GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:32
Tarih:05.12.2017

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin bana göre önemli ve beni ilgilendiren, mesleğimi, uzmanlığımı ilgilendiren maddesi 1'inci madde.

1'inci maddeyle Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 72'nci maddesinde bir düzenleme yapılıyor, bununla uygulama süresi 31/12/2019'a kadar uzatılıyor. Ne uzatılıyor? Lig usulüne tabi spor dallarında en üst ligdekiler için yüzde 15'lik, en üst ligin bir altındakiler için yüzde 10'luk, diğer ligdekiler için yüzde 5'lik bir vergi öngörülüyor, diğer sporcularla ilgili olarak da yine yüzde 5'lik bir tevkifat yapılması uygulamasına devam edilmesi getiriliyor. Sporculara ödenen meblağların "ücret" olarak nitelemesi Gelir Vergisi Kanunu'nun 61/6 fıkrasıyla yapılmış. Normal olarak, "ücret" olarak nitelendiğine göre, profesyonel sporcuların yüzde 35'ten vergilenmesi gerekiyorken biz burada profesyonelleri -üst düzey- yani mesela, futbolda, Süper Lig'de oynayan futbolcuları yüzde 15'ten vergiliyoruz, olay bu. Yani yüzde 35 yerine yüzde 15 vergi alıyoruz Süper Lig'deki futbolculardan ya da basketbolculardan vesaire. Bu, epeyden beri de bu şekilde uygulanıyor, şimdi bunu iki yıl daha uzatacağız. Peki, neden uzatıyoruz? Kanun teklifini veren arkadaşların bununla ilgili rakam da getirmeleri lazım "Şu yararları sağladı, şu yararları gördük, Türk sporunu hakikaten destekliyor, bunu desteklemeye de devam ediyoruz." demelerini isterdim. Böyle bir durum yok, böyle bir çalışma yapılmamış. Şimdiye kadar biz, Türk sporunu, Türk futbolunu, Türk basketbolunu ne kadar desteklemişiz belli değil, ezbere yine buna devam ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türk sporunu desteklemek istiyorsak spor yasasını çıkarmamız lazım, profesyonel kulüpler ya da kulüpler yasasını çıkarmamız lazım. Bu şekilde uygulamalarla bunu devam ettirmemizin çok çok anlamı yok, hemen hemen hiçbir anlamı yok, bir yararı yok. Teklif sahiplerinin bunu görmesi, anlaması lazım. Bizim işimiz, Mecliste bazı kanunları uzatmak ya da geçmişte yaptığınız kanunlarla ilgili hataları düzeltmek oldu. Sürekli olarak ya uzatıyoruz ya düzeltiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi burası değerli arkadaşlar. Doğru, anlamlı işler yapmamız lazım. Getirilen teklifleri ve tasarıları iyi değerlendirmemiz lazım. Getirilen teklif ve tasarıların bir etki analizi olması lazım. "Şu yararları sağladı, onun için şu süreye kadar daha uzatmak şu yararları sağlayacaktır." denebilmeli. Böyle bir şey yok ama ben size bunlarla ilgili bir şeyler anlatmaya çalışayım. Şimdi, bu konu vergi konusu. Vergi, bir maliye politikası aracıdır. Maliye politikası aracı olarak da verginin doğru kullanılması lazım, doğru iş yapılması lazım. Doğru kullanıldığında da vergi doğru sonuçlar verir değerli arkadaşlar. Bu konuyla ilgili olarak yaptığımız şu vergi politikası müdahalesi doğru mudur, hangi sonuçları veriyor, bununla ilgili soru işaretleri var. Yani bununla ilgili olarak kimse "Evet, bu çok doğru iştir, kulüplerimiz çok yarar sağlıyor." bunu söyleyemeyiz.

Şunu ifade edeyim, Birinci Lig -özür dilerim, Birinci Lig değil artık, eskiden Birinci Lig diyorduk- şimdi Süper Lig'de ne kadar profesyonel futbolcu var biliyor musunuz? Aşağı yukarı 500 kişi, işte basketbol ligindekilerle falan en fazla bin kişiyi ilgilendiriyor bu konu. Süper Lig'deki bu 500'e yakın futbolcunun yarısı, yüzde 50'si yabancı. Ama yabancıların kazançları yerlilerden daha fazla olduğu için yüzde 75, yüzde 80 avantaj da yabancılara sağlanıyor. Yani biz bu değişikliği yaparak işte Beşiktaş'taki Talisca'ya, Quaresma'ya, Fenerbahçe'deki...

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Van Persie'ye.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - ...Valbuena'ya, Galatasaray'daki... Bunlara avantaj sağlıyoruz, kulüplerimize avantaj sağlamıyoruz, kendi çocuklarımıza avantaj sağlamıyoruz.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Galatasaray'da kimlerdir?

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Futbolcuların adlarını unuttum. Futbolumuz maalesef, geçenlerde bir takımımız çıktı -isim vermemeyim- 11 futbolcusu da yabancı. Şimdi, bu hâle gelince futbolcularımızı da bilmiyoruz tabii ki. Ama şu anda getirdiğimiz destek bu yabancılarla ilgili, bunları destekliyoruz. Yani bunlar İngiltere'ye bakın... Şu anda dünyada kulüpleri en sağlam ülkeler İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya'dır. Bu ülkelerde -gelirken özellikle baktım- profesyonel sporcuların vergilendirilmesi yüzde 47,5 ile yüzde 53 arasında. Biz yüzde 15 alıyoruz, kulüplerimizin hâli ortada. Bir kulüpler yasası çıkarmadıktan sonra, bunların denetimi doğru dürüst yapılmadıktan sonra kulüplerimizle ilgili doğru bir iş yapmış olmayız. Yani bu yaptığımız iş de kulüplerimizi destekleme değil sonuç olarak. Bu, yabancılardan daha az vergi almak. Sonuç olarak da yabancılar -bu 250 küsur- sadece Süper Lig'deki yabancı futbolcunun aldığı para -biliyorsunuz- kaç milyon euro ya da milyar eurolarla artık ifade edilir basketbolcularla birlikte. Bunlardan en az yüzde 20, yüzde 35 almamız gerekirken yüzde 15 alarak, milyarlarca liralık bir vergiyi almamış oluyoruz. Ne adına? Türk sporunu destekleme adına değil maalesef. Ve futbol da basketbol da spor olmaktan ziyade temaşa yönü, şov yönü ağır basan faaliyetler oldu. Spor olmaktan ziyade bu yönü ağır basıyor. Biz amatör sporları bu kadar desteklemiyoruz. Dolayısıyla da vergi politikasının uygulamasıyla ilgili olarak bazı yanlışlar yapıyoruz, eksikler yapıyoruz değerli arkadaşlar. Bu yaptığınız işlerin sonuçlarını bilmek zorundayız.

Şimdi, vergi ciddi bir konu. Biliyorsunuz, son günlerde de bu "Panama Papers", Malta belgeleri ya da Man Adası meselesi nedeniyle vergi yine gündemde. Niye bu vergi cennetlerine gidip de şirket kurarız? Neden böyle bir şey yapılır? Çünkü vergi vermek istemezsiniz kendi ülkenizde, bunu yaparsanız vergi vermezsiniz; bir vergi cennetinde, Man Adası'nda şirket kurarsanız orada ya sıfır vergi verirsiniz -bir bedel ödersiniz ama- ya da yüzde 1 vergi verirsiniz faaliyetlerinizin karşılığı. Tüm faaliyetlerinizi gizlemiş olursunuz. Şirket ortağı olduğunuz, şirketinizin olduğu, bunlar da gizlenmiş olur ve parayı da aklarsınız, kazandığınız parayı. Muhtemelen de bu, nüfuz ticareti yapılarak, siyaset-ticaret ikilisi üzerinden kazanılan bir paradır; bunu da gizlemiş olursunuz.

Vergi cennetleriyle ilgili olarak da doğru işler yapılması lazım değerli arkadaşlarım. Eğer bir geçmişteki Başbakanımızın, bir de şimdiki Başbakanımızın bu konularla ilgili yakınları suçlanıyorsa bu konuların ciddiye alınması lazımdır.

Vergiyi ciddiye alan ülkeler gelişmiş ülkelerdir, kurumsallaşmış ülkelerdir, düzgün ülkelerdir, dürüst ülkelerdir, etik, ahlak konusuna önem veren ülkelerdir. Vergi politikaları ciddiye alınması gereken konulardır.

Bu saatte size bir şey anlatayım böyle kısa bir fıkra gibi. Galiba Fransa Kralı V. Louis'ye atfedilen bir hikâye vardır. Gitmiş, "Ne vergi alalım?" diye soruyormuş. Bir tane veziri demiş ki: "Akıl vergisi alalım. Kimse akılsız olduğunu kabul etmez. Herkes gönüllü olarak gelir, akıl vergisini öder." Louis "Seni muaf tutuyorum akıl vergisinden. Bu kadar da olur mu?" demiş. Vergi her konudan alınmaz, her konuyla ilgili vergi konusunda muafiyet getirilmez, istisna getirilmez; getirilirse de ne sonuçlara yol açtığı tek tek ortaya konur, net olarak ortaya konur, sıkıntıları ortaya konur.

Şu anda Türkiye'nin, maalesef vergi cennetleriyle ilgili, vergi politikasıyla ilgili çok büyük sıkıntıları var değerli arkadaşlarım. Pazartesi günü 2018 bütçesi gündeme gelecek. Ne kadar vergi alınması öngörülüyor biliyor musunuz 2018 için? 600 milyar; 599,6 milyar vergi alınması öngörülüyor ve bunun beyana dayanan yani gerçek anlamda, doğrudan olan, dolaylı olmayan kısmı 50 milyarı geçmiyor maalesef. 600 milyar vergi alacağız diyoruz, bunun 50 milyarı, bakın, ne kadar düşük bir kısmı doğrudan, beyana dayanan vergi, devletin alabildiği vergi, diğerleri maalesef ÖTV gibi, akaryakıttan şuradan buradan aldığımız vergiler. Bu konu çok iyi değerlendirilmesi gereken bir konu.

Hepinizi bu vesileyle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)