GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:35
Tarih:12.12.2017

CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2018 bütçesinin Sayıştay bölümüyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Sayıştay niye var? Çünkü çağdaş demokrasilerde, modern devletlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik en temel unsur; işte, bunu sağlayabilmenin de en temel enstrümanı, aracı Sayıştay. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına dolayısıyla Türk milleti adına kamu kurumlarını denetliyor ve bunun üzerine raporlar düzenliyor, denetimler yapıyor ve kamu hizmetlerinin ve kamu harcamalarının denetlenebilirliğini ve şeffaflığını ortaya koyuyor ve biz de bu sayede Türkiye'nin parasının, tüyü bitmemiş yetim hakkının nasıl harcandığını öğrenme fırsatı buluyoruz. Peki, oluyor mu bu? Maalesef olamıyor.

Bakınız, Sayıştayın çeşitli görevleri var, bunlardan biri, performans denetimi yapacak; diğeri, mali denetim yapacak; diğeri, raporlar hazırlayacak ve bunun ötesinde de görüşler bildirecek ve yargısal faaliyet yürütecek. Bakın, performans değerlendirmesini Sayıştay yapmıyor ama ben bu kısacık süre içerisinde Sayıştayın performansını çok kısaca sizlere değerlendirmek istiyorum.

Şimdi, denetim raporları ortaya konuluyor ancak bu denetim raporları gerçeğin çok uzağında. Sayıştay içerisinde oluşturulan, siyasi direktiflerle oluşturulan kurullar ve komiteler aracılığıyla bu raporlar makyajlanıyor, sansürleniyor ve siyasi iradenin sevmeyeceği, hoşlanmayacağı bütün unsurlar bu raporlardan çıkartılıyor, özellikle eleştirileri yani murakıpların yaptığı eleştirileri bu raporlarda maalesef göremiyoruz. Bunun ötesinde, bu raporların Sayıştaya sunumu da geciktiriliyor. Mali raporlara baktığınızda, mali raporlarda zararların artık gösterilmediğini görüyorsunuz. Bu da bir makyajlamadır ve kamu yönetiminin, kamu bütçesinin harcanmasına dönük ve zararına dönük bilgilerin bizlerden yani Millet Meclisinden dolayısıyla da milletten gizlenmesi anlamına gelmektedir.

Değerli arkadaşlar, bu söylediklerimi kimi örneklerle dikkatinize sunmak istiyorum. Şimdi, biliyorsunuz, Halkbank var ve Halkbank Sayıştay denetimine tabi. Gerçi, Varlık Fonu'na aldınız ve Varlık Fonu'nu da Sayıştay denetiminden kaçırdınız ama yine de Halkbankın kendisi Sayıştay denetimine tabi. Peki, Halkbank üzerinden milyarlarca dolarlık sahte ihracat yapılırken, sahte ihraç belgeleri kullanılırken neredeydiniz? Bunu denetlemeyecekseniz, bunu rapora bağlamayacak idiyseniz ne iş yaparsınız? Bakın, deniyor ki: "Ülkemize bir komplo kuruluyor ABD'de." Evet, kuruluyor olabilir ancak elin oğlu komplo yapmasın diye sizin burada görevinizi yapmış olmanız gerekmez miydi? Bakın, dikkatinizi çekerim, bugün "komplo, komplo" diye bağıranlar, o gün Sayıştay denetimini engelleyenler ve Sayıştayın gözünü bağlayanlardır.

Bunun ötesinde, değerli arkadaşlar, bakın, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle ilgili sorunlar var. Başkan değişti, emirle başkanı değiştirdiniz, yeni Başkan ANKAPARK'la ilgili açıklama yapıyor, diyor ki: "2 milyar civarında para harcandığını zannediyoruz, çalışmalar devam ediyor, ne harcandığını bilemiyoruz." Ya, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sayıştay denetimine tabi değil mi? Niye bilemiyoruz? Niye bulamıyoruz? Ben yıllardır Ankara Milletvekiliyim -iki buçuk yıldır- iki buçuk yıldır, soruyorum ANKAPARK'a ne kadar harcadınız diye. Sayıştay bunu bana söylemeyecekse niye biz bu Sayıştaya bütçe veriyoruz? Bu sorunun cevabı nerededir?

Bakın, saray, kaçak saray, kaçak sarayla ilgili hiçbir raporlama yapılmamış. Daha devam edeyim, Cumhurbaşkanlığınca teslim alınmış ama kaçak saraya ödenen paralar bilançoda gösterilmiyor. Bu saraya kaç lira harcandı kardeşim, bunu söyleyemeyeceksen niye varsın? Biz Sayıştaydan bunu bekliyoruz. Ve aslında, eleştirim elbette ki Sayıştay çalışanlarına değildir, Sayıştayı böylesine iğdiş edilmiş bir duruma düşürenleredir.

Bakın, burada Sayın Başbakanın bir açıklaması olmuştu, demişti ki: "Artık, şaşaa, debdebe dönemi bitiyor." Nasıl bir Başbakan bu, yeni gelmiş bir Başbakan mı, yeni bir iktidarın Başbakanı mı? Hayır, on beş yıllık iktidarın son iki yılda Başbakan olmuş Başbakanı. Bu bir itiraftır, şaşaa ve debdebe yapıyorsunuz. Peki, bu şaşaayı, debdebeyi zamanında ortaya koyması gereken Sayıştay değil miydi?

Bakın, vaktim yettiğince size iletmeye çalışıyorum. 2016 EGO raporu, Sayıştayın raporu. Bu raporların nasıl zayıf, nasıl gerçeği yansıtmaktan uzak, nasıl sansürlenmiş ve nasıl göstermelik olduğunu anlatmak için söylüyorum size. 2016 EGO, Sayıştay eleştiriyor, "4 milyar 411 bin 296 lira boş yere trafik sigortası yapmışsın." diyor belediyeye. Peki bunun devamı nerede? Bilmiyoruz. Yargısal faaliyetleri nasıl yapıyor? Bilmiyoruz. "İlamları yayınlıyoruz." diyorlar. İlamları okursanız, zannedersiniz ki özel hukuk sonuçları, zannedersiniz bir boşanma davası. Kardeşim ben bilmek istiyorum, o 4 milyar küsur lirayı kim ödedi, kimin adına ödedi ve ona ne yapıldı? Bunu bilmek bizim hakkımız değil mi? Ama biz bunu sorduğumuz zaman diyorlar ki: "Biz ilamı yayınladık." İlam da bomboş bir ilam.

Devam edelim yine Ankara Büyükşehir Belediyesinden. Bakın, Ankara Büyükşehir Belediyesi olmayan bir helikopteri kiralamış ve kira bedeli olarak da 1 milyon 700 bin dolar para ödemiş, olmayan helikopter için ödemiş.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vay, vay, vay! Ama istifa etti!

MURAT EMİR (Devamla) - Ve bu, 2014 ASKİ raporunda var.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İstifa etti o, aklandı!

MURAT EMİR (Devamla) - Ne sonuçlanmış bilmiyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sütten çıkmış AK PARTİ'li oldu istifa edince!

MURAT EMİR (Devamla) - İstifa ederek temize çıkılmaz.

Daha beterini söyleyeyim. Bakın, AŞTİ binasını Belediye BUGSAŞ'a kiraya veriyor. Kirayı ödemiyor BUGSAŞ, Büyükşehir Belediyesi hukuki süreç yürütüyor, icra gönderiyor ve Sayıştay 2014'te de 2015'te de diyor ki: "Kardeşim, belediyenin bir kurumu belediyeyle davalık olur mu, buna harç ödenir mi?" Eleştiriyor, tenkit ediyor ama sonuç yok. Bakın, buralardan milyarlarca lira avukatlara harç ödendi ve ben hangi avukata ödendiğini biliyorum ve benim Melih Gökçek'le bir sürü davam var, bana yolladığı avukat da oradan milyonlarca lira kazanan avukattır.

Sayıştay bunları denetlemeyecekse, bunları bize söylemeyecekse, biz bu denetimi burada yapamayacaksak Sayıştaya değil bu kadar milyon lira, beş kuruş bile fazladır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.