Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 33 |
Tarih: | 06.12.2017 |
HDP GRUBU ADINA BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, evet, temel makroekonomik verilerin hemen hepsinde son dönemde bir kötüye gidiş olduğu aslında açık ve ortada. Özellikle işsizlik oranı, enflasyondaki yükseliş ve faizlerin düşürülememesi önümüzdeki dönemde Türkiye'yi çok ciddi sıkıntılar altında bırakacaktır, bunu hepimiz söylüyoruz zaten.
Az önce Sayın Demirtaş'ın da belirttiği gibi, geçtiğimiz günlerde TÜİK enflasyon rakamlarını açıklamıştı. Buna göre enflasyon kasım ayında piyasa beklentilerinin üzerinde artıp yıllık bazda yüzde 12,98'e çıkarak, Aralık 2013'ten beri yani AKP'nin iktidar olduğu dönemden beri en yüksek seviyesine yükselmiş oldu. Bu anlamda, AKP Hükûmeti enflasyonda başladığı yere dönmüş oldu.
Değerli arkadaşlar, temel ekonomik verilerde meydana gelen bu krizin kaynağı şüphesiz bugünkü Hükûmetin kendisidir ve bu Hükûmetin ne yazık ki krizi çözme niyeti de yoktur. Krizi çözmek yerine krizi yönetmeyi tercih ettiğini görüyoruz. Bakın, nereden anlıyoruz bunu? Vergiler artırılıyor, esnek istihdam teşvik ediliyor, bununla birlikte yoksulluk derinleşmiş oluyor, yoksulluk git gide derinleşiyor, en zengin ile en yoksul kesim arasındaki uçurum artıyor. Ayrıca, yoksul ile zengin kesim arasındaki farkı azaltma yönünde hiçbir çabanın da olmadığını görüyoruz; rant vergilendirilmiyor, servete göre vergi alınmıyor, varsa yoksa emekçiden, işçiden ya da dolaylı vergilerden halkın sırtına bir şekilde yükleniyor. İşte bunlar yoksulluğu da derinleştiren sebepler. Bu hâliyle, yoksulluğu derinleştirmenin bir Hükûmet politikası olduğunu ve bu şekilde ortaya çıktığını da anlamış oluyoruz. Bunun adı da "krizi çözme" değil, olsa olsa "krizi yönetme eğilimi" olarak tanımlanabilir.
İçinde bulunduğumuz bu ekonomik belirsizliğin temel iki nedeni var; birincisi, içerideki sebepler ve bugün Türkiye'nin yönetiminde tercih ettiği model olan kanun hükmünde kararnamelerle yönetim, OHAL rejimi yönetimi. Bunun yol açtığı zararlar sadece içeride değil, bütün dünyada da, dışarıda da bütün politikaları belirlemiş oluyor. İçeride ve dışarıda kötü giden siyaset gidişatı, bu anlamdaki gidişat bütün ülkeyi bir anlamda hem dar boğaza sokuyor hem de geleceğimizi ipotek altına almış oluyor.
Değerli arkadaşlar, toplumun tepkilerini azaltmak adına hemen her gün büyüme rakamları açıklanıyor. Evet, bir büyüme var ama bu büyüme ne yazık ki sanal bir büyümedir; toplumun ağırlıklı kesiminin, çalışanların, esnafın, işçinin küçüldüğü, işsizliğin büyütüldüğü ve toplumun küçük bir azınlığının abartılı ve çok büyük oranda büyüdüğü rakamlar ve büyüdüğü noktalardır. Yani ekonomik büyüme, toplumun bütün kesimini kapsayabilecek, bütün kesimini içeren dengeli bir büyüme olarak ne yazık ki gerçekleşmiyor, kredilerle, borçlarla ve yapılan birtakım harcamalarla bir büyüme, illüzyon yaratılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Ve bu illüzyon da toplumun sanki kendisinin bütününün büyüdüğü algısıyla servis edilmeye çalışılıyor. Bu, sağlıklı ve dengeli bir büyüme değildir; gittiğiniz yol, yol değildir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)