GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:43
Tarih:20.12.2017

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütçe görüşmelerinin sonuna doğru yaklaşırken, aslında programladığımız çerçevede daha erken saatte bitmesi gerekirken maalesef burada gece yarısı, gece yarısını geçtikten sonra sabaha karşı yapılan konuşmalar sanki özel kurgulanmış, özel kurulmuş gibi milletvekillerini tahrik etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine hakaret etmek, cumhuriyet tarihi içerisinde millî iradenin temsilcisi olarak on beş yıldır, en uzun süreli iktidar olan bir partiyi hakaretlerle yok etmeye, hakaretlerle incitmeye çalışmak maalesef bugüne nasip oluyor. Sadece bugün değil, önemli meseleler konuşurken her ne hikmetse biri geliyor, milletvekillerini gece yarısında sistematik şekilde tahrik ederek, onların duygularıyla oynayarak, onlara hakaret ederek Türkiye Büyük Millet Meclisini germeye çalışıyor.

Bakın, az önceki konuşmacı... Giriş: Geldi kürsüye, mikrofon açıldı. Tutanaktan okuyorum: "Gündemimiz bütçe. Muhalefet vekilleri bütçeyle ilgili kaygılarını, düşüncelerini sıralıyor. Doğal olarak iktidar milletvekilleri yaptıklarını anlatıyor, ben de burada bugün size AKP'yi farklı bir şekilde değerlendirmek istiyorum, onun için huzurunuzdayım." Ben bunu, ondan sonraki paragrafı oradaki "AK PARTİ"yi değiştirerek okuyorum ki aynen uyuyor: "Değerli arkadaşlar, CHP sadece bir siyasi parti değil, uzun yıllar, 1946'dan önce ülkeyi bir parti devleti hâline getiren bir yapı aslında. Kendisine uzun yıllardan bu yana bazen devşirme yoluyla, bazen transferlerle geniş bir kadro oluşturmuş durumda." Bugünkünü anlatıyor. "Yani bu kadro, sadece burada oturan milletvekillerinden ya da FETÖ'cü danışmanlardan oluşmuyor. Yandaş kalemi, besleme akademisyeni, şaklaban televizyoncusu, yalaka topçusu, yağcı popçusu, ensesi kalın patronu, uzaktan kumandalı hâkimi."

Bunlar, AK PARTİ iktidarı döneminde, hatırlayın, 2002 yılı 3 Kasımından itibaren Türkiye'de milletin iradesiyle 364 milletvekiliyle temsil edilmiş bir siyasi parti hakkındaki söylenenler. Üniversite rektörlerini, üniversite yüksek öğretim kurulunda "Ordu göreve." diye çağıran bu ülkedeki profesörleri de gördüm; 2008 yılında AK PARTİ'ye kapatma davası açıldığı sürede "Şeriatın kestiği parmak acımaz." diyen ana muhalefet partisi genel başkanını da gördüm.

79 kişi hakkında yasaklama kararı, 39 aktif milletvekili hakkında siyasi yasaklama davası açıldı, bunlardan biri de bendim. "Niye?" diye baktık, Plan ve Bütçe Komisyonunda değiştirdiğimiz bir Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesine göre ben siyasi yasaklı sayılıyorum. Düşünebiliyor musunuz, Google'dan aldıkları şeylerle bir partiye kapatma davası açılan süreci yaşadık. Ama o zaman "Şeriatın kestiği parmak acımaz." diyen bir siyasi parti vardı.

27 Nisan 1997 günü 358 milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunduğu sürede, cumhurbaşkanını seçtirmeyen, Anayasa Mahkemesini nöbetçi tutup, Anayasa Mahkemesine müracaat edip 27 Nisan tarihindeki e-muhtıraya taşeronluk yapan ana muhalefet partisi vardı. Biz bunları da yaşadık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Arkasından, "Ben genel başkan olmayacağım." diyen, FETÖ tarafından komplo kurulmuş, kaset kumpasıyla kurulmuş bir siyasi partinin genel başkanının yok edildiği, sistemden dışarı itildiği bir süreçte "Ben genel başkan olmayacağım." deyip ertesi gün Genel Başkan olan siyasi parti genel başkanlarını da biz burada gördük. "Bundan sonra artık bu memlekette darbe olmaz." deyip, "Tank olursa ilk önce ben tanka çıkarım." deyip arkasından, tankların arasından kaçıp bir evde olayları dizi gibi, macera filmi gibi seyreden siyasi parti genel başkanları vardı. O gün 10 milletvekili, 12 milletvekili, Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleriyle, AK PARTİ milletvekilleriyle birlikte 110 milletvekiliyle beraber darbecilere direndiler, göğüslerini siper ettiler ve darbecilere "Dur." dediler.

MUSA ÇAM (İzmir) - Temiz üslup mu şimdi Sayın Başkan? Bu temiz üslup mu?

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ne olacaktı ya? Birileri tünellerde dururken...

OKTAY ÇANAK (Ordu) - Ne oldu? Niye sataştınız? Zoruna mı gitti?

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Ne oldu?

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Niye konuşuyorsun orada?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisinin güçlü iradesinin sonucunda darbecilerin moralleri kırıldı, bitti ama burada kalkıp da darbecilere 100 milletvekili... AK PARTİ'li milletvekilli arkadaşlarımızın meydanlarda sabahlara kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ya da Ankara'da bulunmayıp da sabahlara kadar milletiyle birlikte demokrasi nöbeti tutan o değerli milletvekillerimizin, bu yüce milletin değerli temsilcilerinin halkla bütünleşerek, göğüslerini darbeye siper ederek, göğüs gererek durduğu ve bir daha bu ülkede darbe yapılmasının olamayacağını gösteren milletvekilleri ve millet vardı ama o milletvekillerini burada aşağılayarak onlara, cümlenin bağlamından baktığınız takdirde "şaklaban" diyerek onları o saymaya çalıştığı "yağcısı" "goygoycusu" "popçusu" diye bugün, 15 Temmuzda kahramanca direnen milletvekillerini aşağılamak hiç kimsenin hakkı, haddi değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Milletvekillerine demedi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O milletvekilinin... Şu olabilir: AK PARTİ iktidarı döneminde milletin gönlüne giremeyip milletin oylarıyla, anasının ak sütü gibi helal oylarıyla bu ülkede iktidar olmasını beceremeyenler, maalesef hakaretle ya da orduyla ya da başka güçlerle demokrasiyi yok ederek...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - "Kansız olmaz." dediler.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...iktidara gelmek için gayret gösteren bir siyasi parti demokrasinin temsilcisi olamaz, cumhuriyetin temsilcisi hiç olamaz çünkü cumhuriyet millî iradenin temsilcileri vasıtasıyla kuruldu, Silahlı Kuvvetler vasıtasıyla kurulmadı. Bu ülkedeki milletvekilleri, millî irade Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma iradesini ortaya koydu ve gerçekleştirdi...

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Onlar da hapiste.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ama siz, millî iradenin tecelli ettiği bu Türkiye Büyük Millet Meclisini ordunun gücüyle, ordunun kudretiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Genelkurmay Başkanının e-muhtırayla Anayasa Mahkemesine verdiği talimatla eğer seçilmiş Cumhurbaşkanını yok sayarsanız Cumhuriyet Halk Partisi cumhuriyetin genel değerleriyle çelişmiş demektir, demokrasiyle çelişmiş demektir.

Nasıl ki biraz önce sayılan değerler, sanatçılar, tiyatrocular, şarkıcılar, türkücüler, bilim adamları cumhuriyetin değerleriyse, bazı farklı şeyleri söyleyenlerin de Cumhuriyet Dönemi'nde ortaya çıkan kişiler olduğunu görmemiz gerekir. Biz o söylenenlerin hiçbirini kabul etmiyoruz ama o söylenen kişilerle ilgili "Sizin zamanınızda ortaya çıktı." demek, tamamen AK PARTİ'ye yapılmış haksızlık demektir. Milletten yüzde 50 iradesini almış, "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." diyen iradenin temsilcileri... Burada milletvekilleri olarak bizlere bu şekilde haksız ithamlarda bulunmak milletvekillerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine yakışan bir davranış şekli değildir. Burada konuşurken üslubumuza dikkat etmemiz gerekir. Bu Meclis Gazi Meclistir, iki kere gazi olmuştur; biri Kurtuluş Savaşı'nda, biri 15 Temmuz hain darbe girişiminde. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gazidir. İşte bir gazi de karşımda oturuyor, Hacı Bayram Türkoğlu; 15 Temmuz darbe girişiminde yaralanan Gazi Meclisin gazi milletvekilidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu Gazi Meclise "şaklaban" gibi benzetmeler yaparak, onları hafife alarak, onları basitleştirerek... Birileri televizyonda tankları seyredip tankın önünden kaçarken bu milletvekilleri hayatını ortaya koymuş, gövdesini siper etmiş, tankların önüne durmuş. Darbeyi önlemiş milletvekillerine hiç kimse hakaret etme hakkına sahip değildir, özellikle 26'ncı Dönem Parlamentosuna hiç kimsenin dil uzatma hakkı yoktur. Siyasi söylemlerimiz olabilir, beğenmediğimiz durumlar olabilir ama özellikle bu Gazi Meclisteki milletvekillerine bu şekilde aşağılayıcı davranışı, aşağılayıcı sözler kullanmayı, 2'nci kere gazilik yaşayan Türkiye Büyük Millet Meclisine yakıştırmayı büyük bir edepsizlik olarak ifade ettiğimi sizlerle, milletimizle paylaşmak istiyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Elitaş.