GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:20.03.2018

MURAT BAKAN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, İzmir'de son yolculuğuna uğurladığımız şehit Uzman Jandarma Çavuş Sergen Çakmak kardeşimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve Türk ulusuna başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, ordumuz bugün itibarıyla Suriye'nin Afrin bölgesine olan operasyonu başarıyla tamamlamış durumdadır. Yaklaşık iki aylık bir mücadelenin neticesinde Afrin şehir merkezi herhangi bir meskûn mahal çatışmasına gerek kalmaksızın ele geçirilmiştir. Bu vesileyle ordumuzu tebrik eder, Afrin Operasyonu'nda şehit olan 46 askerimize Allah'tan rahmet ve tüm ulusumuza tekrar başsağlığı dilerim.

Biz, bu operasyona Cumhuriyet Halk Partisi olarak ulusal çıkarlarımızı korumak maksadıyla destek olduk, hemen yanı başımızda PKK'nın kontrolünde otonom bir bölge oluşmasını arzu etmedik. Peki, ne oldu da bu noktaya gelindi, sınırlarımız YPG'nin eline geçti ve biz Suriye'de operasyon yapmak durumunda kaldık? Geçmişi birlikte hatırlayalım: Suriye'de 2011'de iç savaş başladığında çıldırmış gibi Esad iktidarını devirmeye angaje oldunuz, "Üç saatte Şam'a gireriz." dediniz, Emevi Camisi'nde namaz kılma hayalleri kurdunuz; açık sınır politikasıyla dünyanın dört bir tarafından gelmiş, sapkın zihniyete sahip cihatçı teröristlerin Suriye'ye geçmesine izin verdiniz. Suriye cehenneme döndü, 4 milyon Suriyeli savaştan, tacizden, tecavüzden kaçıp ülkemize sığındı. Suriye'de Esad'ı devirmek için, rejime karşı savaşsın diye o zamanki YPG lideri Salih Müslim'i Ankara'ya davet ettiniz; bugün, "Avrupa'da neden tutuklanmıyor?" dediğiniz Müslim'in altına kırmızı halılar serdiniz. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen cihatçı teröristler ülkeyi kana buladığında, Esad, kuzey bölgesinden ordusunu çekip YPG'ye teslim etti ve bu yanlış dış politika Esad'ın devrilmesini zorlaştırdığı gibi, bizi Suriye'nin kuzeyinde PKK güdümlü bir otonomiyle karşı karşıya bıraktı. Esasen, bugün ortadan kaldırmaya çalıştığımız fiilî durumun sebebi iktidarın beceriksiz dış politikasıdır. Tam da bu sebeple 46 askerimizin şehit olmasında bu iktidarın sorumluluğu vardır.

Esad'ı devirme hırsınız gözünüzü kör etmeseydi, bu nedenle Suriye'de bir otorite boşluğu oluşmasaydı PKK güdümlü bir otonomiyle karşı karşıya kalmayacak, daha önceki Fırat Kalkanı Operasyonu'na da Zeytin Dalı Operasyonu'na da gerek olmayacaktı, onlarca şehit ve yaralı vermeyecektik. Şimdi, hamasetle kahramanlık devşirdiğiniz bu operasyonlar sizin geçmiş hatalarınızın bedeli arkadaşlar, çökerttiğiniz dış politikamızın bedeli.

Bize ulaşan bilgiler, YPG'lilerin 15 Mart günü sivillerle beraber Afrin'i terk ettikleri, 16 Mart günü Afrin kent merkezinde direnç gösterecek herhangi bir YPG'li unsurun kalmadığı yönündedir. O hâlde, akla hemen şu soru geliyor: Ordumuz, Afrin'e girmek için neden iki gün gecikerek 18 Mart tarihini beklemiştir? Öyle anlaşılıyor ki Afrin galibiyeti Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne getirilerek ordumuzun askerî zaferi üzerinden siyasi bir zafer elde edilmeye çalışılıyor.

Değerli arkadaşlar, CHP Grubu olarak yaklaşık iki aydır Afrin Operasyonu'nun siyasi zemine çekilmemesi, bu amaçlar doğrultusunda kullanılmaması yönünde iktidarı uyarıyoruz ancak operasyonun sonunda da gördüğümüz üzere, operasyon, siyasi rant sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Ülkemizin ve sınırlarımızın güvenliği iktidarın siyasi çıkarlarına alet edilmekte, olası bir seçimde iktidarın eli güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Üstelik, ordumuz bu operasyonları kendi başına gerçekleştirmiyor, "ÖSO" adı altındaki ne idiği belirsiz milis kuvvetlerle birlikte hareket ediyor, sanki ordumuzun gücü yetersizmiş gibi hak etmediği haksız bir konuma itiliyor.

ÖSO'yla ilgili, Hükûmeti defalarca uyardık "Bunlar cihadist unsurlardır, dikkat edin." diye ve Afrin'den gelen haberler hiç iç açıcı değil. İddialar, ÖSO militanlarının yağma yaptığı yönündedir. Hükûmetin derhâl bu iddiaları araştırıp gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Ancak bu tip hareketlerin bireysel ve fevri davranışlar olduğunu asla düşünmeyin. Cihadist unsurlar bireysel davranışta bulunmazlar, ele geçirdikleri yerlerdeki sivillere ait malı mülkü ganimet, halkı da tutsak ve esir olarak görüyorlar, gerçek yönleri bu ve bizim başımıza büyük bela olacak arkadaşlar, cihadistlerle iş tutmayın.

Değerli arkadaşlar, sizleri ülkemizin derhâl "Yurtta sulh, cihanda sulh." temelinde komşularıyla dengeleri gözeten, ihtiyatlı, barışçıl dış politika anlayışına dönmesi gerektiği konusunda uyarıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)