| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 21.11.2017 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 86'ncı maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu torba kanun tasarısından bazı düzenleme başlıklarını paylaşmak istiyorum: Meralarla ilgili çok tehlikeli bir düzenleme, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu üzerinde düzenleme, sulama alanlarıyla ilgili düzenleme, Tarım Reformu Kanunu kapsamında düzenleme, arazi toplulaştırmasına dair düzenleme; Köy Kanunu, orman köylüsü, gıda sektörüyle ilgili, tütün üreticisiyle ilgili düzenlemeler...
Değerli arkadaşlar, maalesef bu kanun hiçbir şekilde Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonuna gelmemiştir tüm bu düzenlemelere rağmen. Hatta şunu da söylemek isterim: Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu kurulduğu günden bugüne, yani son iki senedir üç kere kahvaltıda buluşmuştur, iki kere iftar yemeğinde buluşmuştur, bir seyahat yapmıştır, ondan öte bir tane kanun maddesi, bir tane kanun teklifi Komisyona gelmemiştir iki yıllık geride bıraktığımız dönemde. Böyle bir torba kanundan bahsediyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakınız, bilindiği gibi, 19 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren bir Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu var, 5403 sayılı Kanun. Bu kanun, topraklarımızın korunmasını ve geliştirilmesini ve tarım arazilerinin sınıflandırılmasını, bölünmelerin önlenmesini sürdürülebilirlik ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları düzenliyor. Oysaki 1990 yılından günümüze, bu kanunun yürürlükte olduğu son on iki yıl da dâhil olmak üzere tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanımını talep eden 120 binin üzerinde yapılan başvurular sonucunda 3 milyon hektara yakın bir büyüklükteki tarım alanının amaç dışı kullanımına izin verilmiştir. Kısaca, 3 milyon hektar alan sanayi, kentleşme, turizm, madencilik, ulaştırma ve daha birçok alanda amaç dışı kullanıma sunulmuştur. Peki, şimdi soruyorum: Bu bir ihanet değil midir?
Değerli arkadaşlar, haziran ayında kısaca Üretim Reformu Kanun Tasarısı olarak tanımladığımız bir kanun tasarısını görüştük. Mera Kanunu'nda yapılmak istenen ancak tasarıdan çıkarılan düzenleme var idi, ne yazık ki bu düzenleme bugün bu tasarıda yeniden yerini buldu. Peki, neden? O zaman neden çektiniz, şimdi neden yeniden getiriyorsunuz? Söz konusu düzenlemeyle meraların endüstri bölgelerine, organize sanayi bölgelerine, serbest bölgeler gibi kullanımlara tahsis edilerek hayvancılık, toprak koruma, su üretimi ve biyolojik çeşitlilik bakımından büyük önemi olan mera alanlarının daraltılması söz konusu. Yıllık 15 milyon ton kaba yem ithalatının yapıldığı, et fiyatlarının yükseldiği ülkemizde bu düzenlemeden yarar beklemek nafile bir çaba değildir de nedir?
Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne, mera alanlarımızın, ülke yüzölçümünün yüzde 56'sından yüzde 19'una gerilediğini özellikle belirtmek isterim. Bu ciddi gerilemenin de söz konusu tasarıyla çok daha artacağı ortadadır.
Buradan Sayın Tarım Bakanına da çağrıda bulunuyorum. Sayın Bakan, kırmızı et, karkas, lop et ithalatı sopasıyla, bir ithalat sopasıyla besi üreticilerimizi tehdit ederek terbiye etmeye çalışacağınıza, hayvansal üretimimizin ve besiciliğin olmazsa olmazı olan mera alanlarımızı tarım dışı kullanıma ve hele hele sanayi üretimine terk etmeyerek hayvansal üretimimizin yok olmasını önleyiniz.
Yerli ve millî olduğunuzu iddia ediyorsunuz, sizden beklenen kendi üreticinizi korumaktır, kollamaktır; yüksek üretim girdi maliyetlerine önlem almanız ve Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesini çalıştırmanızdır; fahiş aracı kârlarını bu sayede ancak kontrol altına alırsınız. Tarım alanlarını koruyup kollamanızdır sizden beklenen Sayın Bakan.
Bakanlığınız, Temmuz 2005 yılında yasalaşan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun gereğini bugüne kadar neden yapmamıştır, soruşturacak mısınız?
212 adet büyük ovadan koruma altına alındığı ifade edilen 141 büyük ovada arazi kullanım planları neden hâlâ hazırlanmamıştır? Havza yönetim planları neden yapılmamıştır? Tarım lojistiği planları neden yapılmamıştır? Tarımsal ürün deseni planlaması neden yapılmamıştır? Bu planlar olmadan büyük ovaları ve tarım alanlarımızı koruyamayacağınızı bilmiyor musunuz, yoksa biliyor da kamu yararı aldatmacasıyla yandaşlarınıza dağıtmayı mı düşünüyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, hatırlayınız, Sayın Erdoğan geçenlerde İstanbul ve diğer AK PARTİ'li belediyeleri kastederek, "İhanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum." demişti.
Yine, hatırlayınız, aynı şekilde Sayın Başbakan bir konuşmasında "Tarım yapılacak yere bina yapmak ihanettir." demişti. Bu ne yaman çelişkidir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sındır, teşekkür ederiz.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Bitiriyorum, bir on saniye...
BAŞKAN - Peki, buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - ...bir yandan ihanetten bahsedeceksiniz, diğer yandan bu tasarıyla ihanet etmeye hem de ülkemizin bütün topraklarında devam edeceksiniz. Unutmayınız, topraksız vatan olmaz. Hem "tek vatan" diyeceksiniz hem de topraklarını yok edecek düzenlemeyle vatan olmaktan çıkaracaksınız. Cumhuriyet Halk Partisi bunu asla kabul etmeyecektir.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarken Rasim Ozan Kütahyalı'nın Bosna halkını, Boşnak kardeşlerimizi ve Bosna halkıyla duygusal bağları olan tüm yurttaşlarımızı rencide eden, derinden üzen, bu çerçevede tarihimizi ve millî değerlerimizi aşağılayan sözlerini de nefretle kınıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)