GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103'üncü yıl dönümüne, Türkiye Cumhuriyeti'nin çok cepheli ve amansız bir şekilde terörle mücadele ettiğine ve bu mücadelenin uluslararası hukuk açısından, bölgedeki insanların yaşam hakkı açısından, bölgenin huzur ve güvenliği açısından meşru ve hukuki olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:15.03.2018

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103'üncü yıl dönümü. Türk milleti tarihinde pek çok büyük zafer kazanmıştır. Çanakkale Zaferi de milletimizin büyük kahramanlık destanlarından biridir. Çanakkale, yalnızca Anafartalar'da, Arıburnu'nda destan yazan Mehmetçik'in kazandığı muharebelerden bir muharebe değildir. Çanakkale, Viyana'dan bu yana ricat eden bir milletin şahlanışıdır, emperyalizme karşı verdiği en muhteşem cevaplardan biridir. Çanakkale, Conkbayırı'nı aşarak Seyit Onbaşı'nın Türk milletinin bekasının ilelebet süreceğini dünyaya haykırışıdır. Çanakkale, göğe yükselen 57'nci Alay'ın adını tarihe kazıyan iradedir. Çanakkale, Mustafa Kemal Atatürk'ün Anafartalar kahramanı olarak, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak gibi Millî Mücadele kahramanlarının daha sonra yazacakları kurtuluş ve cumhuriyet destanının ön mücadelesidir.

Bu vesileyle bütün şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.

Sayın Başkan, Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında sürdürdüğümüz terörle mücadelenin 55'inci günündeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin kent merkezini üç taraftan kuşatmış durumdadır. Sadece kentin güney kesiminden bir koridor oluşturularak sivillerin çıkışı sağlanmaktadır. Terör örgütü PYD-YPG bölgeden sivillerin çıkmasına izin vermemektedir. Yol güzergâhında eli silahlı kanlı teröristler Kandil'den aldıkları talimatla sivilleri geri göndermektedir. Ev ev dolaşıp araçlarının anahtarlarını ellerinden almakta, arabaları barikat olarak kullanmaktadır, çocukları silahlandırmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Akçay.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu harekâtın en hassas noktası, terörle mücadele ve bölgedeki sivilleri korumak ve kurtarmaktır. Kahraman ordumuz girdiği her köyde, her yerde kurtarıcı olarak büyük bir sevinçle karşılanmakta, muhabbetle kucaklanmaktadır. Örneğin, Deyr Ballut köyü sakinleri askerlerimizi şu sözlerle karşılamıştır: "Allah'a şükür Türk ordusu bizi bu zulümden kurtardı. Türk askeri geldi, camide ezan okunmaya başladı." Yine, Maristal Hatip köyünde Mehmetçik'i karşısında gören kadın şöyle sesleniyor: "Bekledik sizi niye erken gelmediniz? Neden beş yıl önce gelmediniz? Kocamı öldürdüler." Zeytin Dalı Harekâtı'nın gerekliliğini ve meşruluğunu görmek isteyenler bu görüntülere baksın, bölge halkının sevinç çığlıklarına kulak versin. Herkes görsün ve kabul etsin ki PKK/YPG bir terör örgütüdür, bir suç çetesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Sayın Akçay, lütfen tamamlayın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Terör örgütünün gerçek yüzü pek çok uluslararası rapora da yansımıştır. Örneğin, Uluslararası Af Örgütünün Ekim 2015'te yayımladığı "Gideceğimiz Hiçbir Yer Yoktu" başlıklı raporunda PYD-YPG'nin 2012 sonrasına başvurduğu zorla göçürtme, yer değiştirme ve yıkım uygulamaları, masum insanların kurşuna dizilmeleri çarpıcı örneklerle anlatılmaktadır.

Bir diğeri, İnsan Hakları İzleme Örgütünün Haziran 2014 tarihli raporunda PYD-YPG'nin sebep olduğu yaşam hakkı ihlalleri, 18 yaş altı çocukların silahlandırılması gibi hak ihlalleri ve terör faaliyetleri anlatılmaktadır. Kara propaganda sahiplerinin geldikleri nokta Türkiye'yi neredeyse bir işgale davet etmektir. Bu kara propagandacılar Zeytin Dalı Harekâtı'nı destekleyen Kürt kökenli vatandaşlarımıza bela dahi okumuştur. Suriye'de mazlum insanların hayatları uğruna...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akçay, son bir dakika daha bir ek süre vereyim size. Lütfen tamamlayın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Mandacı zihniyete geçit vermeyecektir Türkiye.

Türkiye Cumhuriyeti çok cepheli, gerek yurt içinde gerekse sınırlarımızın ötesinde amansız bir şekilde terörle mücadele etmektedir. Bu mücadele uluslararası hukuk açısından da bölgedeki insanların yaşam hakkı açısından da bölgenin huzur ve güvenliği açısından da gereklidir, zorunludur, meşrudur, hukukidir. Bu mücadeleden geri dönüş yoktur. Taşeron terör örgütlerinin ablukası kırılacak, çevremizdeki ateş çemberi sönecektir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.