| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.03.2018 |
ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Evet, Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, basınımızın ve Meclisimizin çok kıymetli çalışanları ve ekranları başında bizleri izleyen çok değerli yurttaşlarım; ben de hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Bugün Hazreti Ali'nin doğum günü, bugün Hazreti Fatıma'nın Hazreti Ali'yle evlendiği gün, gece ile gündüzün eşitlendiği gün, ağaçların secde ettiği gün, güneşin Hamel burcuna girdiği gün, gaip erenlerin yani kırklar meclisinin toplandığı gün, Hazreti Âdem Peygamber'in yaratıldığı gün, Hazreti Peygamber'in Hazreti Ali'yi vasi tayin ettiği gün ve Pir Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu'ya geldiği gün. İşte biz Aleviler, bu önemli nedenlerden dolayı sultan nevruzu çok çok önemsiyoruz. Aynı zamanda Türklerin de ilk millî bayramıdır. Eski Türklerin kendi köylerinden ayrılarak obalarına çıktıkları ve ilkbaharı kutladıkları gündür bugün.
Şimdi, tabii, ben burada sizlere Hazreti Ali'yi ve ehlibeyti anlatacak değilim ve eminim ki burada AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız da bu kürsüye çıktıklarında "Biz Hazreti Ali'yi seviyoruz, ehlibeyti seviyoruz." diyeceklerdir ama biz şunu bekliyoruz: Buraya çıkıp da "Biz Hazreti Ali'yi, ehlibeyti seviyoruz, onun yolundan gidiyoruz." demekle bu iş olmuyor. Bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu üç tane karar var ve bu kararlar hâlâ ortada duruyor. Eğer gerçekten Hazreti Ali'yi seviyorsanız, gerçekten ayrım yapmıyorsanız, Anayasa'yı gerçekten uygulamak istiyorsanız, gelin, bu ortada duran AİHM kararlarını uygulayın. Biz sizlerden lütuf beklemiyoruz. Biz, sizlerden, Türkiye'de eşit yurttaş olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararların uygulanmasını bekliyoruz.
Tabii, bugün, sadece bu güzel olaylar değil, maalesef bizleri de üzen, ülkemizi de üzen bir başka olay yani büyük ozanımız Âşık Veysel'imizin de Hakk'a yürüdüğü gündür. Tabii, Âşık Veysel'i burada, kalan iki buçuk dakikada anlatmak mümkün değildir ama ben sizlere Veysel Baba'nın o toprağı, o doğayı, o insan sevgisini anlatan, o "Güzelliğin on para etmez." deyişinin birkaç cümleyle felsefesini anlatmaya çalışıyorum. Güzellik bakışta gizlidir, güzellik bakışta gizdir. Kimdir güzel? Nedir çirkin olan? Rastladın mı şairin şiirlerinde "çirkin" sözüne? Rastlamazsın. Çirkinlik yoktur âşığın gönlünde, dokunduğu her şeyi güzelleştiren bir sır vardır. O yüreğindeki güzellik değil midir bu çorak toprağı muhteşem bir bahçeye dönüştüren? Âşık neye dokunsa güzellik orada biter. Güzellik âşığın gönlünde açan bahçedir. Bir nefestir yaşamak. Dünyaya "Merhaba." diye attığın çığlık ile ardından yakılan ağıt kadardır hayat; gerisi tabiattır, doğadır, yaratandır, can veren topraktır."
"Dünya tebdil oldu, durum değişti,
Kimi Ay'a gider, kimi cennete."
Evet, Veysel Baba "Dostlar beni hatırlasın." demişti ama biz Veysel Baba'yı hiç unutmadık ki hatırlayalım. Buradan Veysel Baba'ya da yine rahmet ve minnetle saygılarımı sunuyorum.
Kalan süremde de siz sevgili dostlara Hazreti Ali'nin yaşadığı dönemde -belki bugüne örnek olur niyetiyle- kabul etmediği bir olayı aktararak sözlerimi tamamlamak istiyorum. Sevgili milletvekili arkadaşlarım, Hazreti Ali bütün yaşamı boyunca fitne, fesatla mücadele etmiş ama buna rağmen cesaretini ve azmini hiç kaybetmemiştir. Sabır ve tahammül göstererek hiçbir zaman hak ve hakikati elden bırakmamıştır; yaşadığı devirde hak, hukuk ve adalet mücadelesi veren bir insan olmuştur. Hazreti Ali kendisi için Kufe'de hazırlanan sarayda ikamet etmeyi reddetmiş; o, sazlıklardan kesilmiş kuru kamıştan yapılan derme çatma kulübelerde yaşayanlardan daha yüksek bir yerde oturmayı kabul etmemiştir.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.