| Konu: | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 12.03.2018 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın üyeleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Jülide Sarıeroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız burada. Sayın Bakanım, on sekiz saattir burada çalışıyoruz. Burada stenograflar, çaycımız, restorancımız, kapıda bekleyen bekçimiz dâhil olmak üzere on sekiz saattir mesai yapıyor Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Siz bu ülkenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanısınız, sadece dışarıda çalışanlara değil, bu Meclis çatısı altındaki kayıt dışı çalışmaya da el koymalısınız, müdahale etmelisiniz Sayın Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim sistemlerinden milletvekili sayısının hesabında kullanılan d'Hondt sistemi büyük bir partiyi ödüllendiriyor. İttifak yapan iki partinin toplam oyu her birinden daha fazla olacağı için aynı oylarla ayrı ayrı çıkaracakları vekilden daha fazlasını ittifak olarak kazanırlar. İttifakın kazanacağı vekil sayısı iki parti arasında paylaştırılırken yine büyük parti avantajı olacak. Aynı oylarla AKP bir miktar daha fazla, MHP bir miktar daha az vekil alacaktır. Peki, MHP buna neden razı oldu? Niçin "evet" dedi? Bunun nedeni iki tane: Bir tanesi baraj, ikincisi de dar bölge sistemiyle tehdit edilmiş olması nedeniyle bu ittifaka "evet" demiştir. MHP lideri Sayın Bahçeli barajın ağır olduğunu söyledi, aşağı çekilmesini söyledi, istedi. Barajın aşağı çekilmesi diğer partilerin Meclise girmesini kolaylaştıracaktı ama AKP ve MHP anlaştılar, diğer partilerin önünde yüzde 10 barajını devam ettiren, MHP için barajı kaldıran bu modeli geliştirdiler. Bu, kanunlaştığında teorik olarak 1 milyon oy alan parti ittifak sayesinde Parlamentoya girecek ama 5 milyon oy alan bir siyasi parti ittifak içerisinde olmadığı için Parlamentonun dışında kalacak. Adalet bu mudur, eşitlik bu mudur arkadaşlar? Dolayısıyla, bu, antidemokratik bir düzenlemedir, bunu kabul etmek mümkün değildir arkadaşlar.
Sayın Şentop, Komisyon Başkanı; Habertürk gazetesinden Kübra Par'a vermiş olduğunuz röportajda seçim barajının sıfırlanacağını ya da çok sembolik bir orana çekileceğini söylediniz Sayın Başkan, doğru mudur? Doğru olduğunu söylediniz ama sözünüzün arkasında durmuyorsunuz.
Yine, Sayın Burhan Kuzu, hocaların hocası, bakanlık bekleyen Hoca; burada mı Hoca? (AK PARTİ sıralarından "Burada, burada." sesleri) Bakanlık bekleyen hocam, Nagehan Alçı'ya "Baraj kalkacak. Yüzde 10 seçim barajı ya tamamen kalkacak ya da yüzde 1'e, 2'ye inecek." dediniz ama söylediklerinizin hiçbirisi olmadı Hocam.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Baraj olmadan bu ittifakı nasıl yapacaklar? Baraj lazım baraj! OHAL lazım, baraj lazım!
MUSA ÇAM (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu düzenleme antidemokratik bir düzenlemedir. Bu düzenleme, bize 1980 öncesini hatırlatan yeni MC hükûmetlerinin ittifakıdır arkadaşlar. Korkumuz ve kaygımız, Türkiye'yi o kadar kutuplaştırdınız, böldünüz ve parçaladınız ki şimdi bu kutsal ittifakla Türkiye'de tekrar yeni MC hükûmetlerini andıracak uygulamaların taşlarını döşüyorsunuz arkadaşlar. Bu kabul edilebilir bir tutum ve davranış biçimi değildir, bu nedenle karşıyız.
Bu koalisyon adil ve demokratik bir seçim yapamaz. Biz daha şimdiden sandıkların korunmasından, oyların güvenli bir şekilde verilmesinden çok ciddi bir endişe içerisindeyiz. Özellikle, sandık kurulu başkanlarının seçilmesi, yetmedi, sandık kurulu başkanlarının güvenlik görevlisini çağırma hakkı varken şimdi vatandaşa bu yetkinin verilerek kraldan fazla kralcıların o sandık başlarında hangi entrikaları çevireceğini biz şimdiden tahmin edebiliyoruz.
Dolayısıyla, keşke bu masum, son derece temiz bir ittifak olmuş olsaydı... Olabilir, siyasi partiler kendi aralarında iş birliği yapabilirler ama bu, samimi, temiz ve içten bir ittifak değildir, bunun olmadığını da göreceksiniz, yakında göreceksiniz, önümüzdeki süreçte göreceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla) - Bir dakika ek süre alabilir miyim?
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MUSA ÇAM (Devamla) - Siyasette ömür boyu beraberlikler, ömür boyu husumetler yoktur. Daha düne kadar her iki partinin birbirine söyledikleri sözleri söylesek başımız döner. Bunları söylemeye gerek yok. Ama Anadolu'da bir söz var: "Öpeceğin surata tükürmeyeceksin, tükürdüğün suratı da öpmeyeceksin." (CHP sıralarından alkışlar)
2014 yılında, AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bizim her zaman saygıda kusur etmediğimiz, kendi ilkeleri olan Sayın Devlet Bahçeli'ye şu sözleri söyledi: "O zürriyet sahibi değil. Ne anlar çoluktan çocuktan! Ne anlar!" dedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın Çam...
MUSA ÇAM (Devamla) - "Ne anlar!" dedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın Çam... Sayın Çam...
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Ayıp be! Ayıp!
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Yazıklar olsun!
MUSA ÇAM (Devamla) - MHP Genel Sekreteri dedi ki...
BAŞKAN - Sayın Çam, çalışma düzenini bozuyorsunuz ve şahsiyatla uğraşıyorsunuz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Şahsiyatla uğraşanları söylüyor, o uğraşmıyor.
MUSA ÇAM (Devamla) - Gaziantep'te cevap verdiniz.
BAŞKAN - Sayın Çam, sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum.
MUSA ÇAM (Devamla) - Dediniz ki: "'Bunun cevabını zürriyet sahibi olanlar değil, onlar bunun hesabını soracak."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Ayıp be! Ayıp! Ayıp! Yazıklar olsun!
MUSA ÇAM (Devamla) - Şimdi, bütün bunları bir tarafa bırakarak...
BAŞKAN - Sayın Çam, süreniz bitti.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tam bir şerefsizsin, utanmaz!
MUSA ÇAM (Devamla) - Türkiye'yi hiçbir zaman...
CELAL ADAN (İstanbul) - Otur lan!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tu yüzüne senin!
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Şerefsiz!
BAŞKAN - Sayın Çam, süreniz bitti.
MUSA ÇAM (Devamla) - Dolayısıyla, bu yaptığınız ittifak doğru bir ittifak değildir.
BAŞKAN - Sayın Çam...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Terbiyesiz ve ahlaksız! Otur yerine, namussuz!
MUSA ÇAM (Devamla) - Bu nedenle buna "Hayır." oyu vereceğiz.
BAŞKAN - Sayın Çam, lütfen yerinize oturur musunuz.