GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

CHP GRUBU ADINA VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Hükûmetlerin ekonomik ve toplumsal gelecek tercihlerinin en önemli göstergesi merkezi yönetim bütçeleridir. Bütçeler, aynı zamanda siyasi iktidarın toplumun hangi kesimlerinin çıkarlarına öncelik verdiğinin de bir göstergesidir. Bu bütçe emekçilerin, çalışanın, üretenin, çiftçinin, köylünün bütçesi değildir. AKP'nin bütçesi, bir avuç yandaş sermayeye rant aktarma, mutlu azınlığı koruma ve kollama bütçesidir. On beş yıldır uygulanan AKP bütçeleri dar gelirlilerin ve orta sınıfın, maalesef, yaşamını kâbusa dönüştürmüştür. Yıllık tüketici enflasyonu 11,9'a çıkarken 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.544 lira. Yine, 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 5.030 liraya yükselmiştir. Yoksulluk sınırı altında çalışan ve emekli sayısı her geçen gün artmakta.

Tarım sektörü de maalesef, can çekişmektedir. Çiftçi, köylü ürettiğinin karşılığını alamadığı için artık toprağına küsmüştür. Hükûmet, on beş yıldır izlediği gayrimillî tarım ve hayvancılık politikalarıyla yabancı ülkelerin çiftçilerini desteklemektedir. AKP iktidarları 2006-2017 yıllarında toplam 11 milyar 777 milyon dolarlık buğday ithalatı, yine aynı dönemde 5 milyar 433 milyon dolarlık canlı hayvan ve karkas et ithalatı yapmıştır. AKP döneminde çiftçimizin borçları 1 milyar liradan 89 milyar liraya yükselmiştir yani üretici, yaşamını banka kredileriyle sürdürmek zorunda bırakılmıştır.

2002'de dış borç 129 milyar dolarken 2017 yılında Türkiye'nin dış borcu 452 milyar dolara çıkmıştır. Bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe giren kişi sayısı yılın ilk on ayında 1 milyon 100 bin kişiye ulaşırken, toplam borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 3 milyon 135 bin 97 kişiye ulaşmıştır sayın milletvekilleri. Milyonlarca vatandaşımız gırtlağına kadar borçlanmış, ekonomik özgürlüğünü kaybetmiş, beş yıl, on yıl sonraki kazancını dahi ipotek altına sokmuştur. Ekonomik tablo bu kadar vahim iken Hükûmet "Tarihî büyümeyi yakaladık. Üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 büyüdük." diyor, övünüyor ve bununla ilgili de açıklamalar yapıyor.

Buradan, tüm milletimize soruyorum, açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veren asgari ücretliye de soruyorum: Sizler mi büyüdünüz, zenginleştiniz? Ay sonunu zor getiren emeklimize soruyorum; borç sarmalı içerisindeki çiftçimize, köylümüze soruyorum: Sizler mi büyüdünüz, zenginleştiniz? Kırklareli'nin sanayi sitesindeki esnafına soruyorum: Sizler mi büyüdünüz, zenginleştiniz yoksa Lüleburgaz'daki eli nasırlı, alnı terli işçimiz mi büyüdü, zenginleşti? (CHP sıralarından alkışlar) Demirköy'ümüzün, Vize'mizin, Pınarhisar'ımızın, Babaeski'mizin, Pehlivanköy'ümüzün, Kofçaz'ımızın köylerinde yaşayan çiftçi zenginleşti de bizim mi burada, Ankara'da haberimiz olmadı? Milletimize soruyorum ve milletimize de şöyle sesleniyorum: Zenginleşenler ve büyüdükçe büyüyenler saraylarda, yalılarda yaşayan AKP'nin yarattığı yandaş, mutlu azınlık ve rüşvetçilerdir.

Ne güzel söylemiş şair: "Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini /Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin./ Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"

Madem ekonomi büyüyor, rekorlar kırılıyor, Türkiye zenginleşiyor, neden asgari ücreti 2 bin liraya çıkarmıyorsunuz? Çalışana, memura -sadaka verir gibi- yüzde 7,5 yerine yüzde 15 zam neden vermiyorsunuz? Madem ekonomide rekor büyümeler yaşıyoruz, neden açlık sınırı altında yaşayan emekliye yüzde 20 zam vermiyorsunuz? Hormonlu rakamlarla büyüttüğünüz ekonomide fakirleşen bir halk yaratan AKP'li milletvekillerini buradan uyarıyorum: Sakın ola, sakın, açıkça söylüyorum arkadaşlar, bir köy kahvesinde veya şehirlerimizin varoşlarında gidip de "Ekonomi büyüdü, zenginleştik, büyüme rekorları kırdık." demeyin. İnanın, vallahi, sizi sopayla kovalarlar, çok açıkça söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Bir yandan et, nohut, mercimek ve saman ithal ederek yerli üreticiyi perişan edeceksiniz, diğer yandan da "Yerli otomobil yapacak babayiğitler arıyoruz." diyeceksiniz. Milletin asıl aradığı babayiğitler, tarımsal üretimi millîleştirmek için İsrail'den tohum ithalatını durduracak babayiğitlerdir. Milletimiz, termik santrallerden vazgeçip yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapan babayiğitler arıyor. Milletimiz, Kırklareli'de, Ergene'de, Istranca Dağları'nda, Longoz Ormanlarında her geçen gün katledilen doğayı kurtaracak babayiğitler arıyor. Milletimize söylüyorum ve buradan sesleniyorum: Tabelalardaki T.C. kısaltmalarından rahatsız olup kaldırtanlar, milletimizi yerli gıda yerine ithal gıdayla besleyenler şimdi sıkılmadan, utanmadan milliyetçilik siyaseti de yapmasınlar.

Milletimiz, FETÖ için ABD'ye nota verecek babayiğitler arıyor. Milletimiz, işgal edilen adalarımız için Yunanistan'a iki sözcük söyleyecek babayiğitler arıyor, askerlerimizin başına çuval geçirenlere nota verecek babayiğitler arıyor. Milletimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'mize sahip çıkacak ve yavru vatanın tanınmasını sağlayacak babayiğitler arıyor. Milletimiz, Süleyman Şah Türbesi'ni koruyabilecek babayiğitler arıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Milletimiz, Ankara'yı parsel parsel satanlardan, İstanbul'u beton denizine dönüştürenlerden hesap soracak babayiğitler arıyor. Milletimiz üçkâğıtçı, düzenbaz, rüşvetçi Reza'nın önüne yatanlardan hesap soracak babayiğitler arıyor; 2017 Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye 180 ülke arasında 155'inci sıraya düşmüş, bundan hesap soracak babayiğitler arıyor. Milletimiz, boşanmaların yüzde 37 arttığı ve yine fuhşun yüzde 790 arttığı, çocuk istismarı, cinsel istismarın yüzde 434 arttığı, uyuşturucu bağımlılığının yüzde 678 arttığı, kadına şiddetin ise yüzde 1.400 arttığı ortamı yaratanlardan hesap soracak babayiğitler arıyor.

Milletimiz, eğitimde, sağlıkta, ekonomide, istihdamda fırsat eşitliğini sağlayacak babayiğitler arıyor. Allah aşkına, nerede o babayiğitler? Nerede? (CHP sıralarından "Burada, burada." sesleri)

MELİKE BASMACI (Denizli) - Burada.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Burada, burada.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi.

VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Evet, ben de görüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi, o babayiğitler orada. (CHP sıralarından alkışlar)

Bugün milletten babayiğitlik bekleyenler, önce kendileri babayiğit olacak. Milletimiz, artık gerçekleri duymak istiyor, barış ve kardeşlik içinde yaşamak istiyor, her türlü tehdit ve saldırılara karşı tek vücut olmak istiyor. Bunu sağlamanın yolu, Parlamentodaki dört siyasi parti liderinin ailesinin ve yakınlarının mal varlıklarının araştırılmasıdır; ardından da liderlerin canlı yayında, halkın önünde, çıkıp demokrasinin olmazsa olmazı tartışma kültürünü başlatmaktan geçiyor. Milletimizin huzurunda şeffaflık sağlanmadan birlik ve beraberlik de sağlamak mümkün değildir. Bu konuda ilk cesur adımı Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu atarak dürüstlük, şeffaflık ve milletin huzurunda hesaplaşmak için kendisi ve yakınları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinde araştırma yapılmasını istedi; ardından, AKP Genel Başkanına "Hodri meydan!" diyerek canlı yayında, halkın karşısında tartışmaya davet etti. Korkmayın Sayın AKP Genel Başkanı, korkmayın, bu milletin huzuruna Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'yla çıkmaktan korkmayın. On beş yıldır Ana Muhalefet Lideriyle milletin huzurunda canlı yayında tartışamayan, konuşamayan, Ana Muhalefet Liderinden kaçan bir Genel Başkan olmayın. Milletimiz artık tüm gerçekleri görsün. Milletimiz alnı açık, cesur, korkusuz, şeffaf, milletinden gizlisi saklısı olmayan, helal süt emmiş, haram yememiş babayiğitler arıyor. Milletimiz, her kandırıldığında milletimize ağır bedeller ödetip kendisi ve çevresi sarayda oturmaya devam eden yöneticiler aramıyor. Milletimiz kandırılmayan, kandırıldığındaysa vatandaşları gibi bedel ödemeyi, koltuğunu bırakmasını bilen gerçek babayiğitler arıyor. Bakın, şair ne güzel söylemiş, sözlerimi bitirirken onları da sizlere hatırlatmak isterim, diyor ki şair:

"Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun."

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)