| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Maliye Bakanlığı ve bağlı ve ilgili kuruluşlar bütçeleri üzerinde söz aldım Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına.
Değerli arkadaşlarım, ben 2011 yılından beri Maliye Bakanlığı ve bağlı ve ilgili kuruluşlar bütçeleri üzerinde söz alıyorum, hemen hemen her sene Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşuyorum. Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim.
Geçmişteki konuşmalarıma -bu sefer- bir bakayım dedim; hangi konuları eleştirmişim ağırlıklı olarak, bu sene ne değişmiş, onu bir göreyim istedim. İnanır mısınız -yani bunu çok samimi olarak söylüyorum- geçmişteki konuşmalarımda yaptığım eleştiriler bugün de aynen geçerli, aynen geçerli; ilave olarak yeni eleştiri konuları söz konusu. Yani eleştirdiğimiz birçok konu, Maliye Bakanlığıyla ilgili olarak olumlu hâle dönüşmemiş, maalesef bir artış söz konusu olmuş eleştirilerimizde. Şöyle bir şey var, şöyle bir farklılık buldum, onu unutuyor insan zaman içerisinde: Geçmişteki eleştirilerimizde Sayın Maliye Bakanı veya Maliye Bakanlığını savunanlar, iktidar mensupları şöyle diyorlarmış: "Tamam, siz eleştiriyorsunuz bütün bunları ama yabancılar bizi takdir ediyor, takdir." O zaman öyleymiş, 2014'ten önce "Yabancılar bizi takdir ediyor." deniliyormuş; artık biliyorsunuz, 2014'ten sonra yabancıların da takdiri söz konusu değil, takdir de bitti, sadece eleştiri var. Aslında, artık, Hükûmeti, iktidarı iktidar partisine mensup milletvekilleri de çok net olarak eleştiriyorlar. Eleştirilmesi de gerekir, bu hepimizin görevi yasama organı olarak ama bu eleştiriler sonucunda da Maliye Bakanlığının, iktidarın, diğer bakanlıkların gerekli düzeltmeleri yapması lazım. Maalesef, olmayan eksiklik bu.
Peki, benim geçmişten beri yaptığım, bugün de geçerli olan eleştiriler nelerdi? Bunları böyle bir sıraya dizmeyeceğim, gelişigüzel söylüyorum; bir tanesi, mükellef sayılarıyla ilgili. Mükellef sayısı bir türlü Maliye Bakanlığında artmıyor. Hâlen, Maliye Bakanlığının gelir vergisi beyannameli faal mükellef sayısı 2 milyonun altında, 1 milyon 881 bin diye geçiyor. 2002 yılında, 2000'lerin başında da bu 1 milyon 700 bin küsurdu, 1 milyon 800 bine yakındı, şimdi de öyle. Bir türlü artmıyor. 2019'da seçim olursa hayırlısıyla, erken yapılmaz da 2019'da olursa, yurt dışındaki seçmenlerimizle birlikte 60 milyona yakın seçmen söz konusu olacak yani 18 yaş ve üstü 60 milyon seçmen söz konusu olacak, kişi var. Gelir vergisi mükellef sayısı 2 milyonu bile bulmuyor. Böyle bir anormallik olabilir mi? Bir anormallik var burada değil mi? Demek ki büyük bir potansiyel var ama bir türlü bunu Maliye Bakanlığı mükellefiyete dönüştürememiş. Ki teknoloji konusunda biz eleştiri getirmiyoruz, Maliye Bakanlığı hakikaten teknolojiyi iyi kullanan bir bakanlık diye biliyoruz, hiçbir şekilde bütçesinde bir kısıtlama söz konusu değil, ne isterse o konuda Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi olarak yatırım yapabiliyor, buna rağmen, mükellef sayısında herhangi bir artış söz konusu değil. Ne söz konusu? Gayrimenkul sermaye iratları mükellefiyetinde, onların faal mükellef sayısında bir artış söz konusu, yüzde 353 artmış 2002'den beri, anormal bir artış var orada, yüzde 353'lük bir artış söz konusu. Yani kira geliri elde edenlerde bir artış söz konusu olmuş, onlar bildiriliyor ama diğer beyannameli mükellefiyetlerde bu artışı bir türlü realize edemiyor Maliye Bakanlığı.
Diğer bir konu, OVP ve OVMP'yle ilgili yani orta vadeli program ve orta vadeli mali programla ilgili. Bunun zamanında çıkmaması, içerik olarak birçok yanlışın olması... Maliye Bakanlığının önemli katkı verdiğini biliyorum, onun için söylüyorum. Bunun uygulamasıyla ilgili hâlâ yine eleştirilerimiz mevcut.
Yedek ödenek, ödenek üstü harcama konusu var. Her sene eleştiriyoruz, Maliye Bakanlığı maalesef bu konuda bütçe hakkını, halkın bütçe hakkını ve Türkiye Büyük Millet Meclisini istismar ediyor, yasama organını istismar ediyor, hâlen buna da devam ediyor. Bu senenin bütçesi de aynı şekilde kanuni değişiklikler yapılmasına rağmen -kanunda bazı değişiklikler yapılıp bu yetki artırılmasına rağmen- bu istismar devam ediyor.
Dördüncü olarak vergi aflarını hep her sene söylemişiz. Vergi afları yine aynı şekilde gündemde, daha geçen sene bir vergi affı çıkardık ve bunu 3 kez yineledik, aynı affı 3 kez yineledik tekrar tekrar. Vergi afları Maliye Bakanlığını yıpratan bir konu, kimse vergi ödemek istemiyor, "Vergi affı nasıl olsa çıkacak." diye kimse vergisini ödemiyor, bu duruma düşüldü maalesef. Çok önemli yanlışlıklar yapılıyor Maliye Bakanlığında maalesef bu konuyla ilgili. Kaçıncı defa af çıktı artık sayamıyoruz bile ve beklenti yaratıyor artık, kimse vergi ödemiyor sırf bu nedenle.
Beşinci olarak bazı gelirlerin ve harcamaların bütçe dışına alınmasının bütçe disiplini ve ilkeleri açısından yarattığı sorunlar söz konusu. Her sene bunu eleştiriyoruz, bu sene de bizim muhalefet şerhimizde bu konu ayrıntılı olarak var, çok güzel bir şekilde işlenmiş, çok önemli bir konu. Birçok fon maalesef bütçe dışına çıkarılıyor. Birçok harcama, gelir, mesela bedelli askerlik gibi konular, oradan elde edilen gelirler bütçenin dışına alınıyor, hazineye aktarılıyor ama bütçeye gelir olarak dâhil edilmiyor; birçok da buna benzer gider var aynı şekilde bütçe dışında tutuluyor. Detayına indiğimiz zaman -muhalefet şerhimizde var- E cetveliyle ilgili Sayıştayın denetimine çıkarılan, 5018 sayılı Kanun'un denetiminin dışına çıkarılan birçok konu var, bunları Maliye Bakanlığı muhakkak sahiplenmeli. Maliye Bakanlığı daha doğrusu kendisini sahiplenmeli bunlarla. (CHP sıralarından alkışlar)
Altıncı olarak vergi mevzuatı ve vergi yükü konusunda iyileşmeler yapılması gerektiği konusuyla ilgili eleştirilerimiz var. Vergi mevzuatında iyileştirmeler yapılması gerekir demişiz her sene hemen hemen, Maliye Bakanlığı da "Haklısınız, yapıyoruz." demiş hatta Maliye Bakanlığı birkaç kere "Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu" gibi bir birleştirme yaptı, bunları birleştirdi, getirdi; Plan ve Bütçe Komisyonunda alt komisyon kurduk, çalışmaya başlandı, geri çekildi; sonra tekrar getirildi buna benzer bir çalışma, sonra o da geri çekildi. Böyle bir çalışma şu anda yok. Şimdi sorsam Maliye Bakanı diyecek ki: "Getiriyoruz, en kısa zamanda getireceğiz." Getiremeyecektir, ben buradan onu tekrar ifade edeyim, çok iyi biliyorum ki getiremeyecektir ve bu getirememe yüzünden, yapamama yüzünden, Maliye Bakanlığının ne yaptığını bilememesi, bir stratejisinin olmaması yüzünden bu sene motorlu taşıtlar vergisinde böyle bir anormal artış söz konusu oldu. "Yüzde 40'ı yüzde 25'e düşürdük." dediler ama o da yüzde 37,5; piyasadaki en fazla kullanılan otomobil segmentine bakarsanız o da öyle. Kurumlar vergisine de yüzde 10 ilave olarak zam yapıldı. Bütün bunlar biliyorsunuz, ortalıkta bir stratejinin olmamasının sonucu ki "Kurumlar vergisini daha da düşüreceğiz, daha makul seviyelere çekeceğiz." diyen, "Vergide indirim yapacağız, oranlarında indirim yapacağız." diyen Sayın Maliye Bakanıdır, hemen arkasından da bu, kurumlar vergisi artışını yapmak zorunda kalmıştır.
Dolaylı vergilerin anormal ağırlığı, harcamaların vergilendirilip kazançların vergilendirilmemesi konusu var. Biliyorsunuz, dolaylı vergiler bizde ağırlıkta, yüzde 70'e yaklaştı, o civarda ve biz kazancı değil de harcamayı vergilendiriyoruz. Harcamanın vergilendirilmesi büyük bir adaletsizlik yaratıyor vergide. Çünkü sabah kalktığınızda elektrik düğmesine basıyorsunuz, musluğu açıyorsunuz; hepsi vergi, taşıta biniyorsunuz vergi ama kazanç aynı şekilde vergilendirilmiyor maalesef. Kazancın vergilendirilmemesi büyük bir vergi adaletsizliğine yol açıyor. OECD içerisinde bu konuda maalesef biz şampiyonuz.
Bu, denetim konusu var. Cumhuriyetin en başarılı kurumlarından bir tanesiydi Hesap Uzmanları Kurulu, Osmanlı'dan kalma çok başarılı bir kurum Maliye Teftiş Heyeti; bunlar kaldırıldı maalesef, bu başarılı kurumlar kaldırıldı. Yerlerine kurulan denetim birimi maalesef, geçmişteki gibi etkili çalışan bir piyasada mükellefler nezdinde olumlu bir etki yaratan yani ondan çekinilen kurumlar değil artık maalesef. En son 2016'yla ilgili olarak da bir veri var elimde, Maliye Bakanı artık bunları açıklamıyor çünkü açıklanacak veriler değil. 6.861 kişi incelenmiş 2016'da, 150 milyon vergi tarh edilmiş; komik rakamlar tabii bunlar. Ama, önemli olan Maliye Bakanlığının -ki bütün dünyada öyledir, Türkiye'de de öyleydi- denetim elemanları vasıtasıyla etkili olmasıdır, kurulları vasıtasıyla etkili olmasıdır, o yok, o yok artık ve Maliye Bakanlığının böyle bir ağırlığı yok, etkisi yok maalesef; sıkıntı orada. Yani, sadece konu denetim değil çünkü genel anlamda Türkiye'de teftiş heyetleri kaldırıldı, denetim yok artık; her türlü yolsuzluğa açık bir Türkiye var. Yolsuzlukların ne kadar olduğunu, kimler tarafından yapıldığını bile tespit edemiyoruz artık, bu durumdayız maalesef denetim konusuyla ilgili olarak.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Başka bir ülkede mi yaşıyoruz?
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Varlık barışıyla ilgili olarak... Şimdi vergi afları konusu ayrı, servet affı, varlık barışı gibi konular ayrı. Bir de bunlarla ilgili olarak eleştirilerimiz olmuş. Mesela, geçmişte de varlık barışı gibi, servet affı gibi bir şey çıkarıldı. 70 milyara yakın o tarihte hatırlıyorum bir beyanda bulunuldu, 10 milyarı gerçekleştirildi, 10 milyarı getirildi, 10 milyar üzerinden -yüzde 3'tü galiba- 279 milyon lira vergi alındı. Ya, Maliye Bakanlığı bunu yapar mı? 279 milyon lira için Maliye Bakanlığı itibarsızlaştırıldı.
Şimdi, en son getirilen bir tane varlık barışı daha var. Ne kadar kişi beyanda bulundu, ne kadar para geldi, kaç kişidir bunlar; Sayın Maliye Bakanı bununla ilgili açıklama yapamıyor. Yapamıyorsanız o zaman çıkarmayın bunu, bu Maliye Bakanlığı bu kadar ucuz bir bakanlık mı? Bu devlet bu kadar ucuz mu? (CHP sıralarından alkışlar) Açıklamasını yapamıyorsunuz, kanun çıkarıyorsunuz, sonuçlarını bilmiyorsunuz, sonuçlarını açıklayamıyorsunuz. Nasıl bir iştir?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yapmayın, mensubu olduğunuz bakanlığa bu kadar yüklenmeyin.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Evet, ben oradan yetiştim, ocağım orası ama mensubu olduğum bakanlığın bu hâle düşmesinden utanıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Utanmayın.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Utanıyorum maalesef. Maliye Bakanlığı en etkili bakanlıktır, devletin Bakanlığıdır, devlet adına yapar bu işleri; hakikaten öyledir, bunu samimi olarak ifade ediyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devlet adına yapıyoruz her şeyi.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Maliye Bakanlığı devletin gücünü gösterir, etkisini gösterir.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devletin gücü de var.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Maliye Bakanlığı bu hâle düşer mi? Bu hâle düşürülür mü Maliye Bakanlığı? Onun için ben zaten böyle içim cızırdayarak konuşuyorum, bir muhalefet milletvekili olarak konuşmuyorum ki Sayın Bakan. Sizin de aynı acıyı hissetmeniz lazım, aynı sıkıntıyı hissetmeniz lazım. Siz orada olmayıp da bir başkası olsaydı, dışarıdan birileri olsaydı bu kadar dertlenmezdim. Siz bilen birisi olarak, aynı ocaklardan yetişmiş birisi olarak bunları daha iyi anlıyor olmanız lazım; sıkıntı o zaten.
Sayıştay raporları konusu var. Sayıştay raporları önemli, Sayıştay denetimi çok önemli. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yürütme erki üzerinde yaptığı denetim çok önemli. Bununla ilgili her sene eleştiriyoruz; ne amortismanlarıyla ilgili ne taşınırlarla ilgili ne de mali tablolarla ilgili bir türlü bir standart tutturulamadı. Maliye Bakanlığının bu konuda eksiği var, Maliye Bakanlığının bu konuyu desteklemesi lazım ama maalesef, bu konuyla ilgili olarak da hâlâ eleştirilerimiz devam ediyor.
Bütçede tasarruf konusu var. Değerli arkadaşlar, bu sene de bütçede güya tasarruf yapılıyor. Başbakanımız açıkladı -ilk geldiği zaman- bütçe sunumu sırasında "Bundan sonra şatafat yok." dedi. Hatırlıyor musunuz? Birkaç sene önce, AK PARTİ iktidarının Başbakanı, seçimlere Genel Başkan olarak giren Sayın Ahmet Davutoğlu, ilk icraatlarından biri olarak "tasarruf" demişti ve tasarruf konusuyla ilgili olarak verdiği ilk örnekte -yani şaka değil, laf olsun diye değil- plaket tasarrufunu açıklamıştı hatırlıyor musunuz? Böyle bir paragraf da cümleleri var, bir paragraf; plakette tasarruf. Tasarruf unutuldu gitti, plakette de tasarruf olmadı tabii ki hâlen onlar devam ediyor.
CELAL DOĞAN (İstanbul) - Kenan Evren'in eseri o, plaket de veriliyordu. Hak etmeyene veriyorlardı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Evet kendilerine plaket veriyorlardır, doğrudur.
Bu senenin bütçesi güya tasarruf bütçesi; yüzde 18'lik bir artış var, genel olarak bütçede enflasyonun üzerinde bir artış var. Bütçe kalemlerine bakıyorsunuz tasarruf yok, tam tersine harcamalarda artış var, vergilerde artış var, zamlarda artış var. Allah kolaylık versin, bu bütçe nasıl uygulanacak, bu bütçe nasıl tutturulacak; ben şimdiden öngöremiyorum geleceğimizi, bu yılın sonunu.
Ek bütçe konusu var, bütçe hakkının bir anlamda Maliyece gasbı. Bu sene de ek bütçe çıkarılması gerekirdi biliyorsunuz. Maalesef Maliye Bakanlığı bunu gerçekleştirmedi, yine torba kanuna bir madde ilave ederek bu bütçe gasbını yaptı ki bu, halkın bütçe hakkının gasbıdır maalesef. Geçmiş yıllarda yaptığı gibi, bu yedek ödenek, ödenek üstü harcama konularında yapması gereken ek bütçeyi yapmadığı gibi bu sene de aynı hatayı yaptı.
Zaman hızla geçiyor, fark etmemişim.
Dönüşüm programlarıyla ilgili Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında 25 başlıkla dönüşüm programları vardı. Bunlara -2014'ten başladı- para ayrılırdı; onlar da söz konusu değil, hiç göremiyorsunuz, unuttuk bile.
Kayıt dışı ekonomi konusunda da tam bir başarısızlık var. "Yeni serilere göre nedir kayıt dışı ekonomimiz?" diye soruyorum oran olarak. Geçmişte "Yüzde 32'den yüzde 26,8'e düşürdük." diyen Maliye Bakanlığı yaptığı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, bir süre daha alabilirsem tamamlarım.
BAŞKAN - Bir dakika ek süre vereyim size Sayın Kuşoğlu.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Maliye Bakanlığı, bu kayıt dışı ekonomi konusunda başarısız. Şu anda ne kadarlık bir kayıt dışı ekonomimiz var, onu kendisi de bilmiyor.
Bu rüşvet ve yolsuzluk konusu, Maliye Bakanlığının konusudur, OECD'de sahip çıkması gereken bir konudur. FATF'ın rüşvet ve yolsuzlukla mücadele amacıyla benimsediği, siyasi nüfuz sahibi kişilere, bakın, siyasi nüfuz sahibi kişilere yönelik bir tavsiyesi vardır. Siyasi nüfuz sahibi kişiler, siyasetçiler ve yüksek bürokratlar, askerî ve sivil, bunlarla ilgili bütün para geliş gidişlerinin MASAK'a bildirilmesi gerekir normal olarak. Çıkarılan yönetmelikler ki 3 kere Bakanlar Kurulu bu konuda değişiklik yaptığı hâlde son yıllarda bu konuyla ilgili düzenlemeyi hâlâ yapmamıştır, siyasetçilerle ilgili para geliş gidişlerini yönetmeliğe almamıştır. Bu, Maliye Bakanlığının en büyük utancı olması gereken bir konu, maalesef böyle. Yönetmeliğine almıyor, FATF'ın benimsediği ilkeyi yönetmeliğine almıyor, 12 no.lu tavsiye. Varlık Fonu, değerli arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne yönetmeliği? Hangi yönetmelik?
MUSA ÇAM (İzmir) - FATF'ın 12 no.lu tavsiyesi.
BAŞKAN - Peki, Sayın Kuşoğlu, bir dakika daha ek süre vereyim size.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan nezaketinize.
Dolayısıyla bu Man Adası, Malta belgeleri gibi konular konusunda Maliye Bakanlığı üzerine düşen görevi yerine getirmemiştir maalesef.
Birçok konu daha var ama çok kısa olarak Kamu İhale Kurumuyla ilgili olarak şunu sormak istiyorum: Kamu İhale Kurumu 4734 sayılı Kanun'un 5'inci maddesinde belirtilen idareler bu kanuna göre yapılacak olan ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, kamuoyu denetimini bütün bu ilkeleri -2017'de herhâlde 200 milyar liranın altında bir ihale yapıldı- ne kadarında gerçekleştirmişlerdir, bu altı ilkeyi bir arada kaçında gerçekleştirmişlerdir, kaç liralık ihalede gerçekleştirmişlerdir, Maliye Bakanı cevap verebilirse çok memnun olacağım.
Özelleştirme konusu maalesef çok olumsuz. Bugün özelleştirilen kurumların hepsine ihtiyaç var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.