| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri televizyonlarından izlemekte olan değerli yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, az önce bir trafik kazası geçiren Mahmudiye Belediye Başkanımız İshak Gündoğan'a ve şoförü Mehmet Evlice'ye buradan hepimiz adına geçmiş olsun diyorum.
Ben de Malatya'daki Alevi yurttaşlarımızı hedef alan bu çirkin provokasyonu şiddetle hepimiz adına kınıyorum.
Değerli arkadaşlarım, iki haftadır görüşmekte olduğumuz bu torba yasa neden geldi? Çünkü kaynak ihtiyacı ortaya çıktı. Peki, neden ortaya çıktı? Demokrasinin yok edildiği bir referandum için kamu kaynakları partizanca, sınırsızca harcandığı için ortaya çıktı. Tüm itirazlarımıza rağmen, kamu-özel iş birliği adı altında hepimiz müthiş bir borç yükü altına sokulduğumuz için ortaya çıktı. İşte bu yüzden bugün bu kadar acil ve bu kadar derin bir kaynak arayışıyla karşı karşıyayız. Bu torba, sarayın ve Hükûmetin hesapsız, kitapsız harcamalarının, iktidarın zengin ettiği bir avuç rantçı sermayeyi kayıran politikaların bir sonucu olarak karşımızdadır.
Peki, bu torbada ne var? Bu torbada çok açık bir tercih var arkadaşlar. Bu torba zenginden alıp fakire vermek için değil, fakirden alıp zengine vermek için önümüzde. Bu torba yasada vatandaşa sadece vergi yükü, sadece zam yükü var. 20 milyon vatandaşın arabasına, motosikletine enflasyonun 2, hatta 3 katına, yüzde 35'lere varan vergi artışı var. Bu torbada Türkiye'nin en fazla kazanan şirketleri olan yabancı ortaklı TELEKOM şirketlerinin milyarlarca liralık alacağına getirilen af var, bir kalemde eski parayla 5-6 katrilyon lira alacak bir anda silinmekte. Peki, bu ülkede cep telefonu faturasını ödeyemeyen öğrencinin, emeklinin, esnafın borcu siliniyor mu arkadaşlar? Milyonlarca kredi kartı mağdurunun, çiftçinin borçları siliniyor mu? Hayır. Peki, Telekom şirketlerinin milyarlık borçları silinirken ne yapılıyor? 50 milyon yurttaşımızın kullandığı, artık vazgeçilmezimiz hâline gelen internetin vergisine yüzde 50 zam geliyor arkadaşlar.
Bu torbada yıllardır pastadan en büyük payı alan inşaat sektörüne rant vergisi yok. Bu torbada kayıt dışını önleyecek madde de yok. Peki, ne var? Vergisini düzenli ödeyen, namuslu, dürüst iş insanlarına yüzde 10 daha fazla kurumlar vergisi var. Bu torbada başka ne var? 80 milyon yurttaşımızın sırtına, hatta yeni doğacak, yeni kuşaklarımızın sırtına yeni borç yükü var. 53 milyar liralık rekor bütçe açığımız yetmezmiş gibi, hesapsız, kitapsız ve Anayasa'ya aykırı bir biçimde 37 milyar lira daha borç yükü var bu pakette. Bu torba, hepimizin millî zenginliği olan kıyıların, kamu taşınmazlarının, lojmanların satışını içermekte arkadaşlar.
Peki, bu torbada neler yok değerli arkadaşlarım? Yüz binlerce taşeron işçisine kadro yok. Gelin, asgari ücretlinin sırtındaki vergi yükünü tamamen kaldıralım diyoruz; yok. Asgari ücreti açlık sınırı üstüne çıkaralım, 2 bin lira yapalım diyoruz; çıt yok.
Yakında Asgari Ücret Komisyonu toplanacak. Göreceğiz bakalım, Telekom şirketlerinin borçlarına, yol, havaalanı ve gökdelen müteahhitlerinin alacaklarına cömert davranan, tek kalemde borçlarını silen bu Hükûmeti göreceğiz. Bakalım asgari ücretle geçinen milyonlarca emekçimize nasıl davranacaklar.
Bu torbada beş ay yirmi dokuz gün çalıştırdığınız geçici işçilerimize kalan altı ay için güvenli iş imkânı yok. Bu torbada 6 milyon işsizimize istihdam kapısı yok. Bu paket, vergi adaletine, sosyal devlet ve eşitlik ilkelerine aykırı bir çuvaldır. Emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi, çiftçiyi hiçe sayan bir koca çuval.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye bu kadar adaletsiz, bu kadar hukuktan uzak, bu kadar pervasızca yönetilmeyi asla ve asla hak etmemektedir. Ekonomimizin düze çıkması için her şeyden önce bu ülkeye demokrasi, bu ülkeye hukuk güvenliği, bu ülkeye bağımsız yargı gerekmektedir.
Gelin, bir torba yasa da demokrasimiz için çıkaralım. 15 Temmuz darbecileriyle hesaplaşacağız diye getirilen ancak ülkede muhalif herkesi hapse atan bu OHAL rejimi artık bitmeli. Düşündüğü, konuştuğu, yazdığı ve eleştirdiği için cezaevine tıkılan onlarca gazeteci, milletvekili özgür kalmalı. Mahkemelerin suçsuzluğunu ispat eden kararlarına rağmen hâlâ zorla içeride tutulan Enis Berberoğlu serbest kalmalı. Aynı Büyükada soruşturmasında olduğu gibi ayağı yere basmayan suçlamalarla hapse atılan sivil toplumcu Osman Kavala serbest kalmalı. Bu ülkede Kızılay'ın ortasında İnsan Hakları Heykeli polis kordonuna alınmamalı. İşinden, aşından edilen gencecik öğretmenlerimiz hakkını aramak için açlık grevinde bedenlerini ortaya koymak zorunda bırakılmamalı. Demokrasi ve hukuk güvencesi altında daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli; zenginliğimizi de keyfîlikten uzak, partizanca değil, bilim temelli ekonomi politikalarıyla ulusça, hakça paylaşmalıyız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.