| Konu: | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 12.03.2018 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
534 sıra sayılı 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 11'inci maddesi üzerinde söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, demokrasi, en ideal yönetim biçimi değil ama en makul yönetim biçimidir. Demokrasilerde seçimlerle ilgili sorunlar, sıkıntılar da olur zaman zaman ama bu, demokrasilerin özünü değiştirmez.
Bu kanunla, bu 298 sayılı Kanun'daki değişiklikle evet, bir anlamda arkadaşlarımın da anlattığı gibi, kanuna karşı hile yapılıyor, bir avantaj elde ediliyor iktidar lehine. Bu, önemli bir konu ama inanın, ben bunu önemsemiyorum, inanın, önemsemiyorum. Yani sonuç olarak, bu ülkeyi, bu ülkenin vatandaşları yönetir, bu partiler yönetir. Benim korktuğum, benim önemsediğim konu, bu yasayla bu ülkeyi biz ayrıştırıyoruz, bölüyoruz; ben bunu önemsiyorum. Yoksa, öbür tarafını çok fazla önemsediğim yok, önemlidir ama çok fazla önemsediğim yok.
Biliyorsunuz, birkaç dönemden beri bu Parlamentoda dört tane parti var sadece. Bu partiler sadece düşünceye göre -gerçek konuşalım- ayrışmış partiler değil. Bunlar, etnik yapıya göre ve mezhep yapısına göre ayrışmış partiler, böyle takdim edildi uzun zamandan beri, böyle takdim edildi son birkaç dönemden beri. Bu, ülke için büyük bir sıkıntıdır ve biz 16 Nisan referandumunda da şunu yaptık: Türk'ün binlerce yıllık bir geleneği vardı, ikili bir yönetim sistemi vardı, şu anda olan cumhurbaşkanı-başbakan, daha önce Osmanlı'da olan padişah-sadrazam, ondan önce Selçuklu'da ve daha önce olan hakan-veziriazam ikili sistemi. Çok değerli hakanlar vardı, padişahlar vardı, cumhurbaşkanları vardı; Tonyukuk gibi, Nizamülmülk gibi vezirler vardı, bunlar birbirlerini dengeler, denetlerlerdi. Bunu yok ettik, bu geleneği de yok ettik, tek adam sistemini getirdik. Şimdi ne yapıyoruz o sistemde? Diyoruz ki: İkili olacak. İktidar olabilmek için yüzde 50+1 gerekiyor yani kutuplaşma gerekiyor, ikiye ayrılmak gerekiyor. Peki, yüzde 50+1 neye göre ayrışacak? Biraz önce söylediğim bu etnik yapıya, mezhebî yapıya göre ayrışacak. Amerika'daki gibi düşünceye yani Cumhuriyetçi Parti-Demokrat Parti ayrımı değil, bölgesel değil; bu etnik yapıya göre ayrışacak, bu mezhebî yapıya göre ayrışacak. Bundan daha tehlikeli bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Ve daha ittifak yasası çıkmadan, bakın, burada uğraşıyoruz, bu çıkmadan bir ittifak kabul edildi, denildi ki "Biz milliyetçiler, biz şu mezheptekiler, şu etnik yapıdakiler bu taraftayız. Biz millîyiz, biz yerliyiz, siz de olmayanlar da bu tarafta olun." Bu, ülkeyi böler işte, ben bunun için korkuyorum, bunun için endişeleniyorum, sıkıntı da budur.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Yok öyle bir şey, böyle bir ayrım yok.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Bunu hepimizin önemsemesi lazım, hepimizin bunda sorumluluğu var. Gerçekten, ben, önümüzdeki dönemler için, gelecek yıllar için endişe ediyorum. Sıkıntı budur. Bunu hepimizin görmesi, anlaması, buna göre hareket etmesi lazım, yarınımızdan hepimizin endişe etmesi lazım.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Temelde bir ittifak yok ama.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Bu denilen ittifaklar olmayabilir ama bu yapıyla devam edersek ne olur, bunu görebilmemiz lazım hepimizin değerli arkadaşlarım, bu sorumlulukla hareket edebilmemiz lazım. En büyük sıkıntı budur. Evet, olabilir, bir parti gelir, bir başka parti gelir, çok adaletli olmayabilir -ki bizim seçim sistemimiz, Siyasi Partiler Kanunu'muz ve seçimlerle ilgili uygulamamız birçok devletten daha iyidir- bunları çok önemsemiyorum, haksızlık da olur, yanlışlık da olur ama sonuçta bu ülke devam eder, bir şekilde idare edilir ama bu yapıyla, bu etnik yapıyla, bu mezhebî yapıyla, bu bölünmüşlükle Türkiye çok fazla devam etmez. Bu ülkeye... Nedir onun adını siz koyun. Buna ne denir, siz söyleyin bunun adını. Bu, çok tehlikeli bir oluşumdur. Hepimiz bu sorumluluğun altındayız. Bu gece oturacağız, böyle bir yasayı çıkaracağız, bu ülkenin belki de tarihindeki en sıkıntılı yasayı çıkaracağız. Ben çok endişe ediyorum, gerçekten bunu samimi olarak söylüyorum, çok endişe ediyorum. Hepimizin tekrar düşünmesi lazım, bu sorumluluğu müdrik olmamız lazım.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.