| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 16.01.2018 |
CHP GRUBU ADINA ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkan, değerli Divan, salonda bulunan bütün arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu anda bir araştırma önergesi üzerinde konuşmaya çalışıyoruz. Verilen Meclis araştırması istemi iki ana noktaya dayanıyor. Birisi 6284 sayılı Yasa'nın uygulanması konusunda gerekli önlemlerin alınması istemi, diğeri de İstanbul Sözleşmesi'nin etkin bir biçimde uygulanması istemi. Aslında ikisi birbirini besleyen, birbirine dayanak olan iki yasal düzenleme. Biri uluslararası bir sözleşme, diğeri ise Türkiye iç hukukunda kabul edilmiş olan bir yasa.
Şimdi, bu iki yasanın da asıl amacının ne olduğu meselesi üzerinde kısaca durmak istiyorum. İstanbul Sözleşmesi şöyle der: Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi için ve bunlarla mücadeleye ilişkin, Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasına atıf yapar ve de kadına yönelik her türlü şiddetin -aynı zamanda ev içi şiddetin- önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması, kadına karşı şiddetle mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili bir iş birliği içeren politikalara hayat verilmesi.
6284 sayılı Yasa ne diyor, o yasanın temeli ne? "Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." Şimdi, bu usul ve esasların İstanbul Sözleşmesi ışığında nasıl düzenlenmesi gerekiyor? Etkin bir biçimde ve süratli bir biçimde düzenlenmesi gerekiyor.
Biraz önce bu konuya ilişkin konuşma yapacağımı bilen Selina Doğan arkadaşım, bana, kendisine şu anda bildirilmiş olan bir kadın fotoğrafını gösterdi, daha doğrusu bir kadına ilişkin çeşitli fotoğrafları gösterdi. Bu fotoğrafta, vücudunun hemen her yerinde şiddet izleri bulunuyordu ve kendisinden yardım istendiğini ifade etti. Ben İstanbul zannederek "İstanbul Barosuna başvursun." gibi şeyler söyledim. Meğerse Ankara'ymış, Ankara'da bir polis görevlisiymiş ve polis görevlisi kendi karısına bu şiddeti uygulamış. Şimdi, demek ki bir güvenlik görevlisi olmak da şiddetin önlenmesi konusunda herhangi bir olumlu adımı getirmiyor. Aynen onun gibi bizim parlamenter olmamız, Türkiye Büyük Millet Meclisine seçilerek gelmiş olmamız da şiddet karşısındaki duruşumuzu çok fazla etkilemiyor, bunu görüyorum. Burada gördüğüm tablo budur. Neden? Deminden bu yana il başkanımıza ilişkin söylemler geliştiriliyor ve karşılıklı olarak bu konuda birtakım açıklamalar yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bir dakika lütfen.
BAŞKAN - Peki, buyurun, size pozitif ayrımcılık yapmış olayım.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir kadın kendisine yapılan saldırı karşısında boyun eğmez, o saldırıların nedenini bilir. Hele bir siyasetçi kadınsa, o siyasetçi öne çıkışının ve duruşunun kendisine bir saldırı getirdiğini bilir ve yanıtını mutlaka ve mutlaka kendisi verir. Ama yeter ki biz burada milletvekilleri olarak kadınlara şiddet uygulamayalım.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.