GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:33
Tarih:06.12.2017

CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

HDP grubunun verdiği önerge üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinin 16'ncı maddesi çok ünlü, diyor ki: "Kuvvetler ayrılığının olmadığı ülkelerde anayasadan söz edemezsiniz. Eğer kuvvetler ayrılığı yoksa Anayasa da yoktur." Öncelikle bir temel kuralı koymamız gerekiyor. Böyle ülkelerden anayasal devlet olarak da söz edemezsiniz. Bir anayasalı devlet vardır ama anayasal devletten söz edemezsiniz. O nedenle, öncelikle, Anayasa Mahkemesinin şimdi yapısıyla, özellikle nisan ayında yapmış olduğumuz düzenlemelerden sonra bağımsız bir Anayasa Mahkemesinden, bağımsız bir yargıdan söz edemeyiz. Neden? 12 üyesini Cumhurbaşkanının atamış olduğu, 3 üyesi de onun kontrolünde olan bir Meclis tarafından atanmış olan bir Anayasa Mahkemesinin, haklı olarak, karar verirken saraya dönük olarak bir karar vermesinin dışında başka bir karar vermesi ancak iyimserlik olur diye düşünüyoruz. Öncelikle bu gerçeği ifade etmeliyiz. O nedenle, Anayasa Mahkemesinin, özellikle tutuklu milletvekilleri konusunda, daha önce vermiş olduğu kararları, yerleşik içtihatlarını göz ardı ederek bugün tam tersine karar vermiş olması, daha önce vermiş olduğu kararları göz ardı etmesini bu Anayasa Mahkemesi yapısı karşısında büyük bir anlayışla karşılıyoruz değerli arkadaşlarım. O nedenle, biz, daha önce özellikle burada yapmış olduğumuz konuşmalarda, FETÖ yargılamalarında şunu diyorduk: O dönemin kudretli savcılarını düşünün, o dönemde yargılamaları yapan, özellikle Ergenekon yargılamalarını yapan hâkimleri, savcıları düşünün. Ben, o zaman, onları şöyle nitelendiriyordum: "İki tür cumhuriyet savcımız var; bir, cumhuriyetin savcıları var, bir de cumhuriyetin avcıları var." diyordum o dönemde yapılan yargılamalar hakkında.

Şimdi, gelinen noktada tablo öyle bir değişti ki artık Anayasa Mahkemesinin yargıçları veya buna ilişin tutukluluk konusunda karar veren hâkimleri, savcıları iki türe ayırdık. Artık, bir, saraya bakanlar var, bir de gerçekten vicdanlarıyla karar veren hâkim ve savcılarımız var. O nedenle majestelerinin yargıçlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin savcı ve yargıçlarını birbirinden ayırmamız gerekir diye düşünüyorum değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, daha önce Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bir karar var, özellikle Balbay kararı. Balbay kararında gerekçede, uzun tutukluluk süreleriyle alakalı vermiş oldukları gerekçede... Anayasa'nın özellikle 83'üncü maddesi ve 14'üncü maddesinin varlığı karşısında bile özellikle tahliye kararları veriyorken mevcut mahkeme, o tarihte yasama faaliyetlerine katılmalarının yasama faaliyetini engelleme anlamında aciliyet kesbettiği için Balbay dosyasında derhâl tahliye kararı vermişti.

Şimdi, mevcut Anayasa Mahkemesi şu andaki başvurularda böyle bir karar vermiyor. Bunların en önemlilerinden bir tanesi Enis Berberoğlu kararı. Şu anda bir milletvekilimiz tutuklu olarak yargılanıyor ve gerekçesi de ne biliyor musunuz? Kaçma şüphesi. Yirmi beş yıl avukatlık yaptım, bundan daha soyut, bundan daha dayanağı olmayan... Hâkimlerin böyle kendilerine ilişkin dayanak teşkil ettiği bir karar. O nedenle değerli arkadaşlarım, bu hukuk sadece bize değil, bir gün gelir hepimize lazım olabilir. O nedenle Anayasa Mahkemesinin mevcut yapısı itibarıyla hukuki bir karar vermesini beklemek iyimserlikten öteye geçmemektedir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.