GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:42
Tarih:19.12.2017

CHP GRUBU ADINA İRFAN BAKIR (Isparta) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her köşesinin ayrı varlığı, her köşesinin ayrı âdeti, kültürü, medeniyetin beşiği, cennet bahçesi Anadolu'yla suyu barıştıran, çatlamış toprak ile mavi gök arasında sıkışan insanı suya kavuşturan, benim de yıllarca emek verdiğim Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde söz aldım. Ekranları başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımızı ve Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Tabii ki Devlet Su İşleri denildiğinde değinmeden geçmek istemediğim eski Genel Müdürümüz, Türkiye Cumhuriyeti 9'uncu Cumhurbaşkanı, ülkesinin her karış toprağında emeği olan ve suya olan sevdasıyla "Suyun peşini hiç bırakmadım." diyen merhum Süleyman Demirel'e, ebediyete geçmiş tüm DSİ personeline Allah'tan rahmet diliyor, kendilerini minnetle, şükranla anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Ülkemizin ekonomisini doğrudan etkileyen, ülkenin refahını, gelişmişlik düzeyini belirleyen DSİ'nin çalışma kabiliyeti ve projeleridir. Geçmişten bugüne ülkemize ve ekonomisine baktığımızda, tarımın istihdama katkısının yüzde 40'lardan yüzde 20'lere düştüğünü görüyoruz. Nedeni ise çiftçilerimize, üreticilerimize desteğin etkin bir şekilde yapılamaması ve köyden kente göçün önlenememesinin yanında, su politikasının tarım için daha verimli hâle getirilememesi ve istikrarlı bir politika uygulanamamasıdır. Çiftçi tarlasına küskün, desteklere rağmen çiftçi umudunu yitirmiş, üretim hırsından uzaklaşmış; bunun için destekler ürün kalitesini ve miktarına bağlı olarak verilmeli.

Hep söylediğim gibi, sulama konusu hayati bir konu ve vatandaşın yaşamı, işi, aşı, ekmeğiyle ilgili. Sulama sistemlerine yapılacak yatırımlar vatandaşın da birliklerin de gücünün çok üzerinde. Şu an kullanılan otuz, kırk yıllık şebekelerden yeterli verim alınamamakta. Unutmayalım, gübresiz, ilaçsız ekolojik tarım yapılabilir ama susuz yapamazsınız. Bir an önce modern sulama sistemlerine geçilmelidir.

Bunun yanında, hızlı ve çarpık kentleşme, su havzalarının imar planına açılması, bilinçsiz gübreleme ve ilaçlama, yanlış su politikaları yer altı ve yer üstü sularının kalitesini tehdit ediyor, su kaynakları kirleniyor. Köylerde, şehirlerde vatandaşlarımız şebeke sularını içemez oldu. Bunun için arıtma tesisi projeleri bir an önce hayata geçirilmeli.

"Kâh susar, kâh çırpınır, kâh ürperir, kâh çağlar / Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar." (CHP sıralarından alkışlar) İşte, bizlere hayat veren suyu ağlatmamak için yanlış su politikalarından vazgeçmeliyiz.

Değerli milletvekilleri, sulama birlikleri ve kooperatiflerinin, yer altı sulamalarının ve DSİ personelinin sorunlarına da değinmek istiyorum. Öncelikle, birliklerin enerji dağıtım şirketlerine olan borçlarının ödenmesi hususunda bir çözüm üretilmeli ve kurumsal yapıları güçlendirilmeli, ihaleler şeffaf ve hesap verilebilir olmalı. Kayırmacılık ve ayırmacılık yapılmaksızın, parti, oy ayrımı gözetmeksizin devredilen tüm sulama tesislerinde, yenileme projesi yatırım bedelinin tamamının DSİ tarafından karşılanarak inşaatların tamamlanması gerekir. Nasıl olsa kesin hesap neticesi belirlenen bedel, 6200 sayılı Kanun'un 24'üncü maddesi gereğince geri alınacaktır.

Kuraklık alarmı verilmeli. Yağışlarla dolmayan gölet, baraj sahalarının, ihtiyaç hâlinde sondaj kuyularıyla destekleme çalışmalarına başlanmalı.

Enerji giderleri için kamu yararı gözetilerek bütçeden ödenek ayrılmalı ya da sübvanse edilmeli. Muhtarlıklar, sulama birlikleri ve kooperatifler su yönetim planlamasının her aşamasında yer almalı. Hızlı devir ve yerinden yönetim yapılmalı. Sulamaların rehabilite edilmesiyle ilgili çıkarmış olduğunuz yönergelerde ihtiyaca yönelik değişiklikler yapılmalı. Birliklerin, kooperatiflerin tarımı destekleme kapsamında kullandıkları enerjide birim fiyat düşürülmeli. Tükettikleri enerjiyi kendilerinin üretebilmesi için yani rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji sistemleri devlet tarafından yapılmalı.

Yer altı suyu sulamalarında, herkesin adil su kullanımı için belgesiz kaçak kuyuları kontrollü su kullanım amacıyla belgelendirilmeli. Açılan sondaj kuyuları, pompa ve enerji tesisleri DSİ tarafından, sulama şebekeleri ise il özel idarelerince yapılmakta, kuyular açıldıktan sonra beş veya on yılda ancak işletmeye alınabilmekte. Sulama şebekelerinin de DSİ tarafından yüzde 50 hibeyle yapılması fayda sağlayacaktır. Büyükşehir belediyelerine verilen yer altı suyu sulama şebekeleri yapım işleri DSİ tarafından yapılmalı.

DSİ personelinin özlük hakları bir an önce iyileştirilmeli ve göstergeleri arasındaki dengesizlik ortadan kaldırılmalı, görevde yükselme sınavları açılmalı. Tüm taşeron personelin -iş ayrımı- sınav yapılmaksızın bütün kurumlardaki kadro bekleyen çalışanlarla birlikte kadroya alınması gerekli. Bunu yaparken de geçiş süreci, yapılacak hukuksuzluk ve keyfî uygulamalarla sekteye uğratılmamalı, yeni mağduriyetler yaratılmamalı.

Tüm projeler çevreye ve doğaya duyarlı olarak tarımsal sulama, içme, kullanma suyu temini, balıkçılık ve doğal hayatı koruma bilinciyle yapılmalı.

Ülkemizde öncelikle de batıdaki HES'ler pompaj depolamalı HES'lere dönüştürülmeli, yeni yapılacak olanların da pompaj depolamalı olarak rüzgâr ve güneş enerjisi santralleriyle birlikte planlanması önem arz etmektedir.

Sayın Bakan, size bir projeden bahsetmek istiyorum. Yalvaç, Aşağıtırtar, Karagöl, HES ve Sulama Projesi'yle Eğirdir Gölü'nden Karagöl depolamasına 10 milyon metreküpe kadar su depolanarak yazın Hoyran Ovası dâhil 5 bin hektar alan sulu tarıma kavuşacak, rüzgâr ve güneş santralleri kullanılarak, gece ve gündüz basılan suyla düşü kullanılarak elektrik üretilecek, Karagöl'de yaban hayatı gerçekleşerek Türkiye'de ve dünyada yapılan ilk proje olabilecektir.

Mavi semalar ülkesi olan Türkiye'de DSİ'ye büyük sorumluluklar düşmekte. Bunların temelinde de her damla yağmuru halkın hizmetine sunarak vatandaşlarımızın ve toprağın bağrındaki yangını söndürmek olmalıdır. Artık halka karşı şirketleri desteklemekten vazgeçip, suyu yeniden bir insan hakkı olarak tanımlayacak politikalara geri dönülmeli.

Ben bu düşüncelerce 2018 yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Cumhuriyet Halk Partisinin geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran çözümler üreten, bu çözümleri üretirken de önce ülke menfaatlerinin gözetildiği çalışmaları yapan, destekleyen bir konumda olduğunu belirtmek istiyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)