| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 21.11.2017 |
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı torba yasanın 95'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Yerli tütün üretimine darbe vurarak can çekişen Türk tarımını yok etmeye bir adım daha yaklaştırıyorsunuz. Tütün üreten herkesi kaçakçı statüsüne koyabilecek düzenlemeler getiriyorsunuz. Amacınız Amerikalı büyük tütün üreticilerini daha çok zengin etmek mi merak ediyorum.
Bugünlerde yerlilikten ve millîlikten bahsediyorsunuz ama hiçbir alanda yerli üreticiyi desteklemiyorsunuz. Desteklemeyi bırakın, köstek bile oluyorsunuz. Uyguladığınız yanlış tarım ve hayvancılık politikası yüzünden 2009'dan beri yerli besi üreticileri üretimi bırakmaya başladılar. Et ve süt fiyatlarındaki dengesizlik yüzünden süt üreticileri önce hayvanlarını kesime verdiler. Böyle böyle 200 binin üzerinde hayvan kesildi. İthal yem ve gübre sevdanız yüzünden maliyet arttı, maliyet arttıkça besicinin kazancı gün geçtikçe eridi, bu da üretimi düşürdü. Peki, buna karşı çözümünüz var mıydı? Yok, maalesef. Getirebildiğiniz kendinizce tek çözüm, dışarıdan et ithal etmek. Kendi üreticisini desteklemek, kendi yemini, gübresini üretip ucuza satmak yerine dış ülkeden gelen etten, dış ülkeden gelen ürünlerden medet umuyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde kendi çiftçisini bırakıp dış ülkelerden çare arayan bir ülke yoktur; bu konuda bir ilk oldunuz.
Sudan'daki çiftçiye verdiğiniz desteği ve kıyağı da unutmadık. Sudan'da 7 milyon 805 bin dönüm araziyi doksan dokuz yıllığına kiralayıp, bu araziye 125 bin dönüm büyüklüğünde çiftlik kurup Sudanlı köylülere hem arazide hem de çiftlikte çalışma imkânı vermeye kalkmak, bir de onların ürettiği ürünleri alma garantisi vermeyi yerlilik ve millîlikle nasıl açıklayacaksınız? Bu ülkede 26 milyon hektar tarım alanı, 23 milyon hektara gerilemişken; ekilen tarım alanlarımız, 18 milyon hektardan 15 milyon hektara düşmüşken; bizim köylümüzün bağı, bahçesi, tarlası, serası, traktörü ipotekli veya hacizliyken Sudanlı çiftçiyi niçin ihya etmeye çalışıyorsunuz? Buğday, mısır ve kırmızı ette gümrük vergilerini düşürüyorsunuz, bir de bununla övünüyorsunuz. Yani başka ülkelerin çiftçilerine destek vermekle övünen bir iktidarsınız. Ne diyeyim? Akla zarar...
1944-1952 yılları arasında 126 tane uçak üretip Danimarka'ya bile uçak satmışız. Şimdi 2015 seçimlerinde "Yerli uçağımızı yapıyoruz." diye afiş asıyorsunuz ama akabinde Boeing firmasından 11 milyar dolara 40 tane uçak alıyorsunuz.
Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından olan şeker fabrikalarına göz dikiyorsunuz. Maliye Bakanı "Gözüm gibi baktığım şeker fabrikalarını özelleştirme kapsamına aldık." diyor. Bunun altında yatan neden, bal gibi de nişasta bazlı şeker üreten, özellikle Amerika kökenli firmalara daha çok para kazandırmak, pazar payı açmak. Nişasta bazlı şekerin maliyeti düşük, kârı yüksek, herhangi bir denetimi de yok. Ne olacak? Vatandaşın sağlığına zararmış, kanser yaparmış umurunuzda mı sanki; varsa yoksa yandaşın cebinin dolması sizin için. (CHP sıralarından alkışlar)
Yerlilikten ve millîlikten bahsedenler bu yıl Lozan'ın yıl dönümünde Yunan Genelkurmay Başkanı, Yunan Cumhurbaşkanı ve Yunan Millî Savunma Bakanı hava sahamızı ihlal edip Aydın ilimizin Bulamaç ve Eşek adalarına gittiklerinde ertesi günü de yani 18 Temmuz 2017'de yine bize ait olan Koyun Adası'na gidip gövde gösterisi yaptıklarında niye sesleri çıkmadı acaba? Bununla ilgili bir nota bile veremediniz ama ayrıcalıklı vatandaş Reza için her türlü notayı veriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) 18 adayı resmen işgal eden Yunanistan'a karşı dut yemiş bülbül gibi susanlar yerlilikten ve millîlikten en son bahsedecek olanlardır.
Herkese saygılarımla... (CHP sıralarından alkışlar)