| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2017 |
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Saygıdeğer Başkanım, çok değerli milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, 2018 yılı Bütçe Kanunu'nun milletimize ve ekonomimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Tabii, bir konuşma metni hazırlamıştık, bu konuşma metninin amacı da Türkiye'mizin şu andaki mevcut durumu ve gelecekle ilgili gerek Hükûmetimizin gerekse Bakanlığımızın planlarını, programlarını, hedeflerini ve çalışmalarını anlatmak ve geçmiş performansımızla ilgili de detaylar vermekti. Yalnız, konuşmalar sırasında gördük ki "Hafızayıbeşer nisyan ile maluldür." derler ve o bir daha kendini burada gösteriyor. 2001-2002 yılı dönemine atıfta bulunmayın ki ben karakter olarak da bugüne kadar hiç öyle bir şey yapmam, geçmiş dönemlerle ilgili de tabii ki bazı tespitlerde bulunmak lazım.
Denizli Milletvekilimiz Sayın Şahin Tin konuşması sırasında "Dışarıdan atanan değil, Türkiye'nin bakanlarıyla, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Başbakanı ve hükûmetleriyle bu ekonomik başarılar sağlandı." dediğinde, nedense bu dönemde sağlanan başarılarla ilgili "Efendim, şurasında bu var, burasında bu var, yüzde 11 değil de 'Yüzde 1.500 büyüdük.' deseniz bile inanmıyoruz"a varan şeyler söylendi.
Şöyle bir hatırlayalım neler oldu diye. Bu dönemde bunu söylerken 2001-2002'yi tek başına alırsak hata yaparız. 2001-2002 bir sonuçtur. 1999, 2001 ve 2002 de bir sonuç itibarıyla gelmiştir. Carlo Cottarelli Türkiye'ye geldiğinde -IMF'nin Türkiye Masası Şefi- Türkiye'nin Başbakanı, bakanları, Hükûmeti içtimaya bir sonuç itibarıyla gelmiştir ve Türkiye'ye "IMF'nin kredi dilimlerinden -her biri 750 milyon dolar, 1 milyar dolar, 1.250 milyar dolarlık- birini Türkiye'ye serbest bırakmıyoruz. Şartımız var, Başbakanın da daha üzerinde bir yetkiyle "O onaylamadan hiçbir şey yapamazsınız." şartıyla bir Bakan dayatmasını Türkiye maalesef bu dönemde yaşamıştır. Neden geldik bu noktaya, nereden geldik buraya? 1990'ların başında, 1991'den itibaren, maalesef yine 16 Nisanda tarihin derinliklerine gömdüğümüz koalisyon hükûmeti sistemi, "İktidar olayım da hükûmete geleyim de ne olursa olsun." diyen o anlayışın sonucu olarak... Orada şöyle dendi, hatırlayın: "Onlar ne veriyorsa beş fazlası benden." Ve bu memleketin 38 yaşındaki erkekleri, 35 yaşındaki kadınları emekli edildi. Öyle bir ekonomi yarattık ki 1999, 2000, 2001, 2002'de bu noktaya geldi ve bu ülkenin -2002 yılı rakamlarıyla söylüyorum- toplanan vergilerinin yüzde 87'si faize gidiyordu. Geriye kalan yüzde 13'le ne yapabilirseniz yapın ve bu yüzde 13'le hiçbir şey yapamadığı için Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, Dünya Bankasına, IMF'ye, uluslararası kuruluşlara teslim oldu hazinesiyle beraber ve aynı dönemde...
Bakın, şurada, elimde, muhtelif defalarda yazılmış olan taahhütler var, bunun altında dönemin Başbakanı, Başbakan Yardımcılarının imzaları var. Tarihler: 28 Ocak 2002, 18 Ocak 2002, 3 Nisan 2002, 20 Kasım 2001, 3 Mayıs 2001, bu tarihlerde yazılmış olan... Bay Köhler, Uluslararası Para Fonu Başkanı. Burada şöyle söylüyoruz... Burada, hepsi elimizde, Ekonomi Bakanlığının arşivinde, kayıtlarında.
ERHAN USTA (Samsun) - Daha sonra niyet mektubu yazılmadı mı Sayın Bakan? Çok ayıp ya!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - 9'uncu maddede Türkiye'nin bankaları, kamu bankalarıyla ilgili -kamu bankaları Halk Bankası, Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankası. Vakıflar Bankası tam anlamıyla bir kamu bankası sayılmaz ama üçüyle ilgili de- atıfta bulunarak "Bunların özelleştirilme sürecinin tamamlanması, özelleştirilemiyorsa kapatılması" diye bir taahhüt var. Sonuç olarak ne oldu? Bakın, kamu bankalarının 2001 yılındaki kamu zararları 22,9 milyar TL. Peki, bugün ne oldu? Halk Bankası, Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası son on beş yılda 82,8 milyar TL sadece kâr etti.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Nereden?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Söz konusu bankaların aktif toplamı 2002 yılında 67 milyar TL, bugün 805 milyar TL.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Nereden kâr elde etti?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Türkiye ekonomisinden kâr ediyor bunlar, Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden kâr ediyor, gelişen ekonomisinden kâr ediyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Altın ticaretinden?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Nereden kâr edecekti? Başka yerden mi kâr edecek? Milletin, ülkenin ticaretinden, özel sektörün ticaretinden, çalışan bankalardan ve sistemden kâr edecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Aldığı rüşvetlerden?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, sadece rakamlar konuşsun, sadece ekonomi konuşsun. Bu bölümü toparladıktan sonra Türkiye'nin geleceğiyle ilgili ne kadar aydınlık günlere doğru, ne kadar güzel günlere doğru gittiğimize şöyle bir bakalım.
Bakın, bir rakam daha söyleyeyim, bir vakıa da anlatayım size ki ibretliktir: Bir gecede 100 civarında Halk Bankası ve Ziraat Bankası şubesi kapatıldı bu ülkede ve sonuç itibarıyla tamamen kapatılacaktı. Yani, bizim Halk Bankasına olan ilgi hep vardı zaten, ortadan kaldırmaktı amaç. Vakıflar Bankası satışa çıktı bu ülkede.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - O zamanlarda rüşvet ve yolsuzluk yoktu.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Vakıflar Bankası satışa çıkarıldı, Vakıflar Bankasının tamamına, bir Fransız bankası -adını da söyleyeyim- Societe Generale Bank bu ülkeye yapılabilecek en büyük hakaretlerden birini yaparcasına şunu söyledi, dedi ki, Vakıflar Bankasını yani ecdadın bize emanet ettiği, Türkiye'nin gayrimenkuller anlamında en zengin bankasına üzerindeki bütün gayrimenkulleriyle beraber şunu söyledi: "Vakıflar Bankasını lütfederim, alırım ama sermayesine 750 milyon dolar daha ilave ederseniz nakit olarak alırım." Bedavaya, sıfır bedelle... Ve sonunda ne oldu? 2003 yılında nisan ayında, mayıs ayında aynı kurumlara bir daha yazı yazıldı, dendi ki: "Taahhütlerimizden vazgeçiyoruz, Halk Bankasını ve Ziraat Bankasını kapatmıyoruz, Vakıflar Bankasını da satmıyoruz." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ve sonra ne oldu? Ve 2003, 2004 ve 2005 yılında Vakıflar Bankası dünyanın en hızlı büyüyen bankası oldu ve 2005 yılının sonunda Vakıflar Bankasının yüzde 20'si Borsa İstanbul'da halka arz edildi. Neye biliyor musunuz? Yüzde 20'si 1.750 milyar dolara gitti, yüzde 20'si. Yani, "Nereden nereye gedik." diye söylüyorum. Sadece...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Bakan, ekonomiye gel ekonomiye, bırak bankaları.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ekonomi, ekonomi... Pes yani pes!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Bunlar ekonomi değilse ben sana ne diyeyim? Dışarıda gezmeye git.
TAHSİN TARHAN (KOCAELİ) - Tefeciler büyüyor...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Eğer bunlar ekonomi değilse, bunlar performans değilse ben sana ne anlatayım daha başka?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Yani...
TAHSİN TARHAN (KOCAELİ) - Dolar ne oldu dolar? İşsizlik ne oldu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Dolarla ilgili... Ona geleyim ben sana, bak.
TAHSİN TARHAN (KOCAELİ) - Yoksulluk ne oldu?
BAŞKAN - Müdahale etmeyelim lütfen.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi...
ERHAN USTA (Samsun) - İthalatı bir konuşalım, ithalatı.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yardıma muhtaçları anlat.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Dolarla ilgili tabii ki şunu da söyleyeyim, size anlatayım.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ayakkabı kutularındakilerini.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sıfırlayamadığınız dolarlar.
ERHAN USTA (Samsun) - 650 milyon dolardan aldığın cari açığı 43 milyar dolara getirdin, bir onu konuş da.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hani, şu Halk Bankası Genel Müdürünün evindeki...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Şimdi, "Türkiye'nin kurla ilgili zafiyet yaşamasını gerektirecek hiçbir şey yoktur." diye bunu defalarca belirttik, defalarca söyledik. Ve en sonunda, bir gün bir açıklamada bulundum, dedim ki: Türkiye'nin toplam mükellefiyetleri, toplam kamu ve özel mükellefiyetleri, kısa vadeli borçları 114 milyar dolardır. Merkez Bankasının -yanıma almayı unutmuşum, herhâlde arkadaşlarımızın orada kaldı- stokları altınla beraber 120 milyar dolardır. Sadece özel sektörün döviz tevdiat hesaplarında olan yurt içinde -yurt dışındakileri değil- 220 miyar dolar veya 260 milyar dolar. Fazlası var eksiği yok. Soruyorum, böyle bir şirketin pasifinde borçları var kısa vadeli, aktifinde de Merkez Bankasının varlıkları, altını artı özel sektörün de varlıkları.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu kadar faizi nereye ödüyoruz o zaman?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Şimdi, onu biraz önce dedim, sen anlamadın.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Nasıl anlamadım? Sen anlatamadın.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Yüzde 87'si faize gidiyordu vergi gelirlerinin. Türkiye'nin şu anda topladığı vergilerin yüzde 10'u faize gidiyor; karın ağrısı bu zaten.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yatırımı nerede yapıyorsunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Biz de buna inanıyoruz değil mi? Tabii...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz de buna inanacağız...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Türkiye'den yeniden yüzde 87'yi almak isteyenlerin karın ağrısı var.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Tabii, inanıyoruz biz de buna (!)
ERHAN USTA (Samsun) - Ödemeler dengesindeki faizi bir söyleyin, bırakın ilk faizi.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, ben size aradaki soruları söylemeye çalışayım. Türkiye'nin...
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, 240 milyar dolar faiz ödedik Sayın Bakan! İşinize geldiği yeri konuşuyorsunuz!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Türkiye'nin... Orta vadeli programda konuşmacılardan bir tanesi dedi ki: "Türkiye, ihracat rakamları itibarıyla, ihracat hedeflerine hedefleri kendine yaklaştırarak ulaşmaya çalışıyor." Hayır, 2017 yılında ihracat hedefi 153 milyar dolardı orta vadeli programda, sonra revize ettik 156,5 milyar dolara koyduk ve şimdi de inşallah tarihi zirveye 2017 yılında yaklaşacağız yani aşacağız.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Fiyat artışı...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Kaldı ki bu tarihi zirveyi, adını koyduğumuz o dönemde, 2014 yılında ihracatın içinde 13 milyar dolar altın vardır.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Fiyat artışıyla...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Reza'nın altınları!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Bu dönemde altınla aradaki fark 8 milyar yani 8 milyar daha fazlasıyla aşmış olacağız.
Hedefimiz şuydu: Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak biz ihracat hedeflerimizi açıklarken "Dünya ihracatından yüzde 1,5 pay alacağız." diye açıkladık. Açıkladığımız yılda dünya ihracatı 19 trilyon dolardı. Türkiye'nin hedef olarak koyduğu yüzde 1,5; açıklanan yıldaki yüzde 0,83 Türkiye'nin ihracatının dünya ihracatından payı; hedefimiz 1,5. Yıl 2014, dünya ihracatı 19 trilyondan 16,5 trilyona düştü; yıl 2016, 15,9 trilyona düştü; 2017, 2018, 2017'de 17 trilyon dolara çıkıyor.
Peki, Türkiye'nin dünya ihracatından aldığı pay nereye geldi? Yıl 2004 yüzde 0,68, yıl 2017 yüzde 0,91...
ERHAN USTA (Samsun) - İthalat, ithalatla geldi!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - 2018 hedefi 0,95; 2019 hedefi 0,98; 2020 hedefi 1,01; 2021 hedefi 1,15 yani hedefimize doğru gidiyoruz.
Şöyle bir şey var...
ERHAN USTA (Samsun) - İthalatla övünüyorsunuz, ithalatla!
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Yani ekonomide sorun yok, hiçbir sorun yok, her şey iyi!
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ihracatımızla ilgili bu hedeflerden sonra gelelim şimdi, ithalatımızla ilgili rakamları da şöyle gerçek anmalarıyla bir ortaya koyalım.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Bakan, söylesene ekonomi gayet iyi diye; ben de alkışlayacağım.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Tahsin bir dinle ya, ondan sonra soru sor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Anlatmıyor ki, başka şeyler anlatıyor.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ne anlatıyor? Başka ne anlatabilir Ekonomi Bakanı? Ekonomiyi anlatıyor. Sağlık Bakanlığını mı anlatsın, biraz sonra Sağlık Bakanlığı.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar...
BAŞKAN - Sizin istediğiniz şeyi anlatmak durumunda değil. Herkes kürsüde özgürdür.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) - Şimdi, yüzde 11,1 büyüdük. Dünyadaki bütün ekonomilerin, ekonomistlerin söylediği bir şey vardır: "Öyle bir büyümemiz olsun ki, bu büyüme ihracata, üretime ve yatırımlara dayansın." Yüzde 7,4 büyüdük, yüzde 7,4'lük büyümemizin tam yarısı 3,76'sı üretime, ihracata ve yatırımlara dayanıyor. Amaç bunu sürdürülebilir hâle getirmek. Yüzde 11,1'lik büyümenin içinde -biraz önce yine rakam olarak... Bazen böyle, rakamların istediğinizi alırsınız- ihracatın etkisi 7,46'nın içinde yüzde 1,5 seviyesindedir ama son ay, on birinci aydaki yani son üçüncü çeyrekteki toplam büyümemizi aldığımız zaman yüzde 3,5 seviyesindeki ihracatın büyümeye katkısı ithalatın da yukarıda olmasından dolayı 0,4 civarında gerçekleşiyor.
Bakın burada şunu görüyoruz, trajiktir bu. 16 Nisan referandumundan sonra ararken bir yerde bir şey gözüme çarptı. Üstat Necip Fazıl Kısakürek 16 Nisan 1956 yılında bir şey söylüyor, Büyük Doğu dergisinde yayınlanmış olan bir sözü bu. Diyor ki: "Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır." 1956 yılı 16 Nisan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)