GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye'nin kuzeybatısında, Afrin bölgesinde icra edilen Zeytin Dalı Harekâtı'na ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle şahsı adına konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:52
Tarih:30.01.2018

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Meclisin değerli üyeleri, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.

Şu anda Suriye topraklarında canları pahasına memleketin bekası ve vatanları için çarpışan Türk Silahlı Kuvvetlerine en içten başarılarımızı diliyoruz, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve sonsuza kadar bu başarılarının devamını Allah'tan niyaz ediyoruz.

Biz en baştan beri Adalet ve Kalkınma Partisinin Suriye siyasetine karşıydık. İlk tezkere buradan geçerken şu sözleri söylediğimi gayet iyi hatırlıyorum: "Suriye'nin rejiminin düzeltilmesi Türkiye'nin millî meselesi değildir. Türkiye'nin millî meselesi olmayan bir konuda vereceğimiz her şehit bir cinayete kurban gitmiş olabilir." diye uyarmış, söylemiştik. Fakat siyasi stratejisi, siyasi derinliği olduğu söylenen bir sayın bakanın -bana sorarsanız- siyasi stratejik sığlığı nedeniyle Türkiye, Suriye belasının içine bulaştırılmıştır, hem de Hillary Clinton'ın peşine takılarak bulaştırılmıştır.

Şimdi, biz Türk ordusunun, kahraman evlatlarımızın sonuna kadar arkasındayız. Türk ordusu bugün Suriye'de, Adalet ve Kalkınma Partisinin yanlış dış siyasetleriyle Türkiye'nin içine düşürüldüğü zor durumdan Türkiye'yi çıkarıp Türkiye'yi derleyip toparlamak, Türkiye'nin içine girdiği dertleri halletmek üzere canlarını vermektedir. O nedenle, Türk ordusunun bu büyük başarısını, daha önce El-Bab'ta yaptığı, şimdi Afrin'de yapmakta olduğu bu büyük başarısını derleme toplama, birtakım örgütlerle paylaştırılmasına izin veremeyiz.

Askerî taktik olarak bunu kullanıyor olabilirsiniz, bunu eğer Türk ordusunun komutanları da onaylıyorsa buna bizim bir itirazımız olmaz ama ÖSO gibi CIA eğitimi almış ne idüğü belirsiz bir örgütü siz Kuvayimilliye'ye benzetirseniz içimiz sızlar, yüreğimiz yanar ve üzülürüz. Bu kabul edilemez. Her şeyi olduğu gibi değerlendirmek lazım.

Değerli arkadaşlar, biz "Adalet ve Kalkınma Partisinin dış siyasetini desteklemiyoruz." derken desteklemememizin nedeni millî ve yerli olmamasıdır. Millî ve yerli olan dış siyaseti biz savunuyoruz ancak bizim Adalet ve Kalkınma Partisinin dış siyasetini eleştirmemiz demek dış ülkeler yanında yer alıyoruz anlamına da gelmez, böyle bir şeyi de kabul etmeyiz. Biz Türkiye'nin çıkarları, millî menfaati ve Türk milletinin yanında yer alırız, Türk ordusunun kayıtsız şartsız yanında yer alırız.

Değerli arkadaşlar, buraya gelirken Rusya'yla iş birliği yapıldığını Hükûmetin yetkili ağızlarından dinledik. Nitekim burada, bu operasyon bittikten sonra, yine bizim Hükûmet kaynaklarından aldığımız bilgilere göre, buradan çekilinecek, muhtemelen bu topraklar Suriye'ye yani asli sahibine bırakılacak. Biz sadece bizim için tehdit olan PYD, PKK, YPG gibi terör örgütlerine karşı, yanlış siyasetlerle orada konuşlanmalarına karşı bir harekât yürüttük ve bunu bitireceğiz.

Şimdi, orada gurur duyduğumuz bir hadise oldu, Burseya Dağı'na Türk Bayrağı'nı diktik ve sallandırdık. Bu hepimizi gururlandırdı. Yalnız, şimdi buradan uyarıyorum: O bayrak oradan bir daha inmeyecek, takip edeceğiz bunu. Çekilen bayrak aşağı indirilmez. Bu konuda hepinizin hassasiyet göstereceğine, benden farklı düşünmediğinize eminim.

Son olarak, bu kısa zamanda biz İyi Partinin önerilerini size söylemek istiyorum:

1) Amerika derhâl uyarılmalı, bu terör örgütlerine silah vermekten vazgeçirilmeli.

2) Mezhepçi dış siyasetten vazgeçilmeli.

3) Dış politika iç politikanın ve seçim süreçlerinin aleti olmaktan çıkarılmalı.

4) Esad'la doğrudan anlaşılarak Şam'la birlikte sınırlarımız korunmalı.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.