GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:67
Tarih:07.03.2018

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, görev sürenizin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah, ülkemize, Türkiye'ye demokrasi bütün kurum, kurallarıyla yerleşir, biz de seviniriz.

Çetin Emeç, bundan yirmi sekiz yıl önce gericiler tarafından katledildi; onurlu, dik duran, gerçekleri yazan bir gazeteciydi. Onu bugün saygıyla, özlemle anıyorum.

Türkiye'de tabii, kıdem tazminatı çok önemli ama benim yaptığım araştırmalara göre, Türkiye'de bugün 100 kişiden ancak 86 kişi kıdem tazminatı alabiliyor, onlar da genelde kamuda çalışanlar. Yargıda en çok işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlık dosyaları var, bunun da yüzde 70'i kıdem tazminatıyla ilgili. Son üç yılda 100 bin kişi "Tazminatımı alamadım." diye mahkemelere başvurmuş, insan otuz yılını bir şirkete vermiş ve sonuçta, kıdem tazminatını almaya geldiğinde patron demiş ki "Ben iflas ettim." ya da "Ödemiyorum." bu olay mahkemelere düşmüş. Türkiye'de gerçekler çalışanların aleyhine gelişiyor ve Adalet ve Kalkınma Partisinin de hem çıkardığı yasalar hem uygulamaları bu noktada onları cesaretlendiriyor.

Geçtiğimiz dönemde Cumhuriyet Halk Partisinin sürekli taşeronların sorunlarının çözümüne yönelik mücadelesinin getirdiği noktada, bir kanun hükmünde kararnameyle taşeron işçilerine müjde verdiklerini ve onların sorunlarını çözdüklerini söylediler. Sorun çözülmedi ve biraz önce Milliyetçi Hareket Partisinden kıymetli hatip çok önemle altını çizdi, bir kez de ben çizmek istiyorum: Beş yıl, sekiz yıl, on yıl, on beş yıl taşeron işçisi olarak çalışan ve evine ekmek götüren insanlar "Sen eski hükümlüsün, senin adli sicilin bozuk." denilerek işlerinden edilme gibi bir duruma getirildi. Cezaevlerinde yatan insanların bile topluma kazandırılması gereken bir çizgi izlenirken sekiz yıl, on yıl çalışan insanlara "Senin adli sicilin bozuk, işsizsin." demek kadar vicdansızlık olamaz. Bu vicdansızlığı Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığına inanmıyorum çünkü onların da etki ve yetki gücü yok, kanun hükmünde kararnamede onların da imzası yok. O nedenle, buradan bu vicdana seslenmek istiyorum: Bu insanları kapının önüne kimse koymamalı.

Ayrıca arkadaşlar, biz Mecliste çalışıyoruz ve Mecliste bizim yanımızda çalışan, hiçbir hakları, hiçbir hukuku, hiçbir güvencesi olmayan danışman arkadaşlarımız var. Onların da kıdem tazminatı yok ama kıdem tazminatını bir yana bırakalım, iş güvenceleri yok. İhbar ve kıdem tazminatları olmadığı gibi, yarın, bu insanlar için, milletvekilinin "Artık seninle çalışmıyorum." sözü o insanın işinin son noktası olarak bizim Mecliste gündeme geliyor. Bu insanlar bizim kardeşlerimiz, bizimle beraber gece gündüz mesai harcıyorlar. AK PARTİ'li milletvekillerinin de Milliyetçi Hareket Partili milletvekillerinin de HDP'li milletvekillerinin de CHP'li milletvekillerinin de danışmanlarının güvencesi, bu Meclisteki çalışan, bu Mecliste görev gören insanların da geleceği bizim iki dudağımızın arasına bırakılmış durumda. Bu haksızlığın kaldırılmasını istiyorum.

Sevgili arkadaşlarım, gazeteci kökenli olduğum için bir konuya daha değinmek isterim. Basın İlan Kurumu, bugün, Anadolu'daki bütün gazeteleri zor duruma düşürmüştür. Basın İlan Kurumu, SSK'ye, SGK'ye, Maliyeye borcu olan bütün gazetelerin âdeta tahsilatçısı olarak görev görmektedir yani alınan ilanın bedelini yerinde kesmektedir ve gazetecilerin haklarını hukuklarını çiğnemiştir. Geçtiğimiz gün Sayın Bakan Hakan Çavuşoğlu'na söylemiştim burada "Üç yıldır Basın İlan Kurumu zam uygulaması yapmıyor." demiştim, üçüncü yılın sonunda bir yüzde 20 zam geldi, o da Bakanlar Kurulunda bekliyor. Sayın Çavuşoğlu'na "Bunu çıkartın, imzalatın ve imzalattıktan sonra size çay ısmarlayacağım." demiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi Tamamlayın Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (Devamla) - Çok samimiyetle söylüyorum, bunun imzadan çıkması bile Anadolu basınının sorunlarını çözmeyecektir. Anadolu'daki 1.100-1.200 civarındaki günlük yayımlanan gazete gerçekten can çekişmektedir.

Basın İlan Kurumu ayrıca, resmî ilanları kendi sitesinde yayınlayarak gazetelere abone olan ve resmî ilanları takip eden iş insanlarına da "Artık abone olmayın, gelin bizden ilanları izleyin." deme noktasına gelmiştir. Ne istiyorsunuz gazetelerden? Zaten, bir avuç gazete kaldı, bütün medyayı ele geçirmişsiniz, her yer Teksas olmuş. Bu kadarcık bir özgürlük kırıntısına dahi tahammülün olmaması, bu ülkede demokrasiyi yaşatmamak, Adalet ve Kalkınma Partisinin çıkış noktasıyla çelişmek, bütün bunların hepsini bu toplum çok iyi değerlendirecektir diye düşünüyorum.

Herkese saygılarımı, sevgilerimi sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sertel.