GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki sözleri sebebiyle ve görevini hukuk içinde tarafsız bir şekilde yerine getirmediği iddiasıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergenin (11/18) ön görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:22.12.2017

AK PARTİ GRUBU ADINA HAMZA DAĞ (İzmir) - Evet, biraz önce sayın grup başkan vekili suçluluk psikolojisiyle bir vücut dilinden bahsetmişti. Açıkçası, biraz zülfüyâre dokununca bayağı vücut dili bozulanlar oldu.

Değerli arkadaşlar, yalanlar bunlarla bitmiyor. 16 Nisan halk oylaması sürecinde hepimizi sahada çok ciddi bir şekilde zorlayan bir ifade yine sayın genel başkan tarafından dile getirildi. 18 yaş düzenlemesini yaptığımızda, 18 yaşında milletvekili olanların iki senelik süreçte emekli olacakları söylendi. Burada, sahada -bununla ilgili- herkes karşılaştı. Hâlen herkes iki sene milletvekilliği yaptığımızda bizim emekli olduğumuzu zannediyor. Burada bulunan 550 milletvekiline hakarettir bu ifade.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Emeklilik hakkı kazanıyor." dedi.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Ben altı buçuk senedir milletvekiliyim, 2019 yılına kadar da milletvekili olsam dahi emekli olamıyorum. Bu kadar gerçek olan bir konuda "Acaba biraz oylarda artış olur mu, bir istifham oluşturabilir miyim?" diye bu yalanı söylemeye ne gerek var? SSK Genel Müdürlüğü yapan, 2002'den bugüne kadar da milletvekilliği yapan birisinin bunu bilmeme ihtimali var mı? Çok net bir şekilde bilgi var ama yalan söyleyerek kafaları karıştırmaktan başka bir şey yok.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Emeklilik hakkı ile emekli olmak ayrı bir şey.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Burada daha birçok konu var. "İslam ülkelerinde cumhuriyet yok, demokrasi yok." sözleri, enerjiyle ilgili, Rusya'yla ilgili söylenmiş olan sözler, asgari ücretlilerin çalışma oranları; bunların hepsinin ayrıntısı var. Ben daha bir kısmını bulabildim, yedi senelik süreçte bir kısmını burada dile getiriyorum.

Son dönemde, Battal İlgezdi'yle ilgili söylenen sözler, İzmir kent ormanıyla ilgili söylenen söz... Açıkçası bunu da şöyle ifade etmek istiyorum: Belediye başkanlarıyla yapılan toplantıda, Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'nin en büyük kent ormanının İzmir'de olduğunu söylüyor ama daha sonra bunun gerçek olmadığı Orman Genel Müdürlüğü raporlarıyla ortaya çıkıyor, asıl en büyük orman Antalya'daymış. Açıkçası, biz, inşallah, İzmir milletvekilleri olarak bu işin öncüsü olacağız ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun da dolaylı olarak İzmir'de bir dikili ağacı olmuş olacak.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Süleyman'a gel, Süleyman'a.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Bunu da bizim bir hayrımız olarak inşallah Sayın Kılıçdaroğlu'na sağlamış olacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kayseri'yle ilgili bazı paçavralar sallamıştı. Paçavralar sonucunda ne oldu? Vatandaş sucuğa doydu.

Değerli arkadaşlar, kaç defa "Seçimi kaybedersem istifa ederim." demesine rağmen, yine Genel Başkan istifa etmeden yoluna devam etti. Ben burada şunu söylemek istiyorum, yine bazı arkadaşlar yerinde duramayacaklar: Eğer Sayın Kılıçdaroğlu Pinokyo olmuş olsaydı, burnu Boğaziçi Köprüsü'nden daha uzun olurdu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakın, değerli arkadaşlar, biz sürekli olarak anketler yapıyoruz, kendimizi ölçüyoruz. Kendimizi ölçerken ana muhalefeti de ölçüyoruz ve şu anda net bir şekilde çıkan bir nokta var ki ana muhalefet, Türkiye'nin en başarısız muhalefeti. Bunu anketler söylüyor. Eminim, bunu sizler de yapıyorsunuz, sizler de gerçekleştiriyorsunuz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz iktidara kendimizi beğendirmeyeceğiz, halka beğendireceğiz.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Biz bunları söylüyoruz. Zaten işin bu tarafı, iktidar tarafı bunu gayet iyi bir şekilde biliyor.

Önünüzde kurultay var, gelin, kurultayda bir güzellik yapın, kendinize güzellik yapın. Aslında, şu anki hâl AK PARTİ için iyi bir hâl çünkü dikiz aynasından baktığımızda geride, gelen bir şey yok, çok geride, çok geride. Onun için, belki bir değişim yaparsınız...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sana mı soracağız biz bunu ya? Allah, Allah!

HAMZA DAĞ (Devamla) - ...bu değişim sayesinde de iktidar partisini bu anlamda zorlamış olursunuz.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sana mı soracağız biz bunu?

HAMZA DAĞ (Devamla) - Hazır, İstanbul il kongresinde de birbirinize girmişken belki size büyük bir fırsat doğmuş olur.

Değerli arkadaşlar, sürem çok kısaldı, süremin bu döneminde... Sayın Soylu'ya niye gensoru verdiğinizi aslında ben buradaki konuşmalardan anlıyorum. Bakıyorum verdiğiniz gensoruya, bir sayfalık bir doküman ve söylenmiş olunan ifadenin...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Genleşiyor, genleşiyor.

HAMZA DAĞ (Devamla) - ...anlattığınız gibi olmadığını da siz gayet iyi bir şekilde biliyorsunuz çünkü sözde "adalet yürüyüşü" yapılırken, İstanbul-Ankara arasındaki güvenliği İçişleri Bakanlığı ve bürokratları sağladı.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Taşeron şirketi mi sağladı? Devlet sağladı, devlet.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Çanakkale'de sözde "adalet kurultayı" yaparken, siz birbirinizle kavga ederken sizin güvenliğinizi yine İçişleri Bakanlığı bürokratları sağladı.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Devlet sağladı, devlet.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Ama bugün burada, teröre karşı son dönemde yapılan başarılı operasyonlarda ne yazık ki sizler, bu başarılı operasyonun yanında olmaktan ziyade, bu başarılı operasyonları yapan İçişleri Bakanlığına ve bürokratlarına, İçişleri Bakanımıza gensoru vererek burada, aslında, bu başarılı süreci baltalamak için uğraş veriyorsunuz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Güvenliği sağlamak lütuf mu?

HAMZA DAĞ (Devamla) - Bakın, son dönemde, 2016 yılında 31.288; 2017 yılında 50.444 operasyon gerçekleştirildi. 2016'da 114; 2017'de 124 -1'i kırmızı listede olmak üzere, üst düzey terörist- terörist etkisiz hâle getirildi. Yine, 2016'da engellenen 339 eylem varken 2017'de de bu, 680 şeklinde oldu. 2016'da terör örgütüne katılım 648; 2017'de 135 noktasında. Şu anda, bu terörle mücadelede sonuç ve teknolojik açıdan son kırk yılın en üst noktasındayız. Âcziyet içine düşen örgüt en kötü dönemini yaşıyor. Örgüte katılım tarihin en düşük seviyesine inmiş durumda. Mücadelede görev alan tüm birimler bugüne kadar olmadığı kadar koordinasyon ve ahenk içinde. Bütün bakanlıklarımız, Ulaştırma Bakanlığından Gençlik ve Spor Bakanlığına, İçişleri Bakanlığından Adalet Bakanlığına bir koordinasyon içinde bu mücadeleyi yapıyor. Kato Dağı, İkiyaka, Herekol Dağı, Bestler Dereler, Şenyayla, buralar önceki dönemlerde "girilemez" denilen yerlerdi, bu Hükûmet döneminde, Allah'a hamdolsun, girilir noktaya geldi. Aşırı sol örgütlere, başta kırsalda olmak üzere, tarihin en ağır darbesi yapılmıştır ve DHKP-C terör örgütü kırsaldan tamamen silinmiştir. Yurt içindeki terörist mevcutları ciddi anlamda azalmış vaziyette ve yurt dışında operasyonlar yapılır noktaya gelmiştir.

İHA-SİHA... Millî yazılımımızla -kendi silahımız- kendi yazılımımızla yaptığımız SİHA'larla 383 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. SİHA'yla yapılan operasyonlara sizin içinizden bazı arkadaşlarınız ne yazık ki birtakım ithamlarda bulundular. Herhâlde SİHA'lardan yerelde, aşağıda bulunan teröristlere gül atacak hâlimiz yoktu, tabii ki bomba atılacak. 383 terörist bu şekilde etkisiz hâle getirildi.

Şimdi, bazı arkadaşlarımız diyecek ki: Bu kadar terörle mücadeleyi anlatırken, terörle mücadelenin güvenlik konseptini anlatırken özgürlük nerede kaldı? Veya o bölgedeki insanlarda, o bölgedeki illerde, ilçelerde hayat nasıl devam ediyor? Birtakım örnekleri kendileri söylediler, mutlaka hukuk süreci içinde onlar değerlendirilecektir. Ben yaklaşık on gün önce Hakkâri'deydim, Yüksekova'daydım, ondan önce de Cizre'deydim, İdil'deydim. Çözüm süreci döneminde de bölgeye çokça gittim, çözüm süreci döneminde de sokaklarda gezdim, aynı zamanda şimdi de gezdim ve insanların öz güvenini, insanların umudunu, huzurunu ve huzurdan gelen ümidinin en üst noktalara kadar çıktığını gördüm. Gecenin saat ikisinde Hakkâri'nin o meydanında insanlarımızla, arkadaşlarımızla beraber yürüdük ve şu an itibarıyla o bölgeden gelen taleplerde "Bizim bölgemize fabrika yapın, istihdam açın." şeklinde taleplerin döndüğünü gördük.

Cizre'de Hazreti Nuh'un türbesini ziyaret ettiğimizde etrafımıza çocuklar geldi ve onlarla fotoğraf çektirdik, beraber olduk. Sonra da klasiktir, çocuklara biliyorsunuz büyüyünce ne olacaksın diye sorarlar ve o çocuklara büyüyünce ne olacaksınız diye sorduğumuzda çoğunluğu "Özel harekât polisi olacağım." dedi. Bunu benim kulaklarım duydu, bu süreçte duyduk bunları. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Onun için hem güvenlik konseptinde dağlarda, tepelerde terör örgütleriyle mücadelemize devam ederken aynı zamanda özgürlük noktasında o bölgedeki insanların hayat standardını yükseltme noktasında uğraşımızı, çabamızı en iyi şekilde veriyoruz.

Şunu da söylemek istiyorum: Terörle mücadelenin daha başlangıcındayız. Ve terörle mücadelede kırsalda bir tane terörist kalmayıncaya kadar mücadele devam edeceği gibi sadece doğu illerinde değil, batı illerinde de yuvalanan terör örgütleriyle her türlü mücadele sonuna kadar devam edecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Biz, on beş yıldan bu yana bu ülkeyi canla başla mücadele ederek yönetmeye gayret ediyoruz. Bu dönemin ilk zamanları biliyorsunuz, kendisi devletin hâkimi zannedenler ile millet egemenliğini hâkim kılmaya çalışanların mücadelesiyle geçti ve vesayet elimizin tersiyle itildi. Daha sonra dümenin başına FETÖ geçti. 15 Temmuzla FETÖ tamamen tarumar edildi. 16 Nisanda da bir daha baştan böyle bir yapının ortaya çıkmaması için yeni bir hükûmet sistemi ortaya çıktı.

Biz genç bir partiyiz, size göre bayağı genç bir partiyiz ama on beş yıldır ülkeyi yönetiyor olmamız, icraatlarımız, millet merkezli siyaset yapmamız ve yaslandığımız gelenek bizi Türkiye siyasetinde çok farklı bir yere konumlandırıyor ve bu tecrübeyle, biz kimin ne yaptığını, niye yaptığını, ne için yaptığını ve kiminle yaptığını gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Aynı şekilde, siz bugüne kadar bu milletin içine hep bir virüs koymak için uğraş verdiniz ama bu millet de, AK PARTİ de sizin koyduğunuz bu virüse karşı bağışıklık kazanmıştır. Çünkü bağışıklık kazanmamış olsaydı şu anda şu sıralarda AK PARTİ'liler değil, Gezi'de, 17-25 Aralıkta, 15 Temmuzda başarılı olan bu yapı, darbeciler oturur olurdu. Onun için bu millet sizin bu virüsünüze karşı bağışıklık kazanmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Dağ, lütfen siz de sözlerinizi toparlayın.

Bir dakika daha, buyurun.

HAMZA DAĞ (Devamla) - Daha anlatacak çok şey var, terör örgütleriyle iş birliği içinde olduğunuza dair çok bahsedilecek husus var. Açıkçası süre yetmeyeceğini ben de üç aşağı beş yukarı anlamıştım ama bu ifadeler, bu sözler, bir sayfalık verilen gensorunun ne amaca matuf olduğunu, terörle mücadeleyi etkileme amacına matuf olduğunu gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Onun için AK PARTİ Grubu olarak biz bu gensorunun aleyhinde olduğumuzu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.