GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

CHP GRUBU ADINA BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen kıymetli yurttaşlarımız; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Kendine hak gördüğünü vatandaşa çok gören AKP'nin önümüze getirdiği, nereden tutsan kopan bütçeyi konuşuyoruz.

Şöyle bir Türkiye'ye bakıyorum da bir zamanlar tarım ülkesi olan güzel yurdumda tarımsal nüfus 2002'lerde yüzde 22'yken bugün, yüzde 8'lere gerilemiş durumda. Meralar amaç dışı kullanıma açılarak yirmi yıllık ot bedeli karşılığında imara açılıp ithal yem getirilerek hayvancılığa darbe üstüne darbe vurulmuş durumda. Muhalif görülenler göz dağı verilmek suretiyle özellikle olağanüstü hâlin tanıdığı olanaklarla temel hak ve hürriyetler, hukuk güvenliği ve demokrasi askıya alınmış durumda. Hep bunu söylediğimizde, olağanüstü hâlden dem vurduğumuzda Fransa'dan bahsediyorsunuz.

Bakın, Fransa'da olağanüstü hâl ilan edildi. Fakat Fransa'da iki yıllık olağanüstü hâl ilanı döneminde senatodan 1 tane KHK geçirilmiş, o da çalışma yasasıyla ilgili. Kaldı ki, yargı bağımsızlığı olan Fransa'da KHK'lar yargısal denetime tabi. Ve yine Fransa'da bu iki yıllık olağanüstü hâl uygulamasında 4.400 ev araması yapılmış, sadece 62 kişiye geçici ev hapsi verilmiş ve sadece 48 kişi belli bir bölgeye giriş yasağına çarptırılmış. Yani iki yıllık olağanüstü hâl döneminde Fransa'daki tablo.

Peki, Türkiye'ye bakıyorum. 15 Temmuzdan sonra ilan ettiğiniz olağanüstü hâlle 124 bin civarında kamu görevlisi, 7 binin üzerinde subay ve astsubay, 4 binin üzerinde öğretim görevlisi ve hâkim, savcı ihraç edilmiş, 60 binin üzerinde öğretmen görevden uzaklaştırılmış. Askerî okullar KHK'yla kapatılmış ve bu okulda okuyan askerî öğrencilerin hepsine FETÖ'cü damgası vurulmuş. Dünyada yoktur böyle bir şey ya, hiçbir araştırma, soruşturma yapmadan herkese suç isnadı yapmak. Doğrusu, muhalif gördüğünüz ya da kendinize itiraz eden herkese suç isnadı yapma konusunda üstünüze iktidar tanımıyorum.

Yabancı yatırımcılar Türkiye'ye niye gelmiyor? İşte, olağanüstü hâlde temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınmadığını, yargı bağımsızlığının olmadığını, demokrasinin askıya alındığını görüyorlar.

Arkadaşlar, bu durumdaki bir ülkeye yabancı yatırımcı güvenip yatırım yapmaz, gelmez.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Geçen yıl sadece 3,5 milyar dolar gelmiş.

BURCU KÖKSAL (Devamla) - İşçi, memur, emekli 3 kuruş zammı alabilmek için uğraşırken birileri milyon dolarları havuduyla adacıklara götürüyor. Vatandaş otobüs parasının, ücretinin hesabını kitabını tutarken gemicikler yüzüyor da yüzüyor. Garibim emekliler kıt kanaat geçiniyor bu ülkede.

Bakın, 2000 yılından sonra emekli olduysanız vay halinize! Çünkü sözde büyümeden pay aldığınız gerekçesiyle intibak yasasından faydalanamıyorsunuz. Aynı prim ve yılla emekli olanlar arasında uçurumlar var maalesef. Üstelik 2000 yılından sonra emekli olanların emekli maaşları da hayli düşük.

Bakın, örnek vereceğim: Mesela 2017 yılı Haziran ayında 5.400 iş gününü doldurarak emekli olan bir yurttaşımız şu anda 712 lira maaş alıyor. El insaf değil mi? Ayın sonunu nasıl getirecek bu parayla? Açlık sınırının 1.544 lira olduğu bir ülkede 712 lirayla bu yurttaşımızı yaşamaya mahkûm ediyorsunuz. 712 liralık emekli maaşını reva görenler, gelin bu bütçeden emeklilere hak ettiği payı hep beraber verelim diyorum.

Peki esnaf ve iş adamları, onlar için her şey süt liman mı? Maalesef hayır. İflaslar peş peşe geliyor. Bakın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ticaret Sicili Gazetesi'nde açıklanan verilere göre bu yıl Ağustos ayında kapanan şirket sayısında geçen yıla oranla yüzde 105 oranında bir artış gözüküyor. Açılan şirket sayısının hayli üzerinde şirket kapanmış durumda. Faizler yüksek. Bu ülkede en çok kazanan finans sektörü, banka sahipleri. Bu kadar yüksek faizle kredi verilirse yatırımlar sürmez arkadaşlar.

Hoş, yatırım yapan ya da yatırım yapmak isteyene de köstek olunuyor bu ülkede, kolaylık sağlanmıyor. Örnek mi? İşsizliğin yüksek olmasından dert yanıyoruz. Bakın, benim seçim bölgem Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinde bir iş adamı kalkmış Kızılca köyünde bir sera kurmuş, onlarca kişiye iş imkânı, aş imkânı sağlamış. Peki siz ne yapmışsınız? 2,5 kilometrelik bir yolu düzeltmeyi, asfaltlamayı çok görmüşsünüz. Bu girişimcinin ismi Ahmet Altınkaynak, buradan açıklıyorum. Kendisi parasını çarçur edebilirdi, gayrimenkule yatırıp kira gelirleriyle yan gelip yatabilirdi, faizden kazanabilirdi ama ne yapmış? Memleketine yatırım yapmış, iş imkânı sağlamış, birilerine aş imkânı sağlamış ama size defalarca kere başvurmasına rağmen, 2,5 kilometrelik sera ile köy arasındaki yolu bir asfaltlamayı dahi çok görmüşsünüz. Ve kendisi diyor ki: "Eğer bu yol asfaltlanırsa bu seranın yanına bir sera daha kuracağım." Düşünsenize, birçok ailenin evinde aş kaynayacak eğer bu yapılırsa. Ama buraya gelince mangalda kül bırakmayanlar, icraata gelince sus pus oturuyorlar; destek olmayı bir kenara bırakın, köstek oluyorlar. Sonra da işsizlik artıyor. Artar kardeşim. Senin basiretsiz politikaların yüzünden işsizlik de artar, yoksulluk da artar bu ülkede. (CHP sıralarından alkışlar) Sonra da ülkenin Başbakanı çıkıp der ki: "Herkese iş bulamayız, herkese iş bulmak gibi bir derdimiz, herkese iş bulmak gibi bir durumumuz yok zaten." İşsizliğe çözüm öneriniz bile yok ya, yazık, yazık gerçekten.

TÜİK verilerine göre üniversite mezunu gençlerde bile işsizlik oranı yüzde 43. Merak ediyorum -hepimiz milletvekiliyiz, siz de milletvekilisiniz- bu genç kardeşlerim sizi aradığında, iş istediğinde ya da geldiğinde empati kuruyor musunuz, onların çaresizliğini hissedebiliyor musunuz ya, vicdanınız rahat mı, başınızı yastığa koyduğunuzda "Bu gençler işsiz, bizim yüzümüzden işsiz." diye bir sorumluluk hissediyor musunuz? (CHP sıralarından alkışlar) İşsizlik, sadece üniversite mezunu gençlerimizi vurmuyor, maalesef ilkokul, ortaokul, ortaöğretim, lise mezunu gençlerimiz de işsizlikle boğuşuyor.

Konuşmamın başında ne dedim? Tarımsal nüfus yüzde 22'lerden yüzde 8'lere gerilemiş. Çünkü bu ülkede artık gençler çiftçilik yapmıyor, çiftçilikle uğraşmıyor, uğraşamıyor çünkü çiftçilikten para kazanamıyorlar. Tarımda eksik destekleme, ürün taban fiyatlarındaki belirsizlik, ithal ürünlerde gümrük vergisinin kaldırılması, pahalı mazot ve gübre, üretim maliyetlerinin artması yüzünden artık çiftçi maalesef ekim yapamıyor. Bakın, çiftçi kazanırsa esnaf kazanır, çiftçi kazanırsa sanayici kazanır, çiftçi kazanırsa devlet vergi alır ve kazanır. Gerçi sizin için çiftçi, esnaf, sanayici, işçi, emekli, bunların kazancı önemli değil, varsa yoksa kendiniz ve yandaşlarınız. Bu ülkede paraları götüren, gemileri yüzdüren AKP'liyse sorun yok ama dürüstçe yaşıyorsanız, emeğinizle kazanıyorsanız, hele bir de başarılı muhalifseniz vay hâlinize. Mesela, başarılı bir CHP'li belediye başkanıysanız, sosyal belediyeciliği hakkıyla icra ediyorsanız, halk sizi sevmiş, oy vermişse, seçimle yenilememişseniz, işte, AKP seçimle yenemediği sizi dakka dubarayla, hileyle hurdayla o koltuktan indirmeye çalışır. (CHP sıralarından alkışlar) Suçlusun kardeşim çünkü CHP'li bir belediyesin, başarılısın ve seni seçimle yenememişler.

Evet, Battal İlgezdi'den bahsediyorum. Battal Bey'le ilgili bir ceza yokken... AKP'li bir belediye başkanıyla ilgili irtikâp ve görevi kötüye kullanma suçlarıyla ilgili bir ceza verilmişse ona suspus oturuyorsunuz. Buradan sesleniyorum: Hodri meydan! Afyonkarahisar Nuribey Belediye Başkanı, AKP'li Belediye Başkanı; kendisi, Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararla ceza almış görevi kötüye kullanma ve irtikap suçlarından. Şu an dosyası Yargıtayda. Hani mangalda kül bırakmıyordunuz? Buyurun, hodri meydan. Bir soruşturma dahi yapmıyorsunuz. Vatandaş şikâyet etmiş, durumu bildirmiş 25/10/2017 tarihinde ve İçişleri Bakanlığından gelen cevap: "Yargıtayda cezası kesinleşmedi, bir şey yapamayız."

Ve AKP'li bir başka belediye başkanı daha var, Bolvadin Belediye Başkanı. 200 bin liralık arsayı almış -onun da belgeleri burada- ve 1,5 trilyonluk bir kredi çekmiş bu arsayla ilgili, belediyeyi açıkça zarara uğratmış. Bununla ilgili de başvuru var ama konuyu kapatmaya çalışıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCU KÖKSAL (Devamla) - Sayın Başkan, lütfen bir ek süre verirseniz sözlerimi toparlayacağım.

BAŞKAN - Süre hiç vermiyorum.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Az önce verdiniz.

BAŞKAN - Toparladınız. Kimseye süre vermedim, lütfen, istirham ediyorum.

MEHMET GÖKER (Burdur) - Verdiniz, verdiniz; bak, Allah taş eder.

BURCU KÖKSAL (Devamla) - Toparlayacağım, onun için...

BAŞKAN - Tamam, toparlayın.

Buyurun.

BURCU KÖKSAL (Devamla) - Evet, şimdi, o belediye başkanı da şu anda hiçbir şekilde soruşturmaya tabi tutulmuyor, vatandaş defalarca şikâyet etmesine rağmen.

Bakın, biz, yalana, hırsızlığa, talana ve bunlara göz yumanlara karşı olduğumuz için ve bunlara göz yumanların bütçesine de karşı olduğumuz için bu bütçeye "hayır" diyoruz.

Herkese saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)