GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:28.02.2018

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 28'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 28 Şubat. Yirmi bir yıl önce, 1997 yılında, bugün kimilerinin postmodern darbe diye nitelediği, kimilerinin başka bir nitelemeyle değerlendirdiği önemli bir olayı yaşadık. Ülkemizde darbeler kimi zaman tankla geldi, kimi zaman tüfekle geldi, kimi zaman 28 Şubatta olduğu gibi yine askerler vardı ama o zaman işin içinde top yoktu, tank yoktu. Her darbenin kendine özgü koşulları vardı ama her darbe de kendine özgü hukuksuzluğu yarattı. Her darbe döneminin bir hukuksuzluğu vardır, darbeciler o hukuksuzluğu bir hukuki kılıfa sokmaya çalışmışlardır ama yıllar geçmiştir, hiçbir hukuksuzluk hukuki kılıfa girmemiştir. 12 Eylül darbecileri 17 yaşındaki Erdal Eren'in yaşını büyütmüş, idam etmişlerdir. 12 Mart muhtırasında aslan gibi Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilmiştir. Bugün Deniz Gezmiş'in doğum günü, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını saygıyla selamlıyorum. Yıllar geçmiştir, darbeciler mahkûm olmuştur ama asılanlar, mağdur olanlar haklarını her zaman çok yüksek bir sesle dile getirir bir şekilde ayakta kalmaya devam etmiştir.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, darbenin her türlüsüne karşıyız; ister tankla gelsin ister tüfekle gelsin ister 28 Şubattaki gibi postmodern darbe olsun her türlü darbeye karşıyız, tıpkı 15 Temmuzdaki darbe girişimine olduğu gibi. Ama değerli milletvekilleri, biz, bir darbe girişimini bertaraf ediyoruz diyerek de bir hukuki kılıf adı altında anayasal darbe yapılmasına da karşıyız. 15 Temmuzdan sonra ülkemizde yapılan bütün uygulamalara baktığınızda, Anayasa Mahkemesinin ele geçirilmesiyle, kanun hükmünde kararnamelerle kendinde cüret bulan iktidarın dayattığı uygulamalar, tıpkı 12 Eylül darbecilerinin, tıpkı 12 Marttaki muhtırayı verenlerin yarattığı hukuksuzluktan az değildir. O darbeler topla tüfekle geldi, şimdiki darbeler hukuki kılıf altında gelmeye çalışıyor. KHK'ler denetlenemiyor, Anayasa Mahkemesi denetlemiyor, iktidarın yolunu açıyor ve sonuçta mahkemeye başvurduğunuz zaman reddedilen ama toplumun bütün kılcal damarlarını hukuksuzlukla buluşturan uygulamalar gün geçtikçe artıyor değerli arkadaşlarım.

Bakın, 12 Eylül döneminde asılan insanlar var, 12 Mart döneminde asılan insanlar var. Şimdi, her ne gerekçeyle yapılırsa yapılsın görevden uzaklaştırmaları mahkeme kararına dayandırmadığınız zaman karşınıza öyle vahim tablolar çıkıyor ki âdeta 12 Eylül hukukunun, 12 Mart hukukunun, 28 Şubat hukukunun önüne geçiyor değerli arkadaşlarım.

Değerli milletvekilleri, Gökhan Açıkkolu'nu bilmem hatırlar mısınız? Gökhan Açıkkolu öğretmendi, tam bir buçuk yıl önce ihraç edildi, görevden uzaklaştırıldı ve Emniyette gözaltında işkenceyle hayatını kaybetti Gökhan Açıkkolu. Tam bir buçuk yıl önce yaşandı bu olay, öldü bu arkadaşımız, hayatını kaybetti. Kanun hükmünde kararnamelerle işinden atıldı, ihraç edildi, bir hukuksuzluk yaratıldı. Dün ne gönderildi biliyor musunuz bu ölen öğretmen arkadaşımıza? Göreve iade yazısı gönderildi. Bir daha söylüyorum: Bakın, yaratılan bir hukuksuzluk nelere sâri. Haksız yere, mahkeme kararı olmadan kapının önüne konuldu, işkenceyle hayatını kaybetti; büyük bir travma, ailesi kimseye anlatamadı ama bir buçuk yıl sonra, ölmüş olan Gökhan Açıkkolu'na göreve iade yazısı gönderildi.

Değerli arkadaşlarım, 12 Martı, 28 Şubatı, 12 Eylülleri konuşurken 15 Temmuzdan sonra oluşturulan ve hukuksuzluk yaratan bu düzeni de hiçbir zaman unutmayın. Sizler unutsanız da ölen insanlar size bu düzeni asla unutturmazlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gök.