| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 21.11.2017 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun tasarısının 93'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının bu maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nda teknik bir değişikliğe gidilmekte, kurumlar vergisine yapılan artışın Bakanlar Kurulunun inisiyatifinde zaman zaman keyfîce düşürülüp artırabileceği hükme bağlanmaktadır. Bu bağlamda söz konusu yetkinin Bakanlar Kuruluna verilmemesi ve gerekirse bir başka tasarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından görüşülmesi için bu maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekir.
Değerli milletvekilleri, şimdi bu tasarının geneline ilişkin şu gerçeği tekrar hatırlatarak konuşmama devam etmek istiyorum. Bu tasarı Türkiye'de artık kronikleşmiş bir çarpıklık hâlini alan vergi adaletsizliğinin gelir düzeyi farklı olan vatandaşlarımızın arasındaki vergi adaletsizliğini artırmaya, katmerlendirmeye devam etmekte, dolaylı olarak ise ülkemizdeki gelir adaletsizliğini daha da artırmaya sebep olacak düzenlemeler barındırmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet yoksul vatandaştan alacağı vergiler söz konusu olduğunda âdeta şahin kesilmektedir, diğer taraftan sıra milyarlarca vergi borcu bulunan zengin sermayedarlara gelince borçlar bonkörce silinebilmektedir. Tabii, Hükûmetin zengin sermayedarlara ait sildiği her bir kuruş vergi borcu yoksul halka daha fazla borç ve zam olarak geri dönmektedir. Diğer taraftan, sene başlarında gerek asgari ücrete gerekse memur maaşlarına sözüm ona enflasyon oranında yapılan zamlar her şeyden önce belirtmek gerekir ki enflasyon oranının oldukça altında kalmaktadır. Çünkü TÜİK tarafından hazırlanan birçok verinin aslında manipülatif olduğu, gerçeği yansıtmadığı artık su götürmez bir gerçekliktir. Çalışan maaşlarına gelen bu asgari zamların anlamını yitirmesinin bir diğer önemli faktörü de bu üzerinde görüştüğümüz tasarı benzeri düzenlemelerdir. Çünkü bu ve benzer tasarılarla çalışanın, emekçinin vergi yükü artırılmakta, üzerine bir de sermaye sınıfının vergi borcu da çalışanlara ödetilmektedir.
Değerli milletvekilleri, enflasyon oranı düşmek şöyle dursun sürekli bir şekilde artmaya devam ediyor, Hükûmetin döviz kuru hedefleri ise sürekli olarak yanlışlanıyor. Yanlış ekonomik politikalar, yanlış dış siyaset, döviz kimi spekülatif çevreler için artık önemli bir gelir kaynağı hâline gelmiştir. Bakınız, günlük yaşamın olmazsa olmazları yakıt, elektrik, telefon ve sudur ve bu olmazsa olmaz temel giderler üzerinden Hükûmet âdeta canının istediği kadar vergi koyma yetkisini kullanmaktan hiç çekinmemektedir. Bir elektrik faturasının neredeyse enerji kullanım bedeli kadar vergisi vardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Ne kadar vergi koyarsak koyalım, ne kadar zam yaparsak yapalım bu halkın sesi çıkmaz, borcunu kuzu kuzu öder." anlayışı yanlıştır, tehlikelidir ve sürdürülemezdir. Bunun böyle olmadığı ekonomik kriz derinleştiğinde tüm yakıcılığıyla görülecektir. AKP Hükûmeti, kendisinden önceki dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa fırlatan esnaf vatandaşın tepkisini unutmamalıdır. Halk ekonomik olarak aldatıldığının farkına vardığında buna en demokratik tepkisini koymaktan çekinmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, üyesi bulunduğu ve kısa adı OECD olan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne üye ülkeler arasında Şili'den sonra ilk sırayı alacak kadar büyük ve derin bir bölgesel ekonomik gelir eşitsizliği sorununa sahiptir ve bu veri hiçbir hükûmet ya da ülke bakımından övünç duyulabilecek bir gerçeklik değildir. Küresel rekabetin kıskacında ve bölgeler arası gelişmişlik düzeyinin oldukça çarpıklaştığı ortamlarda toplumsal düzenin sağlanması oldukça güçtür. Sosyal adaletin, fırsat eşitliğinin, istihdamın, sosyal güvenliğin ve ülke kaynaklarının halkça kullanımının olmadığı toplumlarda ekonomik ilerleme ve gelişmeden, iç barıştan, dostluk, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşmadan bahsetmek imkânsızlaşmaktadır.
Bu bağlamda, Hükûmeti ekonomik durumumuzu manipüle eden, yanıltıcı hamaset söylemlerinden vazgeçmeye ve yoksul halkımızın ekonomik sorunlarını çözmek yolunda yapısal adımlar atmaya davet ediyor, bu duygularla hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)