| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 21.12.2017 |
MHP GRUBA ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 10'uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bütçe kanununun 10'uncu maddesiyle mahallî idarelere ilişkin işlemler düzenlenmektedir. 10'uncu maddenin (1)'inci fıkrasında il özel idarelerine devredilen personelin -ki Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün lağvedilmesiyle- aylık ve diğer her türlü mali haklarını ödemek üzere buraya ödenek konmaktadır. Bu rutin bir işlemdir. Aslında, bunun bir takviminin belirlenip her yıl bütçe kanununda yer almasının önlenmesinde fayda vardır.
Yine, KÖYDES kapsamında köylerin altyapı ihtiyaçları için il özel idareleri veya köylere hizmet götürme birliklerine aktarılacak ödenekler burada yer almaktadır.
Yine, SUKAP kapsamında belediyelerin içme suyu ve atıksu projelerini gerçekleştirmek üzere İller Bankası Anonim Şirketine tahakkuk ettirilmek üzere kullandırılan ödenekler burada yer almaktadır. "SUKAP kapsamında ihtiyaç olması hâlinde genel bütçe kapsamındaki ilgili kamu idaresi bütçesine veya özel bütçeli idare bütçesine ödenek aktarabilir. Bu fıkra kapsamında ilgili idarelere yapılan Hazine yardımları haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz." ibaresi var kanunda. Buradan da anlaşılmaktadır ki küçük belediyelerimizin, bu yardıma ihtiyaç duyan belediyelerimizin birçoğu bu hacizle karşı karşıyadır, artık kendi işlerini, kanunla kendilerine verilen görevleri yapamaz hâle gelmişlerdir.
Yine bütçe kanunun 10'uncu maddesinin 2'nci fıkrasıyla 1'inci fıkranın (a) bendine göre yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılacağı belirlenmektedir. 10'uncu maddenin (3)'üncü fıkrasında ise "Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde yer alan ödeneklerin, 2018 Yılı Yatırım Programında belirlenmesini müteakip, KÖYDES Projesi için iller bazında; SUKAP için ise belediyeler bazında dağılımı, kullandırılması, izlenmesi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır." denilmektedir. Buradan da anlaşılmaktadır ki Yüksek Planlama Kurulu Hükûmet üyelerinden oluştuğuna göre burada ihtiyaca göre değil, siyasi tercihe göre bir dağılım söz konusu olacaktır.
Değerli milletvekilleri, 10'uncu maddeyi dikkatle incelediğimizde, özel idare ve belediyelerin kaynaklarının kanunlarla kendilerine verilen asli görevlerini yerine getirme konusunda yetersiz olduğu ortadadır. Dolayısıyla, bu projeler için kaynak aktarıp, belediyeler ve özel idarelerini kaynak arayışı için farklı yerlere yönlendireceğinize, buralarda, Ankara'nın kapısında bekleteceğinize konuyu kökten çözecek bir çalışma yapılması lazım. Bu manada da Belediye Gelirleri Kanunu'nun ve özel idare paylarının ciddi manada masaya yatırılması lazım.
Tabii, bunları görüşürken de tek başına nüfus kriterine göre konuşmak bugüne kadar bizi yeterli çözüme ulaştıramamıştır arkadaşlar. Dolayısıyla bu konuda ihtiyacı karşılayacak, sorunu kökten çözecek bütün kriterleri masaya koymamız gerekmektedir. Bu çerçevede, köylerin, beldelerin ve illerin coğrafi genişliği, iklim şartları, turizm beldeleri açısından yaz ve kış nüfusları gibi birçok farklı kriter göz önüne alınarak belediye gelirleri ve özel idare payları buna göre düzenlenmelidir. Yoksa, her yıl bütçe kanununa konulacak birtakım kaynaklarla bu sorunları kalıcı olarak çözmek mümkün değildir, bu ancak günü kurtarma operasyonu olur.
Değerli milletvekilleri, 6360 sayılı büyükşehir belediyesi Kanunu'yla birlikte köyler ve belde belediyeleri kapatılmıştır. İlçe belediyelerinin de gelir kaynaklarının önemli bir kısmı büyükşehir belediyelerine devredilmiştir. Bu sebeple, ilçe belediyeleri kendilerine ayrılan kaynaklarla kendi görevlerini yapamaz hâle gelmişlerdir. Bu bakımdan, ilçe belediyelerinin gelirlerini artıracak bir düzenlemeye de acilen ihtiyaç vardır. Ayrıca ilçe belediyeleri tarafından yapılabilecek birçok hizmetin de büyükşehir belediyelerinin yetkisine bırakılması hem bu hizmetlerin pahalanmasına sebep olmakta hem de vatandaşlarımızın hizmete ulaşımını güçleştirmektedir.
Diğer yandan, özellikle turizm bölgelerindeki belediyelere kaynak aktarılırken sadece nüfus kriterine göre planlama yapılması haksız bir uygulamadır. Bugün Muğla'ya mevcut 923 bin nüfusuna göre kaynak aktarılmaktır ancak Muğla'mız ve ilçeleri yıl boyu milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. Dolayısıyla belediyelerimiz şehrin altyapısını buna göre yapmak zorundadır. Yoksa, yapılan altyapı hizmetleri de, üst yapı hizmetleri de yetersiz kalacak ve günlük belediye hizmetleri de aksayacaktır. Kısaca ifade etmek gerekirse, belediyelere en azından kendilerine kanunla verilen görevlerini layıkıyla yapabilecek miktarda, objektif kriterlere göre ve adil şekilde kaynak ayrılmalıdır. Burada şunu da ifade etmek gerekir ki: Yerel yönetimlerde hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve hizmet hızının artırılması maksadıyla yapılacak her türlü düzenlemeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak katkı vermeye hazırız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, biraz da mahallî idarelerinin seçilmiş ve atanmış mensuplarının hak ve hukuklarını, beklentilerini dile getirmek istiyorum. Yıllardır muhtarlarımızın özlük haklarıyla ilgili burada çok konuştuk, Allah'a şükür muhtarlarımızın özlük hakları belli bir zemine oturdu. İnşallah, bundan sonra geri adım atılmaz, daha da iyiye doğru bir gelişme olur.
Yine, mahalle muhtarlarımızın, kendilerinin -bugün en önemli sorunlarından biri- muhtarlık ofisleriyle ilgili sorunları vardır. Bazı belediyeler bu sorunu çözdüğü hâlde bazı belediyelerin bu konuda herhangi bir adım attığı yoktur. Burada, Hükûmetimizin, bütün belediyelerin bütün bu muhtarların ofis sorununu çözecek bir adım atmasında fayda vardır.
Değerli milletvekilleri, bir başka sorun da belediye başkanlığı yapmış değerli insanların emeklilik haklarıyla ilgilidir. Tabii, çalışırken herkes belirlenen kriterlere göre belediye başkanı ödeneğini almaktadır ancak emeklilikte durum aynı değildir. Özellikle, emekliyken belediye başkanı seçilen BAĞ-KUR ve Sosyal Sigortalar Kurumu emeklileri emekli oldukları için kendilerinden prim kesilmemekte ve bu durumdaki belediye başkanlarımız belediye başkanlığı süresi bittikten sonra makam tazminatı alamamaktadır. Çalışanlar için belirlenen ortak kriterler emekliler için de belirlenmeli ve emekli olan bütün belediye başkanları da aynı haklarından yararlanabilmelidir.
Yine, il genel meclisi üyelerimiz önemli görevler yapmakta ancak bunların ne bir sosyal güvencesi bulunmakta ne de emeklilik hakları bulunmaktadır. İl genel meclisi üyelerinin görevleriyle mütenasip bir özlük hakkına kavuşturulmasının da zamanı gelmiş, geçmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; belediye meclis üyelerinin de ne özlük hakları ne sosyal güvenlikle ilgili herhangi bir güvenceleri vardır. İl genel meclis üyeleri ve muhtarlar kamu görevlisi olarak görevleri süresince silah ruhsatı alabildikleri hâlde belediye meclisi üyeleri bu haktan mahrumdur. Belediye meclis üyelerinin de bu sorununun çözülmesi yerinde olacaktır. Ayrıca belediye meclis üyelerinin de görevleriyle mütenasip bir sosyal güvenceye kavuşturulması yerinde olacaktır.
Bu arada, ülkemiz genelde geçerli olan bir soruna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. İmar planları yapılırken bir ilde kullanılabilecek bütün alanlar en iyi şekilde planlanmalı, şehirlerimiz bir kimliğe kavuşturulmalıdır. Bu iş yapılırken de tarım alanlarının korunması muhakkak sağlanmalıdır. İnsanoğlu, bugüne kadar birçok şeyi fabrikalar kurarak üretmiştir ancak bugüne kadar tarım arazisi üreten bir fabrikayı kurmayı başaramamıştır.
Yine, seçim bölgem Muğla örneğinden yola çıkarak bir hususu daha dile getirmek istiyorum. Bugün, dünyadaki çam balının yüzde 90'ını Türkiye, Türkiye'deki çam balının da yüzde 90'ını Muğla ilindeki arıcılarımız üretmektedir. Muğla üzerinden yola çıkarak, bu şehir planlamaları yapılırken arıcılık gibi, çam balı gibi yöresel ürünlerin üretimlerini koruyacak ve bu ürünlerin üretimlerinin sürekliliğini sağlayacak tedbirlerin alınması, bu üretimlere zarar vermeyecek bir şehir yapılanmasının kurulması da zorunludur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Hükûmetin de gündemindeki en önemli husus taşeron yasasıdır. Bu konuda, taşrada herkesin beklentisi var ama yasanın kapsamıyla ilgili bugüne kadar daha Hükûmet üyeleri de detay olarak Parlamentoya bilgi veremediler -buna ilgili bakan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da dâhil- ancak bu konuda özellikle belediyelerde çalışan taşeron işçilerinin de beklentisi yüksektir. Bunların da beklentilerini karşılayacak bir taşeron düzenlemesinin yapılmasını onlar adına talep ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2018 yılı mali bütçesinin devletimize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi ve ekranları başındaki aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)