GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:22.11.2017

CHP GRUBU ADINA BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, tabii, 130 maddelik bir torba yasa ama görüştüğümüz saat de çok geç bir saat değil ve içerisinde onlarca farklı kanunun düzenlemeleri var ve gördüğümüz Meclis katılımlı çalışma tempomuz, gerçekten bizlerden beklenen ve bizim de ortaya koymamız gereken performansı maalesef yansıtmıyor.

Çok önemli kanuni düzenlemeler yapıyoruz, bu bölümde de aynı şekilde. Biraz önce Sayın Başkan dile getirdi, 105-125 arası, 2 geçici madde ama bu 105-125 arasındaki 20 madde 9 ayrı kanun; 2 geçici madde, bir de yürürlük.

Şimdi arkadaşlar, temel kanun olarak görüştüğümüz bu tasarıda, baktığınızda, temel kanunların bizim İç Tüzük'ümüzde belirlenmiş 91'inci maddeye göre olmazsa olmazı var yani maddeler arasında uyum, maddeler arasında tutarlılık ve bu tutarlılığın bir zorunluluk olarak, amir hüküm olarak konulduğu bir İç Tüzük'ümüz var ama biz İç Tüzük'ü bile dikkate almadan -biraz önce dediğim gibi- pek çok kanunu bir araya getirip, bir yerde de yıl sonları böyle -bunu Komisyonda da söylemiştim, akvaryumlarda güzel göstermek için çöpçü balıkları akvaryumun içini temizler- öyle bir kanun, torba yasa yapıyoruz ki kalmış, birikmiş, gecikmiş ne varsa -veya anında, hemen yapılacak bir düzenleme veya çok sıkışmış- hemen getirip bu torbaların içine atıyoruz. Böyle güven ve böyle istikrar, yasamada güven... Yasamaya baktığımız zaman, bir vizyoner bakış açısıyla yasama mantığını gerçekleştiremediğimiz zaman, maalesef, mevzuatta da karmaşa, uygulamada da karmaşayla karşı karşıya kalırız.

Şimdi, içeriğine baktığımızda, Sermaye Piyasası Kanunu, yeni bir yatırım ortamının yaratılması, bir finans kaynağının yaratılması, tüketici hakları, internet üzerinden ticaret, pek çok başlık içeriğinde bir bölüm konuşacağız. Ama "güven" demiştim, bugün Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankasının beraberce yayınladığı bir istatistikten size bahsetmek isterim, daha doğrusu Tüketici Güven Endeksi. Tüketici Güven Endeksi'nde bu sene geldiğimiz nokta maalesef hızlı bir düşüş ve bugün en düşük, bu yılın şubat ayındaki 65,7 puanın altına inen bir noktada. Yani, Tüketici Güven Endeksi düşüyor da bu düşüşü hazırlayan diğer alt faktörler ne diye baktığınızda, hanenin maddi durum beklentisi azalmış. Yani, hane halkı artık "Benim gelirim artacak." diye bir beklenti içinde değil. Nasıl olsun? Getirdik torbayı, içinde motorlu taşıtlar var, içerisinde kurumlar var. Vergiyle bir kaynak yaratacak düzenlemeler içerisinde olduk. Bir taraftan kur artar, zorunlu masraflarını karşılayamama sıkıntısı ve hane halkı artık "Benim maddi durumum iyileşecek." beklentisini kaybetmiş durumda.

Peki, işsiz sayısı için beklenti ne? Artık iş bulmaktan ve işle ilgili bir gelecek oluşturmaktan o kadar vazgeçmiş ki insanlar "Ne olursa olsun." gibi bir cevap veriyor.

Diğer taraftan, bakıyoruz tasarruf etme ihtimalinde ne var diye. Nerede tasarruf edecek, cep delik cepken delik. Zaten tasarrufu ortaya koyacak bir eğilim yok. Ama, bizde, malum, bir gecede bir millî gelir hesaplamasıyla ortaya çıkan tasarruf hesaplamasında, orta vadeli planlarımıza bile koyduğumuz tasarruf oranlarımızı bir anda artırabiliyoruz. Ama, gerçek şu: Bu ülkede vatandaş şu anda güven olarak geriye giden bir ruh hâlinde ve tepkide ve önümüzdeki bir yıl için bunu görüyor.

Şimdi, ben bu güveni konuşurken bir de tabii, bunun içerisinde önemli bir madde var Tüketici Kanunu'yla ilgili. Tüketici Kanunu'na aykırı olarak hareket edenlere karşı bir cezai sistem var. Biz bu sistemi bir uzlaşma noktasına getiren düzenlemeyi ortaya koyduk ve cezaları en fazla yarı yarıya -ki bu daha fazlaydı da Komisyonda bir düzelmeye uğradı- düşüren bir uzlaşı noktasına çekildi. Ancak, burada çok önemli bir başlık var. Bu tür uzlaşıya konu olan eylemlerle ilgili, tekrarını ortaya koyana bu içerikte hakların verilmemesi gerekiyor, bu düzenlemede onun olması gerekiyor. Bir de tabii, oluşacak uzlaşma komisyonlarında ilgili bakanlığın muhakkak ve muhakkak tüketicinin sesini ortaya koyacak sivil toplum kuruluşlarının yer alması imkânını sağlaması gerekiyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, son dönemde kur sürekli hareket ediyor. Merkez Bankası birtakım önlemler alıyor ve Türkiye'de kırılganlık, bir enflasyon gerçeği varken olay sadece faize bağlanıyor. Neden ve sonucu iyi görmek lazım, uygulanan mali politikaları iyi değerlendirmek lazım, enflasyonun talep kaynaklı olanını, bir de maliyet kaynaklı olanını iyi görmek lazım, Türkiye'nin şu andaki o kırılgan rakamlarını iyi değerlendirmek lazım.

Bakın, yeni açıklandı; dünyadaki servet, Türkiye'deki servet. Dünyada görülen şu ki parası olanın üstüne para eklenmiş ve oransız eklenmiş, bizde de servet geriye gitmiş, kişi başına servet geriye gitmiş ama dünya genelinde 65'inci sırada olan ülkemizin dolar milyarderleri dünyanın ilk 10'unda; yani böyle bir çarpıklık, böyle bir kırılganlık var. Bu çarpıklığı ve kırılganlığı görürken aman ki aman... Şimdi Sermaye Piyasası Kurulunun bağlı kanununun bazı maddelerini görüşeceğiz. O maddelerde de paylaşacağız ama ben size Sermaye Piyasası Kurulunun Aralık 2016'daki bir raporunu sunmak istiyorum: "Vergi Cennetleri Tarih mi Oluyor?" Bunu Sermaye Piyasası Kurulu hazırlamış: Vergi cenneti nedir?

Tabii, vergi cenneti Panama belgeleri çıktı, şimdi Paradise çıktı; candaş, yandaş ve kandaşlarla bütünleşti. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi karşımızda bir tablo var. Ben sadece, vergi cenneti nedir, bir ülkeye zararı nedir diye -zamanım aslında çok kısa ama- buna direkt Sermaye Piyasası Kurulumuzun tanımıyla bakmanızı isterim. Vergi cennetine niye gidiyor? Yani servetler bu kadar dengesiz, kişilerde dağılıyor ama niye gidiyorlar? Vergi avantajı var. Vergi avantajının getirdiği o cazibeyle gidenler ne yapıyor biliyor musunuz? Bizim gibi borcu olan ülkelere oradaki avantajlı değerlendirdikleri paralarını borç olarak getirip veriyorlar; şimdi artık borç da değil, sıcak para olarak. Türkiye 2012'den beri en yüksek sıcak parayı bu sene aldı; yüksek faiz de var ya, hani "Dengelerimiz kırılgan." diyoruz ya.

Bu arada -Sayın Maliye Bakanımız zaten bize bilgisini verir- biz 2016'da Antalya'da G20 Zirvesi'ni topladık. Orada ortaya konulan bir karar var, nihai metin var; o nihai metinde de deniyor ki: Bir yeni Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarma Eylem Planı -ki daha önce de vardı- için kesin karar ortaya çıkıyor ve arkasından da, dünyadaki vergi cenneti olan ülkeler de dâhil olmak üzere Otomatik Bilgi Değişim Sistemi işlemeye başlıyor.

Şimdi, 100'e yakın ülkeden yarısı bunu uygulamaya başladı. 2017'den... Ki 2017'nin bütün bilgilerini 2018'de Türkiye de vermeyi taahhüt etti, değil mi Sayın Bakanım? 2018'den itibaren Otomatik Bilgi Değişim Sistemi dâhilinde, OECD içerisinde alınan ve vergi mükelleflerinin kazanç ve finansal bilgilerinin gelir sağlanan kaynak ülkeden ikamet edilen ülkeye düzenli ve sistematik şekilde hem verilişi olacak hem alınışı olacak. Ve artık bu ülkede -en önemli vergi etiği, vergi ahlakı, vatandaşlık görevi olan- kazanıp bu ülkeye vergisini vereceğiz. Yani benim gelir vergisiyle en yüksek ödemeyi yapan ücretli vatandaşım cehennem azabı çekerken birileri vergi cennetinde cennetlik olmayacak arkadaşlar.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tamaylıgil.