| Konu: | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 15.02.2018 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 23'üncü maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının bu bölümünde birçok farklı maddede yapılan değişiklikle 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu'nda bir dizi düzenlemeye gidilmekte ve KOBİ'lere ait her türlü taşınırın rehin edilebilmesi amaçlanmaktadır. Böylelikle, finansal sistemin önemli bileşenlerinden olan KOBİ'lerin kredi kullanabilmek için rehin verecekleri taşınmaz mallarının kalmadığı itiraf edilmektedir. Bu düzenleme, ekonomimizin içerisinde bulunduğu sağlıksız durumu bir kez daha ifşa etmektedir.
Değerli milletvekilleri, yapılan düzenlemelerle, KOBİ'lerin sahip olduğu her türlü taşınır ve hak üzerinde rehin hakkı kurulabilecek, rehin edilen taşınır varlığın gelecekteki her türlü faiz, sigorta gibi hukuki getirileri ile doğal ürün ve ikamesi mallar taşınır varlıkla birlikte doğrudan rehin kapsamına girecek. Rehin gösterilecek taşınırların akıbetinin belirsizliği özellikle, borç verecek kamu bankalarını da büyük bir riske atmış olacaktır. Bu konu, Hükûmetin borçlanmaya dayalı sözde büyüme politikasının bir yansımasıdır ve ileride hem borçlananlar açısından hem de borç verenler açısından büyük sorunları beraberinde getirecektir.
Değerli milletvekilleri, yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük ne kadar teknik düzenleme yapılırsa yapılsın hukuk, demokrasi ve özgürlükler genişletilmeden, OHAL kaldırılmadan katma değer ve istihdam yaratan, nitelikli yatırım çeken veya etkin girişimlerin yeşerdiği bir ülke olmaktan bahsetmemiz mümkün değildir. Bu değişikliklerin yatırım ortamını iyileştirmeye dair düzenlemeler olmadığı ve çok daha riskli uygulamaları beraberinde getireceğini düşündüğümüz için maddenin tasarı metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türkiye bir buçuk yılı aşkın bir zamandır OHAL'le yönetilmektedir. Bu durum, aslında on altı yıldır iktidarda olan AK PARTİ'nin ülkeyi normal yollardan yönetemediğinin de açık bir göstergesi niteliğindedir. Demokrasilerde sınırlı, süreli, zorunlu OHAL uygulamaları bağımsız yargının denetimine tabi olduğu gibi OHAL'i doğuran tehditle sınırlı olmak zorundadır. İlk başlarda üç ay uygulanacağı söylenen OHAL dönemi artık süresinin ne zaman biteceği belli olmayan keyfî uygulamalara dönüşmüştür. İş dünyası, esnaf, emekçi âdeta diken üstünde. Bir de bu endişeler ve belirsizlikler üzerine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi sürekli olarak kırılgan ekonomiler arasında gösteren tespitleri eklendiğinde durumun vahameti daha da netlik kazanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; OHAL şartlarında doğrudan yeni yabancı yatırımcının gelmediğini, yerli yatırımcının da hem yeni yatırım yapmayı bıraktığını hem de yatırımlarını yurt dışına taşıdığını görüyoruz. OHAL'in doğal sonuçları olarak yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yüksek faiz, yüksek döviz kurları, yüksek bütçe açığı, yüksek cari açık olarak ekonomiye ağır yükler yüklemeye devam ediyor. OHAL'e dayanarak haksız, hukuksuz ve adaletsiz şekilde milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenler cezaevine atılıyor, insan hakları ihlalleri hız kesmeden devam ediyor. Bu adaletsiz uygulamalar ise birçok farklı sorunun yanında, konumuz özelinde, yatırım ortamını da yok etmektedir. Bakınız, 2016 Temmuz ayında yüzde 8,79 olan enflasyon Aralık 2017 döneminde yüzde 11,92 oldu ve son on beş yılın en yüksek enflasyon oranı olarak tarihe geçti. Yine aynı zaman diliminde dolar kurunda yüzde 26, euro kurunda yüzde 40 artış oldu. Benzer biçimde, aynı on sekiz ayda mazot fiyatları yüzde 36, benzin fiyatları ise yüzde 30 artış gösterdi.
Değerli milletvekilleri, netice itibarıyla, OHAL kaldırılmadan, demokrasi ve özgürlükler alanı genişletilmeden ne toplumsal barış tesis edilebilir ne de ülke ekonomisi düzlüğe çıkarılabilir. OHAL'de ısrar edildikçe sorunlarımız daha da içinden çıkılmaz noktalara gelecektir.
Bu duygularla tekrar hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.