GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:21.03.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5510 sayılı Yasa'ya yapılan eklemeyle, kömür ve linyit madenlerinde meydana gelen iş kazalarında -iş cinayetlerinde aslında- ölen sigortalının eşi, çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin kamu kurumlarında istihdam edilmesi amaçlanıyor.

Bu ülkenin gerçek sahipleri işçiler, çalışanlar, madenciler. Yaşamını yitirmiş madenciler, bunların yakınlarının istihdam edilmesi, evet, olumlu ancak bunun belirli bir tarih aralığına sıkıştırılması aynı zamanda yeni bir haksızlığı beraberinde getiriyor. 2003 öncesinde yaşamını yitiren madencilerimizin yakınları neden bu düzenlemenin dışında tutuluyor? 7 Mart 1983 tarihinde Zonguldak'ın Armutçuk beldesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren 103 işçinin yakınları neden kapsam dışında tutuluyor? Yine, 7 Şubat 1990 tarihinde Amasya'da grizu patlamasında 65 işçi, 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 madenci, 26 Mart 1995 tarihinde Yozgat'ın Sorgun ilçesinde kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle meydana gelen kazada 38 madencimiz yaşamını yitirmiştir. Yine, 2014 yılı içerisinde ve sonrasında yaşanan maden kazalarında yaşamlarını yitiren madencilerimiz bulunmaktadır.

Bu düzenlemenin hakkaniyet ilkelerine göre kapsamı genişletilerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Gerçek olan şudur ki ülkemizde maalesef iş sağlığı ve güvenliği kültürü yok denecek kadar azdır. Maden kazalarının özellikle sebeplerine eğilerek irdelenmesi, dünyada maden kazalarını önlemek adına kullanılan benzer temel çözüm yaklaşımlarının araştırılması ve modern önlemlerin hayata geçirilmesi, mevcut şartların bir an önce iyileştirilmesi gerekmektedir.

Madenlerde yaşanan ölümlü kazaların önlenmesi ve gerekli çözümlerin değerlendirilmesinde öncelikli olan, kaza istatistik ve raporlandırma çalışmalarının da düzenli olarak yapılmasıdır. Kazaların sebepleri ne kadar doğru ve kapsamlı değerlendirilirse önlemler ve çözüm de o kadar etkili ve yerinde olacaktır. Ancak ne yazık ki ülkemizde yaşanan maden kazalarının hep üstü kapatılmak istenmektedir. Türkiye'de madencilik endüstrisi içinde meydana gelen toplam ölümlü iş kazası ve ölüm sayısı birçok farklı yüksek riskli iş kolundan katbekat daha da fazladır. Dünyada meydana gelen ölümlü maden kazalarının sayısı ve bilançosuyla kıyaslandığında, ülkemiz açık arayla ilk sıralarda yer almaktadır.

Bakın, Soma davası hâlâ devam ediyor, yakında yine duruşması olacak. 301 işçinin her birinin ismini ve ölüm yerini ezbere bilen, iddianamenin ve bilirkişi raporlarının detaylarına hâkim olan, keşfe katılan, madeni gören, sanıkların sorgusunu yapan, tanıkları dinleyen mahkeme başkanı ve üye hâkimin görev yerinin değiştirilmesiyle de görüyoruz ki gereken dersler ne yazık ki çıkarılmıyor ve yine bu olayın üstü kapatılmak isteniyor.

Diğer bir konu da maden ocakları nedeniyle yok olan tarım alanları. Birçok verimli tarım arazisi madenlere verilen ruhsatlar nedeniyle artık işlemez hâle gelmiştir. Aslında insanlar geçimlerini tarımdan, hayvancılıktan sağlamak istemektedirler ve bunu yapanların önleri kesilmekte, madenler uğruna yok edilmektedir. Buralarda, madenlerde, tarımda, hayvancılıkta çalışamayan, bu alanları yok edilmiş olan insanlar çalışmak zorunda kalmaktadırlar ve sonuç da zaten onları bekleyen ölümdür. Madencileri ve yakınlarını düşünüyorsak işi önceleyen, üretim dışında hiçbir şey düşünmeyen, gerekli önlemleri almayan patronlar için değil, işçi ve işçi sağlığını önceleyen politikalar üzerinde çalışmalıyız. Ayrıca, önemli olan sadece madenler değil, bütün iş alanlarında güvenceli iş koşullarını yaratmaktır. Çünkü iktidarınız döneminde her güne ortalama 5 iş cinayeti gerçekleşmiş ve genel toplamda 20 bin iş cinayeti yaşanmıştır. Bu tablo korkunç bir tablodur arkadaşlar. Bu madde değişmelidir.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.