GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MANİSA İŞÇİSİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:09.11.2012

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Manisa'nın, Manisalının sorunlarını dile getirmek üzere buradayım.

Manisa bir işçi kenti, Manisa bir çiftçi kenti, Manisa bir emekli kenti. Manisa'nın işçisi, geçtiğimiz günlerde çıkardığımız son Sendikalar Yasası'yla artık eskiye göre çok daha güvencesiz. Manisa'da kapıdaki binlerce işsizin yarattığı baskıyla içeride çalışan işçiler güvencesiz bir şekilde sendikanın "s"sini anmaktan korkar bir şekilde çalışıyorlar ve en ufak bir örgütlenme girişimlerinde kapı önünde oluyorlar.

Manisa çiftçisinin derdi boyunu aşmış durumda. Biz Manisa milletvekilleri olarak Manisa'da çeşitli etkinliklere katıldığımızda dile getirdiğimiz konularda hep bunun Plan Bütçe Komisyonunda Manisa milletvekilleri tarafından ortak olarak dile getirilmesi ve çözüm aranmasını söylemiştik. Geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker'in Plan Bütçe Komisyonundaki sunumu sırasında hep birlikte oradaydık. Ben, Manisa'da zeytinciliğin ne kadar perişan olduğunu anlatmaya çalıştım. Sekiz sene önce 2 liraya satılan zeytinin fiyatının 70 kuruşa düştüğünü, orada Manisa milletvekilleri olarak Manisa'da söz verdiğimiz gibi çiftçiye yapılacak iyileştirme için iki elimizi birden kaldıracağımızı söylemiştik ama Manisa'da verilen sözler unutuldu. Biz bunları ifade ederken Manisa Milletvekilimiz Sayın Uğur Aydemir, Manisalı tütüncüyü tütün çilesinden kurtarmakla övünüyordu. Tütün çilesinden kurtarmak dediği tütüncüyü bitirmekti. Manisa'nın dağ köylerine gittiğimiz de yaşlı bir hacı amca bana şöyle sormuştu: "Oğlum, 70'lik rakının fiyatı ne oldu?" Ben de döndüm dedim ki: "Amcacığım eskiden içer miydiniz?" "Yok, benim babam hacıydı. Bizim ne evimize girdi ne dudağıma değdirdim." dedi. "O zaman sana ne 70'lik rakının fiyatından?" dedim. Dedi ki: "Eskiden Tekel 70'lik rakı kaç paraysa tütüne o fiyatı verirdi." Bugün 45 lirayla 50 lira arasında 70'lik rakının fiyatı ama bir kilo tütün 10 liradan, 7 liradan, 8 liradan alınıyor. İşte Manisa milletvekillerinin "Tütüncüyü kurtardık tütün üretme derdinden." dediği mesele bizim "Tütüncüyü bitirdiniz." dediğimiz meseleyle aynı.

Bir başka Manisa milletvekilimiz Manisa'da üzüm piyasası açılırken demişti ki: "3,5 lira olacak bu sene üzüm ve herkesin yüzü gülecek." O gün alkış aldı, hatta biz dedik ki: "Ya, olmazsa?" "Olmazsa çiftçi gelsin, beni bulsun." dedi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Üzümü de söyle, üzümü.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Mehdi Eker'e onu sordum, dedim ki: "3,5 lira sözü var Manisa milletvekillerinin. Faiz kıskacındaki üzümcü 2,5 liradan satıyor üzümünü tefecinin elinden bir an önce kurtulabilmek için. Bu konuda bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz, bu söze kefil misiniz? Zeytine prim sözü verdik biz Manisa'da, dane zeytine 50 kuruş dedik, ama 20 kuruş, 30 kuruşa söz verdiler, siz buna kefil misiniz?" Mehdi Eker güldü geçti "İlerleyen senelerde bakarız." dedi. Böyle sıkıntılarla karşı karşıyayız.

Yarın 10 Kasım, Ata'mızın aramızdan ayrılışının 74'üncü yılı. Onun Türk çiftçisine değer veren, Türk aydınlanması için de köylerden başlayan o eğitim için köy enstitüleri çalışmasında, bakınız, köy enstitülerindeki Çiftçi Marşı neler söylüyor o zaman.

Diyor ki:

"Sürer, eker, biçeriz, güvenip ötesine,

Milletin her kazancı milletin kesesine.

Toplandık baş çiftçinin, Atatürk'ün sesine,

Toprakla savaş için ziraat cephesine."

Ve o uzun, güzel marş şöyle bitiyor:

"Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,

Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz."

Atatürk'ün köylüyü milletin efendisi yaptığı noktadan bugün köylüyü ne noktalara getirdiğimiz, her birini borçlandırdığımız, faiz çektiği yabancı bankaların topraklarına el koyar duruma geldiği bir noktadayız.

Ve 74'üncü yılında Ata'mızın aramızdan ayrılışının, yarın bir kez daha 10 Kasımda onun huzurunda olacağız. 29 Ekimi büyük ayıplarla atlattık. 10 Kasım yarın. Yine milyonlar Ata'sına doğru yürüyecek.

29 Ekimde gizli bir genelgeyle buna engel olmaya çalışan, Ata'sının huzuruna yürümek isteyenlere biber gazı sıkan, tazyikli su sıkanlar, bu sefer gizli bir genelge yayınlamaya cesaret edemediler, çünkü korkunun ecele faydası yok, biz onu da buluyoruz, vatandaşımızın önüne çıkarıyoruz. Bu sefer açık bir genelge yazmışlar, ama demişler ki bu sefer de genelgede: "Gürültü ve çevre kirliliğine yol açmadan yürüyünüz."

Efendiler, 29 Ekimde nasıl sizin genelgenizle yasaklanmasına rağmen sizden izin almadıysak ve Atatürk'ü nasıl anacağımızı, cumhuriyete nasıl sahip çıkacağımızı size sormadıysak, gürültü yapma falan değil, siz gölge etmeyin de biz Ata'mızı nasıl anacağımızı biliriz.

Saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.