| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Aziz Meclisi ve ekran başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımızı hürmetle selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, üç kıtaya birden yayılan Türk-İslam medeniyetinin geniş bir tarihi ve eşsiz bir kültür mirası vardır. Orta Asya'dan Anadolu'ya doğru adalet ve iyilikle her zerresi ilmik ilmik dokunan medeniyetimizin bulunduğu coğrafyalarda adalet, hoşgörü, imar ve iyilikte dünya tarihine yön vermişizdir. Dünya tarihinde Haçlı Seferleri gibi yağma hareketlerinin karşısında ecdadımız bulunduğu coğrafyalarda hem mazlumların yanında yer almış, her daim adaletle ve zarafetle ülkeleri yönetmiştir. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmek ilkesini hem bireysel yaşantısında hem de devlet yönetiminde göstermişlerdir. Bugün dahi geçmişten gelen inancımızla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm dünyanın gözünün içine bakarak söylediği "Dünya 5'ten büyüktür." ilkemizin gayesinde de geçmişte olduğu gibi, dünyanın adaletle yönetilmesi ve mazlumların çektikleri acıların son bulması isteği vardır. Türkiye, kendisine uzak, yakın tüm coğrafyalardaki barışın, huzurun, insanca yaşamanın garantisidir. Bu sorumluluk, bize tarih ve medeniyetimizin verdiği bir sorumluluktur.
Sayın milletvekilleri, dünyada pek çok ülkenin medeniyet kriterleri ve özellikleri vardır. Bizim kadim medeniyetimizin özelliklerinden biri de vakıf medeniyetine sahip olmamızdır. Vakıf medeniyetinin özünde bereket ve irfan vardır. Bu kavramları yalnız, kalbî ve akli medeniyetler tamamlayabilir. Ecdadımız sadece yaşadığı dönemde değil, kendisinden sonra da hem garip gurebanın ihtiyaçlarını gözetmek hem de kültür ve medeniyetine sahip çıkmak için şahsen kendi mal varlığındaki sayısız yapı ve eseri vakfetmiş, halkın gündelik kullanımına tahsis etmiştir.
Anadolu'da, 1048'de Erzurum'da temelleri atılan vakıf hareketi dünyada hiçbir medeniyette görülmeyecek özelliklere sahiptir. Kişi ve aileler zaman zaman aşevi olarak, zaman zaman bir çeşme olarak, zaman zaman yol, köprü, medrese olarak, kimi zaman da kültür ve medeniyeti yaşatmak için yaşadığı dönemden ziyade, kendisinden sonraki nesillere mallarını aktarmakta bir dakika bile düşünmemişlerdir.
Osmanlı'da bilmediğimiz türde vakıf hizmeti ve eseri bulunmaktadır. Mesela, hizmetçilerin kırdıkları eşyaların ödenmesi, mektep çocuklarının pikniğe götürülmesi, hapishanedeki borçluların borçlarının ödenmesi, öksüz kızlara çeyiz hazırlanması, şehirlere inmesinler diye dağlardaki yırtıcı hayvanlara yiyecek verilmesi, kanadı kırık leyleklerin tedavisi, bayramlarda çocukların ve kimsesizlerin sevindirilmesi gibi sayısız onlarca hizmet için vakıf kurulmuştur. Sosyal devletin bugün yapmakla mükellef olduğu tüm eserleri "Hayırda yarışınız." düsturuna uygun olarak ecdadımız vakıf eserleriyle yerine getirmiştir.
Sayın milletvekilleri, vakıf eserleri ve vakıflarımız millî ve yerli kültürümüzdür. Her vakıf eserinde yerli ve millî kültürümüzün esasları olarak Balkanlarda Murat Hüdavendigar'ı, Ankara'da Hacı Bayram Veli'yi, Bursa'da Orhan Gazi'yi, Doğubeyazıt'ta Ahmedi Hani'yi, Eminönü'nde Nuruosmaniye'yi, Üsküdar'da Valide Sultan'ı, Konya'da Mevlâna'yı, Kırıkkale'de Balışeyh'i, Yozgat'ta da Başçavuşzade'yi görebiliriz. Aynı zamanda, Bursa'da Ulu Cami, Edirne'de Selimiye, İstanbul'da Süleymaniye tarihimiz ve kültürümüzün vakıf eserleriyle beslenen kodlarıdır.
Ecdadımız sadece bir imaret, bina veya yapıyı vakıf olarak bağışlamamış, aynı zamanda bağışlanan, vakfedilen bu eserler harikulade bir sanat eseri olarak da yaşamaya devam etmiştir. Bugün İstanbul'u İstanbul yapan, İstanbul'un siluetini oluşturan ve İstanbul'u muazzam ve muhteşem bir şehir örneği yapan işte bu vakıf eserleridir.
Vakıf yoluyla bugüne kadar gelmiş eserlerimizin her biri, bu eserleri vakfeden ecdadımızın bizlere ve bizlerden sonraki nesillere birer yadigârıdır. Vakıf eserine sahip çıkmamak veya vakıf eserini amacına uygun kullanmamak en büyük veballerden de biridir.
Bu düşüncelerle, millî ve yerli bir ruhla Frenk mukallitliğinden uzak olarak, bilgi zemini Türk İslam kaynaklarını esas alan büyük bir medeniyetin tasavvuruyla, Anadolu'nun yerli ve millî tezgâhlarında dokunmuş bir ruhla vakıf eserlerini korumaya, onları çoğaltmaya ve vakıf eserini anlamaya katkısı olması düşüncesiyle Vakıflar Genel Müdürlüğünün 2018 yılı bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu tekraren saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)