GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:21.02.2018

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, bir sayın vekilimiz şu andaki mevcut yardımcı doçent sayısını sordu. Dolayısıyla da ne kadar kimse doktor öğretim üyesi olacak? 35.995 yardımcı doçent kadrosunda görev yapan akademisyen var, bunlar yasanın çıkmasıyla birlikte "doktor öğretim üyesi" olacaklardır.

Yine Sayın Vekilimizin "Bu tasarı yasalaştığında, eser incelemesinden başarılı olanlara -mülakat da kaldırıldığına göre- başka bir işleme gerek kalmadan doçentlik unvanı verilecek mi?" diye bir sorusu vardı. Bu tasarı yasalaştığında, eser inceleme aşamasından başarılı olan adaylara Üniversitelerarası Kurulca, sözlü sınava gerek kalmadan doçentlik unvanı verilecek. Unvan alındıktan sonra da diğer süreler başlayacak.

Yine, "Eski kriterlere göre geçmiş yıllarda eser incelemesinden başarılı olup sınavda başarısız olanlar güncel doçentlik kriterlerine tabi tutulacak mı?" Hayır, böyle bir tabi tutulma da söz konusu olmayacak.

Bir başka soru da: "Üniversiteler bünyesinde görev yapmakta olan öğretim elemanlarından doktora eğitimlerini başarıyla tamamlayan ancak öğretim üyesi kadrolarına atanamayan kaç kişi var?" diyerek... Sizin sorunuz yani profesörlüğe atanan, doçentliğe atanan...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Yardımcı doçent ve araştırma görevlileri...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Araştırma görevlisi 3.775 kişi, öğretim görevlisi 2.300, okutman 396, eğitim öğretim planlayıcısı 2, uzman 606, çevirici 1 olmak üzere toplam 7.080 kişi atanamamış durumdadır.

Yine, sayın vekilimiz doktor öğretim üyelerinin bu yardımcı doçentlikten buna geçmesini bir tenzilirütbe olarak değerlendi, "Özlük haklarının 100 lira arttırılması yerine 1.500 lira olsa daha iyi olmaz mı?" dedi. Biz de katılırız, daha iyi olur ama inşallah Türkiye'nin ekonomik durumu daha iyileştikçe, millî gelirini artırdıkça, millî gelirinden eğitime daha fazla kaynak ayırdıkça bunlara verdiğimiz ücretleri de daha iyi bir duruma getiririz.

Yine, Sayın Bektaşoğlu'nun... Gerçekten çocuklarımızı korumalıyız, çocuklarımızın kalacağı yerleri devlet olarak biz karşılamalıyız, pansiyonlarda biz ihtiyaçlarını gidermeliyiz, devletin dışında bir başka yere, hiç kimseye ihtiyacı olmaması lazım, biz de aynen katılıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) İnşallah gerçekten bu alanda geçmişle kıyaslayıp onu söylüyorum, birdenbire istediğimiz noktaya gelebilmek mümkün değil ama gerek pansiyon sayılarında gerekse Kredi Yurtların öğrenci sayılarında büyük bir ilerleme gösterdik. Ancak daha ihtiyaç var mı? Var. İnşallah önümüzdeki dönemde de onları halledeceğiz.

Yine, bir başka sayın vekilimiz "Ya, bunu Sayın Cumhurbaşkanı istediği için mi yapıyoruz?" diyerek... Ben gerçekten yardımcı doçent kadrosunda olanları da dinledim, onların hepsi bundan memnun, "Bizim istediğimiz talepti." dediler ama profesörlerin ise yani bu sınavdan geçmiş olanların ise "Acaba böyle bir değişiklik yapılırsa üniversitelerde kalitede bir geriye gitme mi olur?" diye bir kaygıları var ama istisnasız hangi yardımcı doçente sorarsanız sorun, "Bu bizim talebimizdi." diyorlar. Dolayısıyla, bu talepler milletvekili olarak bize geldiği gibi halkın oyuyla seçilen Cumhurbaşkanına da geliyor. "Herkes vatandaşın sorunlarını dile getirsin ama Cumhurbaşkanı dile getirmesin." yaklaşımının doğru olmadığını düşünüyorum.

Yine, bir başka, 400 bin öğretmen atanması talebi var. "Siz şu anda 25 bin öğretmen ataması yapıyorsunuz, 150 bin yapın..." 150 bin yapalım ama devletin ekonomisi var. Bu ekonominin içinde hâkim ihtiyacı var, polis ihtiyacı var, hemşire ihtiyacı var, sağlıkta ihtiyacı var. Dolayısıyla da devlet olarak planlama yaparken sadece bir alanda yapsak diğer alanlarda hizmet aksayacak. İstiyoruz ki sağlıkta da hizmet aksamasın, güvenlikte de hizmet aksamasın, adalette de hizmet aksamasın, eğitimde de hizmet aksamasın.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Eğitim olmadan hiçbiri olmaz Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Peki, öğretmen ataması yapmıyoruz ama dersler boş mu geçiyor? Hayır. Ne yapıyoruz? Öyle veya böyle, ücretli öğretmenlerle biz bunları gideriyoruz. Sayı gittikçe azalmış durumda, inşallah önümüzdeki dönemlerde daha da azaltacağız.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 109 bin atanamayan öğretmen var.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, Sayın Aydın'ın "Şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi... Devlet yatırımı doğuya zor gidiyor, bunlar öyle veya böyle bir şekilde doğuya gitmiş, o hâlde bu devlet yatırımları korunmalı. Bir de şeker pancarı ekenleri de koruyalım." diye... Biz de katılıyoruz. Gerçekten, orada istihdam oluşturan, en azından oradaki çiftçinin umudu olan, nüfusu da orada tutanlardan... Zaten, bu ana kadar ertelendi, ertelenmelerinin gerekçeleri buydu. Dolayısıyla, devlet bir işi yaparken diğer sosyal projeleri de dikkate alarak bir çalışma yapıyor. Şimdiki durumda, Maliye Bakanlığımız da diğer ilgili bakanlığımız da mutlaka bu hususları dikkate alacaktır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İhaleye çıkılıyor Sayın Bakan. Neyi dikkate alacaklar? Özelleştiriyorlar.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şeker fabrikasını on yıl... Yani orada şartları vardır, "Şu kadar çalıştırmak kaydıyla." denilir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hayır, o kapanacak.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla, belli bir süre çalıştırma süresi konulur, mecburiyette bırakılır. Alan kimse bu şartla alır ki dolayısıyla pancar eken hiçbir vatandaş mağdur edilmez.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Özelleştirilenler de kapandı.

BAŞKAN - Müdahale etmeyelim sayın milletvekilleri. Sayın Bakan cevap veriyor.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, bir başka soru: "Gençlik ve Spor Bakanlığı gençlik kampları düzenliyor. Bu gençlik kamplarında kamp lideri olarak AK PARTİ gençlik kolları üyeleri mi seçiliyor?" denildi. Ben, kamuda görev verilirken böyle hiç kimseye "Herhangi bir partiye üye midir, değil midir?" diye sorulduğunu düşünmüyorum. Bunu canıgönülden söylüyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yapmayın ya.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, hep öyle sanılır ama bak, en çok kamu görevlisi alan benim. İşte, 20 bin-25 bin öğretmen alıyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Siz değil, şahsınız değil, maiyetinizdekiler.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Buradaki kardeşlerimden "Girerken partiden de bir kayıt getirin." diye hiç kimse bir şey demez, onu söyleyeyim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yapmayın lütfen.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - İsimlerini veririz, isimlerini.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, şunu söylemek isterim: Başarısızlık sürdürülebilir değil. Sizin dükkânınız olsun, eğer kardeşiniz dükkânınızı batıracaksa, iflasa götürecekse kardeşinize bile dükkânınızı teslim etmezsiniz, "Teşekkür ederim kardeşim, siz durun. İhtiyacın neyse ben karşılayayım." dersiniz ama dükkânı veya işletmeyi ehil adama verirsiniz, liyakatli adama verirsiniz.

MURAT EMİR (Ankara) - FETÖ'ye teslim ederken neredeydiniz? FETÖ'ye siz teslim ettiniz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Türkiye'nin bugün geldiği durumlar da geçmişe kıyasla daha liyakatli, daha ehliyetli kimselerle ülkenin yönetildiğini gösteriyor.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bakanım, size ben mülakatları dinlettim, ses kayıtlarını dinlettim mülakatlardaki.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ne diyelim? Ama milletimiz görüyor.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biliyor da sesini çıkarmıyor.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka, Sayın Balbay'ın sorusundaydı, görevden alınan veya ihraç edilen kimselerden... Biz Bakanlık olarak gerçekten en büyük hassasiyeti gösteriyoruz. Şu anda Bakanlığımız tarafından açığa alınmış yaklaşık 500 civarında -biraz aşağıda, biraz yukarıda- öğretmenimiz var. Arkadaşlarımıza "Lütfen bunları bir an önce tamamlayalım." dedik. Tamamlıyoruz da birisi mahkemedeyken bir itirafta bulunuyor, mahkemedeyken "Ben vardım ama benim yanımda bu da vardı." diyor, böyle durumlar...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - İhraçlar ne kadar Sayın Bakan, ihraçlar?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ancak bunun dışında valilikler tarafından da -yani Bakanlığımız tarafından değil- açığa alınmış 3 bine yakın öğretmenimiz var; öğretmenler için söylüyorum. Dolayısıyla, İçişleri Bakanımızdan rica ettim: "Lütfen valiliklerimize talimat verelim bu öğretmenlerle ilgili, açıkta kalmasınlar. Yani ne düşünüyorlarsa, olabilir, kamudan ilişkinin kesilmesinin kamuya daha uygun olduğunu değerlendiriyorlarsa bunu bize bildirsinler, sürüncemede kalmasın. Yok, eğer ki bu kimselerin kamuda çalışması kamu hizmetinin görülmesinde bir sakıncası yoktur diye bir görüşe varırlarsa bize bildirsinler ki hem açıkta olan öğretmene ücret ödüyoruz, üçte 2'sini ödüyoruz maaşının hem de öğretmen olmadığı için yerine bir de ücretli öğretmen görevlendiriyoruz." Dolayısıyla da biz mümkün olduğu kadar bir çalışma yaptık Bakanlık bünyesinde, inşallah valiliklerimizin çalışması da neticelendiğinde... Bunlar sonuçta bizim vatandaşımız, öyle veya böyle, ister suçlu ister suçsuz yine bizim vatandaşımız, hakkını hukukunu bizim korumamız gerekir diye düşünüyorum ama İçişleri Bakanlığıyla ortak çalışmamız gerekir diye de düşünüyorum.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Bakan, siz soruşturma yapıyor musunuz bunlarla ilgili?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz yapıyoruz.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Başkasına bırakarak olmaz ki. Hiçbir talep olmadığı hâlde görevden alınan insanlar var.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, yok, biz gerçekten yapıyoruz. Dolayısıyla kanun hükmünde kararname ekine koyarak ihraç ettiklerim Olağanüstü Hâl İnceleme Komisyonuna gidiyor. Oraya gidip de geri dönenler de var, gerçekten var. Yani arkadaşlara sordum: "Dönenler niye döndüler?" Sordukları soru şu... "Efendim, sosyal çevre araştırması yapmıştık. Bir şekilde olağanüstü hâl kuruluyor. Yani biz biliyoruz, bu böyledir ama..." denildi. Öyle denildiyse sanki ilk anda, darbenin olduğu zaman bir tsunami vardı, devletin bir tepki göstermesi normaldi ancak süre geçtikten sonra Komisyon diyor ki: "Sizin böyle bir düşünceniz, inancınız, bunların kamuya..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Cümlemi tamamlayacağım Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "Açığa alınması gerekmez." diyor. Dolayısıyla gerek yargı yolu açıldı gerek olağanüstü hâl işlemleri açıldı. İnşallah, bize yargı ne talimat verirse gereğini yerine getiririz. Hukuk devleti olmanın gereği de budur.

Yine, Sayın Balbay "Üniversite öğrencileri için bir af düşünülüyor mu?" dedi. Bu an için biz bir af düşünmüyoruz.

Yine, uzman çavuş ve astsubaylar ayrıldı. Bunlardan tekrar kamuya dönmek isteyenler... Millî Savunma Bakanlığımız -geçmiş dönemlerden biliyorum- en azından o yapının zorlamasıyla kurumlardan ayrılanların tekrar dönmesi için bir hak verdi, sınavlara girme hakkı. Dolayısıyla ben de katılırım bu fikre. Bunu hem İçişleri Bakanımıza hem de Savunma Bakanımıza aynen ileteceğim diyorum.