| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 09.11.2012 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu yasa tasarısını Türk devletinin geleceği açısından bir tehdit unsuru olarak görüyoruz. Üniter yapıyı sulandırarak federalizmin yolunu açacak bir yasa tasarısıdır bu yasa tasarısı. Bin yıllık kardeşliğimizin temeline dinamit koyan bir yasadır.
Evet, değerli milletvekilleri, bu coğrafya hassas bir coğrafyadır. Bu coğrafyada bin düşünüp bir söyleyeceksiniz. Bunları niye söylüyoruz? Bunları biz söylemiyoruz. Bakın, Sayın Başbakanınız Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1991 yılında, İstanbul İl Başkanıyken hazırlattığı bir Kürt raporu var. Bu raporda aynen bugünleri gösteriyor ve tarif ediyor ve şöyle diyor: "Kürdistan'ın bir kısmı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dur. PKK terörü kadar devlet terörünü de kınamalıyız. Bölge halkının, özellikle özel harekâtın işkencesi ve baskısı altında kaldığını söylemeliyiz. Kemalist devletin terörle mücadelesi iflas etmiştir." Ve son söz, bugün, aynı, 1991'de söylüyor: "Merkezî devlet küçülmelidir, yerel parlamentolar kurulmalıdır." Ve bir soruya, "Kürtler `Biz ayrı yaşamak istiyoruz.' derlerse ne olacak?" sorusuna verdiği cevap: "Eyaletler sistemi benzer bir şeyler yapabiliriz." diyor.
Değerli milletvekilleri, bakın, 2010 yılında İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve dönemin Ankara Büyükelçisi aynen şu ifadeleri kullanıyor, Erdoğan'ın Kürt politikasını şöyle değerlendiriyor 13 Eylül 2010'da: "Erdoğan bir Kürt eyaleti yaratmaya ya da en azından Türkiye'nin Kürtlerini ulusal bir azınlık olarak tanımaya hazır fakat ülkesi değil." Yani, ülkesi buna hazır değil diyor. "Kürt misyonunu tamamlamak için bir görev dönemine daha ihtiyaç vardır. Haziran 2011 seçimlerini kazanırsa bu ihtimal bir gerçek hâline dönüşebilir." diyor. Evet, Haziran 2011 seçimlerini kazandınız ve iktidar oldunuz.
Şimdi, değerli milletvekilleri, şunu çok iyi bilmenizi istiyorum. Eğer bu siyasal çizgi ve anlayış devam ederse 2015 yılında, Türkiye idari federalizme geçmiş ve siyasi federalizme adım atan bir ülke olacaktır, Öcalan hapisten çıkmış olacaktır, Türk milletinin adı Anayasa'dan çıkmış olacaktır. Yani, değerli milletvekilleri, görüyorsunuz, bu sürece kendiliğinden gelinmedi. Bu yasa bir ihtiyaçtan doğmadı. Bugün Anadolu'nun hiçbir coğrafyasında sizin getirdiğiniz bu yasaya ihtiyaç yok. Adana'ya 250 kilometre uzaklıktaki köyde, Mersin'e 300 kilometre uzaklıktaki köyde, Konya'ya 400 kilometre uzaklıktaki köyde bu yasaya ihtiyaç yok. Bu yasa, 1991 yılında planlanan, hani "Değiştim." diyor ya, değişmediğinin göstergesidir.
Bakın, adım adım, alıştıra alıştıra bu sistemlerinizi uyguluyorsunuz. Bunu görmeniz lazım, bunu görmemiz lazım. Bugün gücü elinizde bulundurabilirsiniz, bugün siyasi ikbal peşinde olabilirsiniz, bugün beklentileriniz olabilir, bugün çoluğunuz çocuğunuz bürokraside bir yerlere gelmiş olabilir, eşleriniz kamuda önemli yerlere gelebilir; iş alabilirsiniz, ihale alabilirsiniz, bunlarla susarsanız Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atıyorsunuz.
Adım adım alıştırıyorsunuz. Evet, bas bas bağırsanız da, Sayın Başbakanınız demiyor muydu? Oslo'daki görüşmelerden dolayı, bırakın görüşmeyi kabul etmeyi, "Bizim görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir." diyordu. Ne oldu? Görüşüldüğü ispat edilince ne oldu? "Görüşmedim." dedi. "Görüşmedim." dedi. "Görüşmedim." dedi. Görüşüldü.
Peki, bugün, soruyorum size, o gün onu söyleyen Başbakan, o gün onu söyleyen Başbakan?
SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Ne alakası var ya?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Osmaniye Milletvekili, dinleyeceksin! Sen önce Osmaniye'den bir icazet al.
Onu söyleyen Başbakan, bugün 5 bin kişinin katlinden sorumlu Abdullah Öcalan'la, İmralı'yla, Kandil'le görüşmekten bahsediyor. Söyledi mi, söylemedi mi bunu? Size soruyorum: Söyledi mi, söylemedi mi? Siz, kimden alıyorsunuz bu hakkı? 5 bin kişinin katlinden sorumlu Abdullah Öcalan'la görüşme yetkisini kimden alıyorsunuz? O dağlarda bu vatan uğruna şehit olan Mehmetçikten, polislerden, onların ailesinden bu yetkiyi aldınız mı? Almadınız.
Şimdi, kuru milliyetçilik söylemleriyle bu insanları kandıramazsınız. Kuru milliyetçilik söylemleriyle, siz, Türk milliyetçiliğinin yanından geçemezsiniz.
AKP içerisindeki, milliyetçilik duyguları olan milletvekillerine sesleniyorum: Bu yasa tasarısı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ?bir ihanet yasasıdır. Yarın çocuklarınız bunun hesabını vermek zorunda kalırlar.
Bakın, şunu açık ve net söylüyorum: Her nefis ölümü tadacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)