aşkın süredir tıbbi bitkilerle ilgili araştırma çalışmaları yapılmaktadır. Bugün itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde 41 adet AR-GE projesi yürütülmektedir. Yine, tıbbi aromatik bitkiler konusunda 19 üniversite, 6 özel sektör, 1 STK ve 1 kamu kurumu olmak üzere toplam 27 adet projeyi desteklemiş olup bu projelerden 9 adedi sonuçlanmıştır, 18 projenin çalışmaları devam etmektedir. Kamu, özel sektör ve üniversiteler tarafından 15 türde toplam 51 tescilli çeşit geliştirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, dolayısıyla bu kadar önemi haiz, bu kadar coğrafi zenginliğimiz olan ülkemizde tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanılması, desteklenmesi konusunda kurulacak araştırma komisyonunun faydalı olacağına inanıyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Samani.