| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifinin 124'üncü maddesinin Tekriri Müzakeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 28.11.2017 |
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sözlerime başlamadan önce Değerli Başkanım, bugün ilk görev gününüz, tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) - Sağ olun.
Değerli milletvekilleri, size bazı isimler okuyacağım: Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü, Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden, Nurgül Pertlek, Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu, Cennet Karataş, Sare Betül Genç ve Fatma Canatan. Kim bunlar? Kim bu isimler? Ve 29 Kasım diyeceğim; 28 Kasım değil, 30 Kasım değil, 29 Kasım. 29 Kasım 2016, Aladağ'da 11 çocuğumuzun ve 1 yetişkin kadının yanarak can verdiği tarih ve bu isimler bu çocuklarımızın isimleri. Aradan bir yıl geçti. Ben Adana Milletvekiliyim, birçok kez o acılı ailelerle beraber oldum, o çocukları hastanelerde ziyaret ettim. Bugün de Aladağlı ailelerin bir kısmı "Ankara bize gelmiyor, Ankara bizim derdimize derman olmuyor, o zaman tüm yoksunluğumuza rağmen biz Ankara'ya gelelim." dediler ve bugün Millî Eğitim Bakanlığının önünde bir açıklama yaptılar. Ne dediler biliyor musunuz? "Aradan bir yıl geçti. Hâlen okullarımız doğru düzgün yok, halen var olan okulumuzda öğretmen yok." Bu yangında yaralı kurtulan çocuklarımızın bir kısmı Kozan'da eğitim yaşamına başladı ama üç aydır bu çocuklarımızın hafta sonu köylerine, ailelerine gelmeleri için talep ettikleri servise verilen cevap: "Bu konuda bir bütçe yok." 11 çocuğumuzun yandığı yangından sonra yaralı kurtulan o küçücük çocukların eğitim yaşamını devam ettirmek için çocukların ailelerine verilen cevap: "Bütçemiz yok." "Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet." diye övünüyoruz, üçüncü köprüleri yapıyoruz, büyük havalimanlarını inşa ediyoruz ama Aladağ'daki, Kıcak Mahallesi'ndeki, Köprücek'teki üç yavrunun anasına, babasına hafta sonu gelmesi için servis sağlamak adına bütçemiz yok. Böyle büyük bir devlete ne denir, onun takdirini sizlere bırakıyorum.
Sevgili milletvekili arkadaşlarım, bir şey daha söyleyeceğim. 28 Temmuzda Aladağ komisyonu raporunu bitirdiğini duyurdu. 28 Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım; hâlen açıklanmadı bu rapor. Aileler bugün onu da sordular. Diyorlar ki: "O raporlar düzenlenirken devletin bazı bürokratları yalan beyanda bulundu. Biz bunun hesabını sormak istiyoruz ama ortada rapor yok." Ben soruyorum: Bu raporu ne zaman açıklayacaksınız, bu rapor açıklanacak mı?
Ha, bir şey daha söyleyeceğim: Biraz önce ailelerle görüştüm, bugün alelacele bu ailelerin hesaplarına 150'şer lira para yatırılmış servis için. Çözüm müdür bu? Siz bu ailelerin daha yollarını bile yapmadınız. Hepimiz utandık, o gün o çocukların cenazelerinin köylerine, mezarlarına ulaşmadığına hepimiz insan olarak utandık. O utanç hâlen devam ediyor, o yolların hiçbiri yapılmadı. O çocuklar niye o Süleymancı yurtlara verildi? O aileler Süleymancı oldukları için vermediler, o ailelerin hepsinin söylemi şuydu: "Biz yokluk içindeyiz, yoksulluk içindeyiz, istiyoruz ki bizim çocuklarımız da bizimle aynı kaderi paylaşmasın. Onun için, mecbur kaldığımız için o yurtlara gönderdik." Peki, Hükûmet ne yapıyor on beş yıldır? Niye bu çocukların doğru düzgün yurtlarda kalması için çalışmalar yapmıyor? Hükûmetin görevi FETÖ'cülere, Süleymancılara yurt açma imkânı sağlamak mıdır -bugün de Ensar ve TÜRGEV girdi devreye- yoksa hükûmetin görevi devlet gibi devlet olup öğrencilerine Anayasa'sında yazdığı gibi eğitim hakkını sağlamak mıdır? Niçin bu çocukları, bu aileleri cemaatlere teslim ediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) - Başkanım, izin verirseniz...
BAŞKAN - Sayın Türkmen, ek süre veriyorum efendim, sözlerinizi tamamlayınız lütfen.
Buyurun.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) - Teşekkür ediyorum, sağ olun.
Değerli arkadaşlar, bu çocukları cemaatlere teslim etmek Adalet ve Kalkınma Partisinin eğitim politikası ama bu aileler ne yaparsanız yapın, neticede, çocuklarını cemaate yem etmek istemiyorlar ve çoğu belki okuma yazma bile bilmiyor ama bugün atlayıp Ankara'ya geldiler. Şunu biz çok açık ve net görüyoruz artık: Aladağ yangınından yaralı kurtulan bu çocuklarımız ve bunlar gibi binlerce, milyonlarca çocuğumuz doğru düzgün eğitim almak, doğru düzgün bir yaşam koşuluna sahip olmak ve refah içinde yaşamak istiyorlar. Bunu siz sağlayamayacaksınız, sağlamıyorsunuz. İşte, adaletin terazisi bir gün gelecek sizi tartacak ama sizi tarttığında siz iktidarda olmayacaksınız ve o ailelerin hepsi huzur içerisinde çocuklarını kendilerine en yakın okullara göndererek o çocukların eğitim almasını izleyecekler. Bunu biz sağlayacağız.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkmen.