| Konu: | Çanakkale Milletvekili Bülent Turan'ın yaptığı açıklaması sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 27.03.2018 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben bu kürsüde bir vakit, kimseyi itham etmeden, kim şehitler üzerinden siyaset yapıyorsa onun Allah belasını versin dedim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Amin.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Evet, amin.
Cumhuriyet Halk Partisinin Afrin'le ilgili tutumu başından beri bellidir.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Konu Boğaziçi Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ancak Boğaziçindeki olaydan da bir şey çıkarmaya çalışmanıza çok üzüldüm. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Vekili dinlemediniz o zaman.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Oradan da "Buradan bize ekmek çıkar mı?" yaklaşımı bence doğru bir yaklaşım değil.
Olay şudur: Partimizin Boğaziçi Üniversitesi olaylarıyla ilgili tavrı bellidir. Sözcümüz de açıkladı, Genel Başkanımız da açıkladı, ben de bir kere daha söyleyeyim. Biz üniversitelerde yeniden 80'li yıllar öncesindeki ortamın yaşanmasını istemiyoruz. Üniversiteler özgürlük alanıdır. Biz Afrin şehitlerimiz için lokum, lokma dağıtan gençlerimizin yanındayız, bundan kimsenin şüphesi olmasın. (CHP sıralarından alkışlar) O kavga niye çıktı, nasıl çıktı, hangi sebeple çıktı, bunu biliyor değiliz; bunu bilecek olan üniversitenin yönetimidir, üniversitenin disiplin kuruludur, eğer fiziki bir şiddet, gasp, darp vesair varsa devletin cumhuriyet savcılığıdır. Cumhurbaşkanı bile olsa kimsenin başka birinin öğrenim hayatını engelleme haddi ve hakkı yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Buradan yola çıkılarak siyaset yapılmamalı.
Değerli arkadaşlar, ateş düştüğü yeri yakıyor. Şehit cenazesine gidiyoruz, şehidin anasına babasına sarılıyoruz, bir Türk Bayrağı'nı, şanlı bayrağımızı veriyoruz, oradan ayrılıyoruz. O evdeki ateş hemen sönmüyor.
Biz, Afrin'in başında, inşallah, en az zayiatla, kayıpla, mümkünse hiç şehit vermeden bu operasyonu yapalım dedik. Yaklaşımımız budur, anlayışımız budur. Üniversitede tartışan, kavga eden çocuklar elbette bizim çocuklarımızdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ama biz, sebebi ne olursa olsun -kaldı ki bu sebep meşru da olmaz- kim şiddete başvuruyorsa bunu kınarız.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Teşekkür ediyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bunu kınarız ama bu çocukların öğrenim hakkının tayin ve tespiti Cumhurbaşkanının yetkisinde değildir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, ben de 60'a göre söz istemiştim.
BAŞKAN - Söz vereceğim efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, konu uzamasın diye kürsüyü talep etmiyorum, zapta geçmesi için söylüyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ben sataşmadım ki ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkanın ifadelerine katılıyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - E, güzel.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Mesele şu: Az önceki CHP'li vekilin konuşmasını dinlemediği kanaatindeyim ben.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Dinledim, dinledim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - O konuşmada "akademik özgürlük" adıyla, "İşgalin ve katliamın lokumu olmaz." tarzı, şehitlerimizle ilgili, Afrin'le ilgili, çok öte ifadeler kullanan güya akademisyenlere sahip çıkmak ve Cumhurbaşkanını itham etmek söz konusuydu. Dediğim gibi, akademik mesele, özgürlükle ilgili mesele değildir söz konusu olan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, benim derdim de şudur efendim; özür dilerim, ben şunu söylüyorum: Cumhurbaşkanı kadı değildir. Bu çocuklar bir kusur işlemişse -ki işlemiş olabilir- biz bunlara sahip çıkmayız ama bununla ilgili hükmü verecek üniversite yönetimidir ve bağımsız yargıdır; benim derdim budur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)