| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 14.12.2017 |
BENNUR KARABURUN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Tasarısı'nın lehinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle dün 59 ülkeyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında İslam İş Birliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşmiştir. 1947'den günümüze Filistin toprakları maalesef İsrail tarafından işgal edilmiştir ve bu yaptığıyla İsrail, kendisinin bir terör devleti olduğunu göstermiştir. Kudüs bizim göz bebeğimiz, ilk kıblemiz. Osmanlı torunları olarak, Türkiye olarak, Kudüs'ü korumaya, kollamaya devam edeceğiz. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bizler tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet düsturuyla ülkemizi daha müreffeh yarınlara ulaştırmak için mücadele etmekteyiz. Din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız başta olmak üzere, tüm bakanlıklarımızla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı, Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığı, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü gibi yoğun mesai harcayan müdürlüklerle birlikte, vatandaşlarımıza bir lütuf olarak değil, hak temelli çalışmaları sürdürmektedir.
Engelli bir milletvekili olarak sizleri kendi yaşanmışlığım üzerinden Bakanlığımız ve Hükûmetlerimizin öncesini ve mevcut durumunu mukayeseye davet etmek istiyorum.
Ben 1996 yılında bir trafik kazası geçirdim ve beş buçuk ay yoğun bakımda kaldım. Bu süreç içerisinde annem ve babam sabahın beş buçuğunda kalkıp yoğun bakım hastası olan bana ilaç almak için kuyruğa girerlerdi. Kuyruğa girmeleri de bir şey ifade etmezdi, sıra gelirse ve ilaç varsa alabilirlerdi. Düşünsenize, ben bir yoğun bakım hastasıyım ve ilaç temin etmek için ailem dışarıda çırpınıyordu. İş bununla da bitmiyordu, ameliyat olacağım, "bıçak parası" dedikleri bir meblağ ödemek zorundasınız.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hâlâ var bıçak parası.
BENNUR KARABURUN (Devamla) - Ya da solunum cihazına bağlanmak için birinin bir an önce ölmesini bekleyeceksiniz; o ölecek ki makineye siz bağlanacaksınız.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Şimdi de öyle Bennur Hanım, bunun için aramıyorlar mı sizi?
BENNUR KARABURUN (Devamla) - Yoğun bakımdan çıksanız normal odada yatacak yer yok.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Telefonunu vereyim, Mudanya'da yoğun bakımda...
BAŞKAN - Sayın milletvekilli, lütfen efendim...
BENNUR KARABURUN (Devamla) - Kimi servislerde 2 kişi yatıyorken kimi servislerde de 2 kişi bir yatakta yatıyordu.
Bu arada, ben SGK'liyim ve SGK'nin başındaki Genel Müdürümüz "SGK'yi ben batırmadım." diyor. Buna en büyük şahit olarak SGK'yi sizin batırdığınızı bunları yaşayan biri olarak söylüyorum; bizleri ve nice aileleri de batırdınız. Hesap uzmanı olduğunuzu söylüyorsunuz, niçin şu gelinen noktaya siz de gelebilmek için çalışmadınız? Niçin yolsuzluklara mahal vererek bunca insanın ahını aldınız? Bu millet sizi affetse de Allah affeder mi bilmem.
Sosyal güvencenizin hiçbir şey ifade etmediği günler, dolayısıyla annem ve babamın o zamana kadar yaptığı birikimlerini "Kızımın canı sağ olsun." diyerek harcadığı günlerdi ve ben, onların, buradan haklarını helal etmesini istiyorum ama en çok da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkını helal etmesini istiyorum çünkü AK PARTİ Hükûmetiyle Türkiye'nin yüzü gülmeye, gelişmeye ve değişmeye başladı. Biz engelliler olarak, Türk vatandaşları olarak rahat nefes almaya Sayın Cumhurbaşkanımızın sayesinde başladık. Ve buradan şunu anladık ki: Bir idareci olarak sadece hesaplardan anlamış olmanız yeterli değil, bunun için koskocaman bir yürek yeterdi ve o yürek Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'da ziyadesiyle vardı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sonuç olarak, atalarımızın dediği gibi "At binenin, kılıç kuşananın"dı.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - İşte, ata binemiyor, binemiyor ata.
BENNUR KARABURUN (Devamla) - Birçok spekülasyon yapmaya çalıştılar fakat halkımız her şeyin farkında. Yalanlarıyla asla bir yere varamayacaklarını anlayamayan bazı insanlar, kirli iftiralarıyla hâlâ daha saldırıyorlar. Hâlâ daha anlamıyor musunuz? Tam 11 defa seçim kaybettiniz, daha neyin peşindesiniz? Gelin, birlik olalım ama maalesef, bu birlikteliği sağlayacak iradenin sizde olmadığını da biliyoruz. Çünkü sizlerin, bir maşa görevi yaparak size hükmedilen görevi yapacağınızı biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hiç yakışmadı size, hiç yakışmadı.
BAŞKAN - Sayın Karaburun, sözlerinizi tamamlamak üzere bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
BENNUR KARABURUN (Devamla) - Gelin, size hükmeden şu eli birlikte kıralım. Bu ülkenin refahı için çalışalım. Çocuklarımıza onur ve gururla yaşayabilecekleri, yarınları birlikte inşa edecekleri günleri birlikte yapalım diyor, yüce Meclisi saygıyla sevgiyle selamlıyor, bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Karaburun.